Mesajı Okuyun
Old 05-05-2009, 16:44   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Sayın Katılımcı;

Eğer boşanmak istiyor iseniz, yeterli sebebiniz bulunmaktadır. Boşanmaya neden olan olaylarda eşinizin KUSURLU olduğunu mahkeme önünde de kanıtladığınız taktirde, boşanmanıza karar verilecektir.

Bu boşanma davasının içinde, kendiniz ve 18 yaşından küçük çocuklarınız için öncesinde TEDBİR, boşanma kararının verilip kesinleşmesinden sonra ise YOKSULLUK ve İŞTİRAK nafakaları olarak devamına karar verilmesi istenir.

18 yaşından büyük çocuklar eğer öğrenim görüyorlarsa, baba desteğinden yoksunlar ise,babalarına karşı kendileri nafaka davası açabilirler.

Bu davanın içinde, ayrıca maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerinde de bulunulabilir.Manevi tazminata hükmedilmesi için kişilik haklarınızın zarar uğradığının(dövme, sövme, aldatılma..) mahkemede ispatlanması gerekir.

Yine boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde ise, mal rejiminin tasfiyesine yönelik davaları açma hakkınız bulunmaktadır. Bu davaların açılabilmesi için boşanmanın kesinleşmesi aranır.

Bu durumda iki tür hakkınız vardır. Bunlar ALACAK haklarıdır. Mülkiyeti size ait olmayan ve 2002 yılından sonra karşılığı ödenerek edinilen mal varlığı değerleri üzerinde "tasfiye payı alacağı"nız bulunmaktadır.

İkinci olarak da, 2002 yılından önce edinilmesine, korunmasına, iyileştirilmesine katkıda bulunduğunuz,mal varlıkları ve yine 2002 sonrasında edinilmesine ve değerinin artmasına kişisel malınızla katkıda bulunmduğunuz miktarı talep etme hakkınız bulunmaktadır.Bunda da mallar eşinizin üzerinde kayıtlı olduğu taktirde siz amacağınız için dava açarsınız.

Eğer mallar sizin üzerinize kayıtlı ise, eşiniz dava açacaktır.

Oturmakta olduğunuz ev eşiniz adına kayıtlı ise, aile konutu şerhini aldırabilirsiniz.

Ayrıca, boşanma davası açılmakla, hakim tarafların yaşaması için gerekli tedbirleri davanın devamı süresince almak zorundadır. Ev ve ev eşyasından sizin yararlanmanıza karar verilmesini isteyebilirsiniz.

Eğer boşanma davası açmayı düşünmüyor iseniz;

Ailenin korunmasına yönelik kanun kapsamında, fiziki ve ekonomik ve manevi şiddete maruz kaldığnız için aşağıdaki tedbirlerin, bir ve ya birkaçının alınmasını, en yakın aile mahkemesi yargıcından talep edebilirsiniz.

Alıntı:
Türk Medenî Kanununda öngörülen tedbirlerden ayrı olarak, eşlerden birinin veya çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinden birinin veya mahkemece ayrılık kararı verilen veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı olan veya evli olmalarına rağmen fiilen ayrı yaşayan aile bireylerinden birinin aile içi şiddete maruz kaldığını kendilerinin veya Cumhuriyet Başsavcılığının bildirmesi üzerine Aile Mahkemesi Hâkimi meselenin mahiyetini göz önünde bulundurarak re'sen aşağıda sayılan tedbirlerden bir ya da birkaçına birlikte veya uygun göreceği benzeri başka tedbirlere de hükmedebilir:

Kusurlu eşin veya diğer aile bireyinin;

a) Aile bireylerine karşı şiddete veya korkuya yönelik söz ve davranışlarda bulunmaması,

b) Müşterek evden uzaklaştırılarak bu evin diğer aile bireylerine tahsisi ile bu bireylerin
birlikte ya da ayrı oturmakta olduğu eve veya işyerlerine yaklaşmaması,

c) Aile bireylerinin eşyalarına zarar vermemesi,

ç) Aile bireylerini iletişim araçları ile rahatsız etmemesi,

d) Varsa silah veya benzeri araçlarını genel kolluk kuvvetlerine teslim etmesi,

e) Alkollü veya uyuşturucu herhangi bir madde kullanılmış olarak şiddet mağdurunun yaşamakta olduğu konuta veya işyerine gelmemesi veya bu yerlerde bu maddeleri kullanmaması,

f) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması.

Yukarıdaki hükümlerin uygulanması amacıyla öngörülen süre altı ayı geçemez ve kararda hükmolunan tedbirlere aykırı davranılması halinde tutuklanacağı ve hakkında hapis cezasına hükmedileceği hususu şiddet uygulayan eş veya diğer aile bireyine ihtar olunur.

Eğer şiddeti uygulayan eş veya diğer aile bireyi aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise hâkim bu konuda mağdurların yaşam düzeylerini göz önünde bulundurarak daha önce Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir.

Bu Kanun kapsamındaki başvurular ve verilen kararın infazı için yapılan icraî işlemler harca tâbi değildir."

Yukarıdaki tedbirler 6 ay için verilirler sürenin sonunda tekrar talep edilebilirler.

Sayın Katılımcı;

Haklarınız o kadar çeşitli ki, Medeni Kanun her ihtimale ilişkin yasa maddesi belirlemiştir.

Eksiksiz, zaman kaybına uğramadan ve boş yere masraf yapmamak için MUTLAKA bir avukatın DOĞRUDAN desteği ile yol alınız.

Saygılarımızla,