Mesajı Okuyun
Old 14-12-2004, 17:25   #5
nfb

 
Varsayılan

sayın sertan,

Zaten bu yasa çıkarken gerek meclis görüşmelerinde gerek komisyon tutanaklarında iş hukukuna böyle geniş bir kapsamda kazandırılan iş güvencesi kavramının büyük ölçüde Yargıtay İçtihatları ve doktrin çalışmalarıyla açıklığa ve istikrara kavuşacağı açıklanmıştır.
Ancak 9.H.D. nin bugün eriştiği 27-28000 esasa göre nasıl İÇTİHAT YARATILACAĞI bence muammadır. Hep söyledim yine söyliyeceğim. Bu yeni kavram ve yasal düzenleme, işçi-işverenden hangi kesim olursa olsun mutlaka davalarda tarafların birisinin canını yakacaktır, yakmaktadır. Mutlaka her davada bir kazanan vardır ancak bu özel konuda adaletin çoğunlukla gerçekleştiğinden, gerçekleşeceğinden hiç emin değilim ne yazık ki.

Konuya bir başka soruyla devam edelim. 4857/29. madde TOPLU İŞÇİ ÇIKARTMA

Bu maddenin düzenlemesine bakıldığında yasa koyucunun, toplu işçi çıkışını çok sert ve emredici kurallara bağladığını görmekteyiz.
Bununla da kalınmamış ve bu maddeye aykırılığın ayrıca 100. madde ile suç teşkil edeceği, yaptırımının da idari para cezası olduğu düzenlenmiştir.

Bu durumda 25. maddedeki hiç bir koşula uymadan toplu işçi çıkartan işverenin bu eyleminin müeyyidesini sadece idari para cezası olarak görmek suretiyle, fesih bildiriminde, örneğin işyerinin hiç bir bölümü kapatılmadan, işyerinde hiç bir teknolojik yenilik uygulanmadan sırf istihdam fazlalığı, norm kadro çalışması, şirket organizasyonunda değişiklik vb. sebepleri GEÇERLİ SEBEP kavramı içine sokarak neticede işverinin fesih işleminin doğru olduğuna karar verilebilir mi?

29. madde, bu tür fesihlerin Bölge Müdürlüğüne bildiriminden 30 gün sonra hüküm doğuracağını amirdir.

Peki bu durumda yine de dava açma süresi bildirim tarihi midir?

Bir başka soru . 29. maddeye aykırı olarak toplu işçi çıkartılması durumunda :

Yasa bu eylemi ayrıca suç olarak kabul etmişse ve madde metninine göre de bu düzenleme NORMATİF yani emredici ise, özel hukuk açısından da bu eylem ve işlem aslında KEENLEMYEKUN değilmidir?

Eğer emrdici yasa kurallarına açıkça aykırılık butlanla malul ise, o takdirde işçi, fesih işleminin GEÇERSİZLİĞİNİ değil, daha ağır bir sonuç olan HÜKÜMSÜZLÜĞÜNÜ iddia edemeyecek midir?. Mahkemece bunun kabulü halinde ise, 4+4(veya 8) aylık ücret+ tazminat yerine dava kaç ay sürerse o kadar sürenin ücretini işveren ödemek ve KENDİLİĞİNDEN işçiyi çalıştırmaya devam etmek zorunda kalmayacak mıdır?