Mesajı Okuyun
Old 10-01-2007, 17:55   #2
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/855
K. 2002/1577
T. 12.2.2002
• KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN ARTIRILMASI ( Davada İkinci Kez Bilirkişi Raporu Alınmasının Birinci Raporun Test Edilip Kamulaştırılan Taşınmazın Gerçek Değerinin Bulunması Nedeni Olması )
• İKİNCİ KEZ BİLİRKİŞİ RAPORU ALINMASI ( İkinci Rapor Alınmasının Birinci Raporun Test Edilip Kamulaştırılan Taşınmazın Gerçek Değerinin Bulunması Nedeni Olması )
• FAİZİN BAŞLANGICI ( Kamulaştırma İşleminin Kesinleşip Mülkiyetin İdareye Geçtiği Tarihten İtibaren Hükmedilmesi )
2942/m.3,11,15
3194/m.18
3095/m.1,2
ÖZET : Kamulaştırma bedelinin tespiti davalarında, ikinci kez bilirkişi raporu alınması, başka bir uzman gurubunun inceleme ve görüşü açısından da değerlendirme yapılarak, birinci raporun test edilip kamulaştırılan taşınmazın gerçek değerinin bulunmasını amaçlar. Bu nedenle ikinci bilirkişi kurulunca birinci kurulun raporu ile bağlantı kurulmadan, bağımsız olarak ve yöntemince değerlendirme yapılıp sonuca ulaşılması gerekir.
DAVA : Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Mahkemece iki kez bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, ikinci bilirkişi kurulundan alınan 13.4.2001 havale tarihli raporda, incelenen emsal satışların uygun emsal olmadığına işaret edildikten sonra birinci bilirkişi kurulunun bulduğu değerin benimsendiğinin belirtilmesiyle yetinilmiş, ayrıca yöntemince değer takdiri yapılmamıştır.
Kamulaştırma Kanununun 15.maddesinin, 4650 Sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önceki onbirinci fıkrasında yer alan ve hakimin, kıymet takdir komisyonu tarafından tayin edilen kıymet ile bilirkişi kurulunun belirlediği kıymet arasında önemli bir oransızlık ( Yargıtay uygulamalarına göre %100'ü aşan ) gördüğü takdirde, yeni bilirkişi kurulu oluşturularak kıymet takdiri yaptıracağına ilişkin hüküm, ilk bilirkişi kurulunun takdirinde olabilecek yanılgıyı gidermek, başka bir deyişle başka bir uzman gurubunun inceleme ve görüşü açısından da değerlendirme yapılarak birinci raporun test edilip gerçek değerin bulunmasını temine yöneliktir. Bu bakımdan ikinci bilirkişi kurulunca birinci kurulun raporu ile bağlantı kurulmadan, bağımsız olarak ve yöntemince değerlendirme yapılıp sonuca ulaşılması gerekir. Anılan Yasanın aynı maddesinin dokuzuncu fıkrasında öngörülen, bilirkişi kurulunun taşınmaz malın kıymetini 11. ve 12.maddeler hükümlerine göre tayin ve takdir ederek gerekçeli raporunu düzenleyeceğine ilişkin hüküm de, oluşturulacak her bilirkişi kurulunun birbirinden bağımsız değerlendirme yapacağını göstermektedir.
Bu durumda ikinci bilirkişi kurulundan, tarafların göstereceği, ya da resen seçilecek uygun emsal ile dava konusu taşınmazın değere etki yapan bütün unsurları yönünden ayrı ayrı karşılaştırılıp bulunacak eksik ve üstün yönlerin değere etkileri de saptanmak suretiyle ve emsalin değerlendirme tarihinde endeksleme sonucu bulunacak fiyatından hareketle dava konusu taşınmazın değerini saptayan ek rapor alındıktan sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yöntemince kıymet takdiri yapmadan birinci raporda ulaşılan sonucu benimseyen ikinci bilirkişi kurulu raporunun yeterli bulunarak hüküm kurulması,
2-Birinci bilirkişi kurulunca, dava konusu taşınmazın somut emsalle karşılaştırılması sonucu bulunan değerinden İmar Kanununun 18.maddesinin 2.fıkrası hükmü uyarınca düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerekip gerekmediği hususunun, bu taşınmazların imar düzenlemesi sonucu oluşup oluşmadıklarının Belediye İmar Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorularak gözetilmemiş olması,
3-Faize, kamulaştırma işleminin kesinleşip mülkiyetin davalı idareye geçtiği 14.11.1996 tarihi yerine daha önceki ( 1984 yılında ölen murise çıkartılıp tebliğ edilen kamulaştırma evrakında yapılan tebligatın geçersiz olduğu dikkate alınmadan ) bir tarihten hükmedilmiş olması,
Doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.2.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
T.C.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/5887
K. 2002/6629
T. 10.6.2002
• KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN ARTIRILMASI ( Değerlendirme Tarihinden Önceki Satışların Emsal Alınması Gerekliliği - Bilirkişi Raporları Sonucu Belirlenen Değer İle Emlak Vergisine Esas Değer Arasında Fahiş Fark Olması )
• EMSAL KARŞILAŞTIRMASI ( Kamulaştırma Bedelinin Arttırılması - Değerlendirme Tarihinden Önceki Satışların Emsal Alınması Gerekliliği / Bilirkişi Raporları Sonucu Belirlenen Değer İle Emlak Vergisine Esas Değer Arasında Fahiş Fark Olması )
• EMLAK VERGİSİNE ESAS DEĞERLER ( Kamulaştırma Bedelinin Arttırılması - Değerlendirme Tarihinden Önceki Satışların Emsal Alınması Gerekliliği / Bilirkişi Raporları Sonucu Belirlenen Değer İle Emlak Vergisine Esas Değer Arasında Fahiş Fark Olması )
2942/m.11
1319/m.12
ÖZET : Dava konusu taşınmazın ve emsallerin bağlı bulundukları cadde veya sokak için belediyelerce emlak vergisine esas olmak üzere değerlendirme tarihi itibariyle belirlenen asgari arsa metrekare fiyatlarının ilgili Belediye Başkanlıklarından getirtilip bu değerlerin birbirine oranı ile bilirkişi raporlarında emsal karşılaştırması sonucu değerlendirmeye esas alınan oran birbirinden fahiş ölçüde farklı ise bu farklılık ve çelişkinin mutlaka giderilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulması hatalıdır.
DAVA : Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki; 1-Bozma ilamının ( 1 ) nolu bendinde, arsa niteliğindeki taşınmazlara ilişkin değer belirleme yönteminin Kamulaştırma Yasasının 11.maddesinin 3.fıkrası ( g ) bendi ve 4.fıkrasında belirlenen esaslara uygun olması gerektiği ve bilirkişi raporlarının bu yönden yeterli bulunmadığı, emsal incelemesi ve dava konusu taşınmazla karşılaştırması yapılmadan genel nitelikte değerlendirmeyle yetinildiği belirtilerek bilirkişi kurullarından buna göre ek raporlar alınması öngörülmüş olmasına karşın birinci ve ikinci bilirkişi kurullarından bu yönde ek raporlar alınması gereğine uyulmaması,
2-Ayrıca bozma ilamının ( 2 ) nolu bendinde ayrıntılı açıklamaya yer verilerek, dava konusu taşınmazın ve emsallerin bağlı bulundukları cadde veya sokak için belediyelerce emlak vergisine esas olmak üzere değerlendirme tarihi itibariyle belirlenen asgari arsa m2 fiyatlarının ilgili Belediye Başkanlıklarından getirtilip bu değerlerin birbirine oranı ile bilirkişi raporlarında emsal karşılaştırması sonucu değerlendirmeye esas alınan oranı birbirinden fahiş ölçüde farklı ise bu farklılık ve çelişkinin mutlaka giderilmesi gerektiği belirtilmiş iken, bu hususta da gerekli araştırma ve inceleme yapılmamış olması,
3-Üçüncü bilirkişi kurulu tarafından bozma sonrası düzenlenen ek raporda somut emsal olarak incelenen 236 ada 10 No.lu parselin emsal alınan satış tarihi 12.4.1999 ve dava konusu taşınmazın kamulaştırma ( değerlendirme ) tarihi ise 26.2.1999 olup, Kamulaştırma Yasasının 11.maddesinin 3.fıkrasının ( g ) bendine göre değerlendirme tarihinden önceki satışların emsal alınması gerektiği gözetilmeden bu emsal satışına göre değerlendirme yapılıp taşınmaza bedel biçilmesi, doğru görülmemiştir.
Mahkemece yukarıda değinilen hususlarda gerekli araştırma ve inceleme yapılarak bilirkişi kurullarından ek raporlar alınmalı, raporların bozma gereklerine uygunluğu denetlenmeli ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.6.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
T.C.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/1646
K. 2002/3176
T. 26.3.2002
• KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN ARTIRILMASI ( Değerlendirme Tarihinin Kamulaştırma Tarihi Olarak Kabulü )
• TEBLİGAT YAPILMASI ( Kamulaştırmadan İtibaren Bir Yıl İçinde Usulüne Uygun Tebligat Yapılması Halinde Değerlendirme Tarihinin Kamulaştırma Tarihi Olarak Kabulü )
• FERAĞ ( Kamulaştırmadan İtibaren Bir Yıl İçinde Usulüne Uygun Tebligat Yapılması Halinde Değerlendirme Tarihinin Kamulaştırma Tarihi Olarak Kabulü )
• DEĞERLENDİRME TARİHİ ( Kamulaştırmadan İtibaren Bir Yıl İçinde Usulüne Uygun Tebligat Yapılması Halinde Değerlendirme Tarihinin Kamulaştırma Tarihi Olarak Kabulü )
2942/m.11,15
ÖZET : Kamulaştırmadan itibaren bir yıl içerisinde usulüne uygun tebligat yapılması veya ferağ verilmesi ya da dava açılması halinde değerlendirme tarihinin, kamulaştırma tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği dikkate alınmadan daha sonraki dava tarihine göre değerlendirme yapılması hatalıdır.
DAVA : Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Taşınmazın değerinin belirlenmesi konusunda yaptırtılan ilk inceleme sonucunda düzenlenen birinci bilirkişi kurulu raporunda ulaşılan değer ile takdir komisyonunca takdir olunan bedel arasında önemli bir oransızlık bulunmadığı halde yeniden keşifler yapılıp raporlar alınmış olması doğru değil ise de, geçerli kabul edilen ilk bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğundan bu husus bozma nedeni sayılmamıştır.
Ayrıca, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Kamulaştırma evrakının davacıya tebliğ tarihi tespit edilmeden davanın süresinde olduğunun kabulü,
2-Dosya içerisine getirtilen tapu kaydına göre davacı 18.2.2000 tarihinde ferağını vermiştir. İdareden getirtilen yazıda ise davacının 18.12.2000 tarihinde ferağını verdiği belirtilmiştir. Davanın yasal süresi içerisinde açılıp açılmadığının tespiti bakımından yazılar arasındaki bu çelişkinin giderilmemesi ve taşınmaza ait akit tablosunun getirtilmemiş olması,
3-Dava konusu taşınmaz 27.7.2000 tarihinde kamulaştırılmış olup, davacı ferağını verdikten sonra 10.1.2001 tarihinde bedel artırım davası açılmıştır.
Kamulaştırma Kanununun 15.maddesinin 13.fıkrasına göre, kamulaştırmadan itibaren bir yıl içerisinde usulüne uygun tebligat yapılması veya ferağ verilmesi ya da dava açılması halinde değerlendirme tarihinin, kamulaştırma tarihi olan 27.7.2000 olacağı dikkate alınmadan daha sonraki dava tarihine göre değerlendirme yapılması,
Doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx