Mesajı Okuyun
Old 16-04-2008, 22:04   #7
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Yasemin Işık
Sayın Uygar,
4857 sayılı yasanın 2. maddesi ile getirilen düzenleme amacı dikkatlice incelendiğinde ve asıl işveren alt işveren ilişkilerinin eski dönemde nasıl suistimal edilip işçilerin mağdur edildiklerini gözönünde bulundurulduğunda bu uygulamanın haklı olduğu ve yasal düzenlemenin yetersizde olsa uygulamayı biraz ferahlattığı inancındayım.

Alıntı:
Yazan 2.Madde
Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.

Alıntı:
Yazan madde gerekçesinden:
Bu sorumluluk, alt işverenin işçisinin o işyeriyle ve orada çalıştığı süreyle sınırlı olup, alt işverenin işçilerinin İş Kanunundan, iş sözleşmesinden ve alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan hükümlerinden yükümlülüklerini kapsamaktadır.

Sayın Av.Yasemin Işık;

Benim eleştirim Yargıtay kararının mevcut yasalara ve yerleşik içtihatlara uyumuna ilişkindir.
İşe iade davası sonucunda asıl işveren aleyhine de hüküm kurulması sadece tazminatın tahsiline ilişkindir. Oysa Yargıtay, işe başlatmama tazminınatının sadece ay olarak değil rakam olarak belirtilmiş olmasını dahi, FESHİN GEÇERSİZLİĞİNİN TESPİTİ dışında kaldığından bozma sebebi saymaktadır.
Aynı şekilde işe iade davasıyla alacak davası bir arada görülememektedir...
Yargıtayın bahsekonu kararının bu içtihatlarına aykırı olduğunu düşünmekteyim.

Diğer yandan, ilgili yasal düzenlemede İŞYERİ olgusu ve O İŞYERİNDEKİ ÇALIŞMA vurgulanmaktadır.

Acaba şu şekilde uyuşmazlıklar olduğunda nasıl karar verilmelidir?

Alt işverenin 30dan fazla işçisi var da işçinin çalıştığı işyerinde 30dan az işçi varsa...

İşçinin, asıl işverenin işyerindeki çalışması 6 aydan kısa sürmüşse...

İşveren 1 ay çalıştırdığı taşeron işçisine 8 aylık ücret tutarında tazminat vermek durumunda kalacaksa...


Saygılarımla.