Mesajı Okuyun
Old 23-10-2007, 23:25   #2
kadirtoprak

 
Varsayılan

selam.çek iptali davasını keşideci açamaz... menfi tespit davası da biraz zor görünüyor.. hatır çeki ile ilgili olarak da şu kararı iT.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/7046
K. 2006/1637
T. 21.2.2006
• MENFİ TESPİT DAVASI ( Davalı Tarafından İcra Takibine Konu Edilen Çekin Hatır Çeki Olarak Verildiği ve Borcun Olmadığı İddiasında Bulunulması )
• HATIR ÇEKİ ( Çek Bir Ödeme Vasıtası Olduğundan Mevcut Bir Borcun Tediyesi Amacıyla Verildiğinin Kabulünün Gerekmesi-Çekin Hatır Çeki Olduğu Yönündeki İddianın da Davacı Tarafça Yazılı Delille İspatlanmasının Gerekmesi )
• TEMİNAT ÇEKİ ( Çek Bir Ödeme Vasıtası Olduğundan Mevcut Bir Borcun Tediyesi Amacıyla Verildiğinin Kabulünün Gerekmesi-Çekin Hatır Çeki Olduğu Yönündeki İddianın da Davacı Tarafça Yazılı Delille İspatlanmasının Gerekmesi )
• YAZILI DELİLLE İSPAT ( Çek Bir Ödeme Vasıtası Olduğundan Mevcut Bir Borcun Tediyesi Amacıyla Verildiğinin Kabulünün Gerekmesi-Çekin Hatır Çeki Olduğu Yönündeki İddianın da Davacı Tarafça Yazılı Delille İspatlanmasının Gerekmesi )
6762/m.692
ÖZET : Çek bir ödeme vasıtası olup, kural olarak mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece çekin hatır çeki ya da teminat amacıyla verilen bir çek olduğu yolundaki iddianın davacı tarafça yazılı delille kanıtlanması gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalının icra takibine konu ettiği çekin hatır çeki olduğunu, müvekkilinin davalıya borcunun olmadığını, davalının bankadan kredi alabilmesi için söz konusu çekin verildiğini ileri sürmüş ve müvekkilinin borçlu olmadığının tesbitine % 40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının müvekkili şirketin ortağı olduğu hususunun doğru olduğunu, müvekkili şirket ekonomik sıkıntıya girince şirket ortaklarının şahsi çeklerini vererek müvekkilinin kredi borcundan kurtulmasını sağladığını, davacı şirketin bu yöndeki taahhüdünü yerine getirmediğini, dava konusu çekin bu tür çeklerden olduğunu belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre dava konusu çekin alınan kredi borcu nedeniyle teminat mahiyetinde bankaya verildiği, kredi ödendikten sonra bankadan alınan çekle davacı aleyhine icra takibine geçildiği, hatır çeki nedeniyle davacının davalıya borcunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının İcra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tesbitine, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu çekin hatır çeki olup olmadığı, başka bir ifade ile teminat amacıyla verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır. Çek bir ödeme vasıtası olup, kural olarak mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece çekin hatır çeki ya da teminat amacıyla verilen bir çek olduğu yolundaki iddianın davacı tarafça yazılı delille kanıtlanması gerektiği gözetilmeden hükme esas alınan bilirkişi raporunda yer alan varsayımlardan hareketle yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.02.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
nceleyiniz...