Mesajı Okuyun
Old 04-08-2008, 07:51   #41
duyurucu1

 
Mutlu

015-CUMHURİYET DÖNEMİ VE KADININ DEĞİŞME SÜRECİ

Cumhuriyet döneminin Atatürklü yıllarının sonunda, kadınlara dünyanın hiçbir yerinde olmayan haklar verildi. Atatürk bu hakların verilmesinde belirleyici oldu.Cumhuriyet kadını Milli mücadelede erkeğiyle birlikte Yunan , İngiliz,Fransız ve İtalyan işgalcilerine karşı birlikte mücadele etmişti.İşgalcilerin Anayurttan atılmasını müteakip, toplumun yarısını oluşturan kadınların yeni rejimim yerleştirilmesine katkı vermesi kaçınılmazdı.Atatürk’ün hayali, kadını ve erkeği eşit ,demokratik, laik cumhuriyetti.Sınıfsız ,kastsız,cinsler arasında ezenin ezilenin olmadığı bir rejim ve aile düzeniydi.Toplumun rejiminin cumhuriyet olması için öncelikle ailenin bireylerinin eşit ,sömürüsüz, huzurlu ve sağlıklı ilişkiler kuruyor olması gerekirdi.Bir toplum tepeden inme ne kadar devrim yapılırsa yapılsın,toplumdeğiştirilmeye çalışılırsa çalışılsın , hücreleri olan ailenin yapısı değiştirilmezse, cumhuriyet ,sağlam temellere oturtulamazdı.Bu nedenle toplumun geleneksel aile yapısının değiştirilmesi kaçınılmazdı. Aile ilişkilerini değiştirmek amacıyla önce, Türk Medeni Kanunu kabul edildi. Aile ilişkileri yeni kalıplara dökülmeğe çalışıldı. Erkek ve kadının statüsü ve ilişkileri yeniden belirlendi.Artık aile, eski geleneksel konumda olmayacaktı.Kanunlarla yapılan düzenlemelerin yerleşmesi, birkaç kuşaklık zaman aldı.Bu devrim,iyi mi oldu kötü mü oldu?Kadın ve erkek ilişkilerini ne derece sağlıklı kıldı ayrı bir tartışma konusu.Ama bilhassa 1950 li yıllardan sonra erkeğin evini geçindirememesi giderek artarken, kadının da erkeğine başkaldırması süreci başlamış oldu.

Kadın 1930lu yıllarda seçme ve seçilme hakkına kavuştu. Artık o da erkekle eşit statüye geldi.Yönetimi oluşturmada etkili olmaya başladı.Ancak, geçmiş insanlık tarihi boyunca kadın ,erkekle bu kadar ,hukuken eşit olmamıştı.Feminizmin de etkisiyle kadın, hukuken var olan eşitliğini fiilen de istemeğe başladı.Erkek ise, kadının kendisine fiilen eşit olmasının ne gibi sonuçlar getirebileceğini zaman içinde görmeğe başladı.

ATATÜRK DENEYİNİ SONRA GELEN ERKEKLER DE YAŞADI

İlk deneyi Atatürk yaşadı.Kültürlü,okuma yazma bilen kendisine eşit bir Cumhuriyet kadını ile evlendi. Kadın eşitliğini hukuksal alandan kendi hayatında fiili alana kaydırdı. Ancak çok kısa süre içerisinde ,Aile içerisinde huzursuzluk çıktı.Kadın şımardı.Haddini hududunu bilemedi.Her ne kadar kendisine bazı haklar verilmiş ise de bu hakkını erkeği ezmek amacıyla kullanamayacağını bilemedi.Yılların geleneksel kadın tipi, mücadele etmeden, hayatın kahredici deneylerinden geçmeden,kan dökmeden,gözyaşı dökmeden kolaycacık bazı haklara kavuşursa olacağı buydu.

Atatürk kadınını boşadı.

Atatürk’ten sonra gelen Cumhuriyetçi erkekler de ;kadınları eğer Atatürk’ün kadını gibi okumuş yazmış kültürlü ve haklarını fiilen hayata geçirirken, Atatürk’ün kadının düştüğü hataya düşen kadın türleri ile evlendilerse, sonları Atatürk’ün aile ilişkisine benzedi.Bazı cumhuriyetçi kadınlar örneğin;İnönüler,Çakmaklar Karabekirler in kadınları da en az Atatürk’ün kadını gibi okumuş yazmış ve cumhuriyet idealine inanmışlardı.Ama bunlar erkeklerle fiilen eşit olmayı onlara karşı gelme, onları küçümseme olarak algılamadılar.Yeni cumhuriyetçi kadın olmak onları şımartmadı.Erkeğin evdeki saygınlığına gölge düşürmediler.Bunların evlilikleri yürüdü Evliliği yürütenler, cumhuriyetçi fakat şımarmayan kadınlar oldu.

Nitekim daha sonra gelen kuşaklara örnek olan,Gürsel’in,Korutürk’ün,Demirel’in Ecevit’in,Sezer’in de çağdaş Cumhuriyetçi kadınları, erkeklerini hor görmedi ve onlara gereken saygıyı gösterdiler.Şımarmadılar.Bu nedenle cumhuriyet toplumuna örnek oluşturdular.