Mesajı Okuyun
Old 14-01-2007, 15:46   #36
Hekimbaşı

 
Varsayılan

Sn.Genç,

Fıkra hoş elbette. Ancak, ABD hariç doktorlar ve avukatların telefonla yapılan danışmalara birebir fatura kesebildikleri bir ülke bilmiyorum.

Bana sorarsanız sağlık veya hukuk alanındaki danışmaların değeri tartışılmaz; ancak bunların sınırı da yok. Eğer paraya tahvil etmeye kalkışırsanız, bir doktora 'merhaba' demek bile ücrete tabi olmalıdır. Nedeni açık: duruşunuz, konuşmanız, hareketleriniz, görüntünüz, tepkileriniz, vücudunuzun görünür yerlerinde belirti verecek bir hastalığa ilişkin değişiklikler içeriyorsa; merhabalaştığınız doktorun sizi haberdar etmesi hem vicdani açıdan gerekli, hem de ettiği yemin açısından zorunludur. Sanırım hukukçular en azından bu açıdan rahat; onların yeminlerinde 'zarar göreceğini fark ettiğim kişiyi uyarmak ve zarar görmesine engel olmayı vicdani görev bilirim' gibi bir şey yok.

Buna çok bilinen hastalıklar olan kızamık, kızamıkçık, çiçek, allerjiler, sarılık, felçler, nezle, soğuk algınlığı gibi hastalıklardan beğendiğinizi örnek olarak verebilirim. Sizinle bir yerde karşı karşıya gelip 'gidip tetkik yaptır, sanırım sarılık olumuşsun' dersem, ve bunun sonucunda size sarılık tanısı konup erken tedavi edilirse bunun için bana ne kadar borçlu kaldığınızı düşünmek gerekir? Belki geç kalındığında siroz olup 6-9 ay sonra ölmenize engel olmuşumdur. Ne yapacağız şimdi?

Bu nedenle, resmen başvurup istenmedikçe, vicdani veya sosyal nedenlerle yapılan bu tür yardımlar için ücret talep edememekteyiz. Aynı nedenle, telefonla yapılan başvurularda da. Fakat, ABD de gerçekten bu yola gidilmektedir. Hatta, doktor ücret almamış olsa bile telefon veya e-posta kanalıyla önerdiklerinden yasal olarak sorumlu tutulabilmektedir; ve eğer hatalı veya eksik bilgi verirse, dava edilebilmektedir. Ücret almamış olması onu mesleki sorumluluktan kurtaramamaktadır.

İşte bu nedenlerle, ABD de doktorlar (herhalde avukatlar da) başvuru telefonlarını diğer iletişim adreslerinden ayırmakta, onların üçüncü şahıslarca kayıt altına alınmasını sağlamakta ve hasta / müşterilerine bu adreslerin ücrete tabi olduğunu bildirmektedirler. Bunun doğal sonucu olarak, söz konusu telefonlar dışındaki telefonlarda danışmaya olanak tanımamakta, çok sıkışırlarsa, danışma telefonlarını vermekte veya daha da kaba bir yöntemle, görüşmeyi doğrudan o telefona aktarmaktadırlar.

Ancak, yine de açıkça ortada olan birşey vardır: ister doktor olsun, ister avukat; söz konusu hizmete karşılık elde edilen ücret, sağlanan maddi veya manevi yararla asla orantılı olamamaktadır. Bu özellikle hekimlik için daha da belirgindir. Bir kişinin hayatını kurtardıysanız, onun maddi varlığının tümünü bile isteseniz yerinde olabilir; ancak bu mümkün olamamaktadır. Öte yandan; bazı durumlarda hiçbir ücret alamayacağınızı biliyor olmanıza karşın bazı şeyleri yapmak zorunda kalabilirsiniz; yapmama seçeneğiniz yoktur.

İşte bu durumu hekimler genellikle şöyle çözümlemekteydiler: köyden gelen fakir hastaya yumurta veya tavuk karşılığı bakarken, parası olduğunu bildiği hastalardan koparabildiği kadar almak.

Bu yerel çözüm her zaman işe yaramaz. Her geçen gün de daha zor uygulanır hale gelmektedir; çünkü masraflar içinde hekim emeğinin payı giderek azalmaktadır. Diğer bir deyişle, hekim ne yaparsa yapsın, hasta çuvalla para ödemek zorunda kalmaktadır. Hekimler de 'eh, herşeyi ödüyorsa, öncelikle benimkini ödemek zorunda' yaklaşımıyla kendi vicdanlarını rahatlatma yolunu seçmektedirler. Özel sağlık sigortaları da bunun bir başka yordamı olmuştur.

Para karşılığı sağlık hizmetinin çıkmazlarından sadece birisidir bu. Hukuk alanında da benzer tablolar eminim görülüyordur. İşte bu noktada sosyal devlet anlayışının önemi daha belirgin hale geliyor sanırım.