Mesajı Okuyun
Old 21-12-2012, 18:28   #4
ilhan13

 
Varsayılan

1) Kiracı kabul ettiği kısmı 30 gün içinde ödemek zorundadır. Ödenmediği takdirde temerrüt oluşur ve tahliye istenilebilir.
2)Kiralayan yapmış olduğu icra takibiyle, İcra Müdürlüğü'ne de alacağı tahsil etme yetkisi vermiştir. Borçlu da İcra Müdürlüğü'nün ifa yeri olarak belirlediği Bankaya ödeme yapmakla borcun ifasından ve temerrütten kurtulmuş olur.

3) İmzaya süresinde itiraz etmeyen borçlu, imzayı kabul etmiş sayılır. Borçlu, imzaya itiraz süresini kaçırdığı için İcra Mahkemesinde imza itirazında bulunamaz. Ancak Genel Mahkemede menfi tespit davası açabilir.

4) 30 gün içinde kira parasının ödenmesi yeterlidir. Ödenmeyen icra masrafı ve vekalet ücreti temerrüde sebep olmaz. T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 1993/12-657
Karar: 1993/808
Karar Tarihi: 15.12.1993

ÖZET: İcra masraflarının ödenmemesi temerrüde esas teşkil etmez. Alacaklı itirazın kaldırılmasını istemeden tahliye talebinde bulunamaz. Mercice bu yön gözetilerek tahliye talebinin reddi gerekirken yazılı gerekçeyle itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verilmesi isabetsizdir.

(818 S. K. m. 260) (2004 S. K. m. 269/a)

Dava: Taraflar arasındaki "tahliye" davasından dolayı yapılan yagrılama sonunda; Kadıköy 3. İcra Tetkik Mercii'nce davanın kabulüne dair verilen 28.12.1992 gün ve 1992/754-1992/1106 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine;

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 13.4.1993 gün ve 2192-6698 sayılı ilamı: (...51 örnek ödeme emri tebliği üzerine borçlu yasal süre içerisinde icra müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçesinde aylık kiranın 800.000 lira olduğunu bildirmiş ve 30 günlük yasal süre içerisinde 3 aylık kira bedeli 2.400.000 lirayı icra veznesine ödemiştir. Alacaklı vekili 14.8.1992 tarihli dilekçesinde borçlunun itirazının kaldırılmasını istememiş, borçlu yasal süre içerisinde 2.400.000 lirayı ödemişse de masrafları ödemediğin temerrüdün gerçekleştiğini ileri sürerek tahliyeye karar verilmesini istemiştir. İcra masraflarının ödenmemesi temerrüde esas teşkil etmez. İİK'nun 269/a ve müteakip maddeleri uyarınca alacaklı itirazın kaldırılmasını istemeden tahliye talebinde bulunamaz. Mercice bu yön gözetilerek tahliye talebinin reddi gerekirken yazılı gerekçeyle itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.