Mesajı Okuyun
Old 01-06-2007, 13:37   #6
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Bir yıl süreyle küçüğe bakılmış ve eğitilmiş olma koşulu, küçüğün evlat edinilmesinde aranacak esaslı koşullardandır. ( TMK 305/1) Aşağıdaki yargıtay kararında bu koşul ve sayılan diğer koşullar hakkında hakimin kapsamlı bir araştırma yapması gereğine işaret edilmiştir.

"sürenin kesilmesi , mesela hafta sonlarını cocuğun büyük ana babasının yanında geçirmesi mümkündür ; fakat bu kesintilerin arasına büyük zaman aralıklarının girmemesi gerektiği öğretide savunulmaktadır. Mesela sadece müşterek tatil yapma gibi; sadece hafta sonları bir araya gelinmesi bir yıllık sürenin hesaplanmasında gözönünde tutulmaz. Bir yıllık süre kısaltılamaz "( Bilge Öztan Aile Hukuku 2004 s. 570 )

Bir yıllık süre hiçbir zaman formalite nevinden bir süre olarak yorumlanmamalı. Kanun koyucu bu süreyi tecrübe, düşünme süresi olarak kabul etmiş ve evlat edinmenin çocuğun yararına olup olmayacağını belirleme bakımından gerekli görmüştür. Koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda hakime kapsamlı araştırma yapma görevi yük
lemiştir. Bence süre koşuluna aynen uyulmalı, uyulması tavsiye edilmeli ve açılacak davada da uyulduğu ispat edilmelidir.

Ergin olmayan kişilerin anne ve babasının izni ile yurt dışına çıkarılması mümkündür. Anne ,babanın bu izni vermemesi veya pasaport yönünden engel çıkması halinde en olumlu yol hakime başvurarak bu iznin hakim tarafından verilmesi talep edilmesi olduğunu düşünüyorum. Hakimin de bu izni vermemesi veya vize alınamaması halinde evlat edinecek kişinin bir yıllık süreyi Türkiye’de geçirmesinden başka bir çare k
almamaktadır.

Bir
yıllık sürenin hesabında hangi tarih esas alınacak , sorusu ile ilgili olarak Yargıtay aşağıdaki kararında da hüküm tarihinin esas alınacağı sonucuna varabiliyoruz.
Saygılarımla.

YARGITAY 2.HD. 15.06.2004 T. 6944 E. 7910 K.
“ Türk medeni Kanununun 305/1 maddesine göre bir küçüğün evlat edinilmesi , evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlıdır. Evlat edinilen çocuk 232.6.2002 doğumlu olup, tenfizi istenen karar ise 12.1.2005 tarihlidir. Şu halde bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olma koşulu gerçekleşmemiştir.

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/7729

K. 2005/10050

T. 27.6.2005

• EVLAT EDİNME ( Küçüğün - Evlat Edinen Tarafından Bir Yıl Süreyle Bakılmış ve Eğitilmiş Olması Koşuluna Bağlı Olduğu )

• HAKİMİN ARAŞTIRMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ ( Küçüğün Evlat Edinilmesi - Bir Yıl Süreyle Bakma ve Eğitme Şartının Gerçekleşip Gerçekleşmediği )

• KÜÇÜĞÜN EVLAT EDİNİLMESİ ( Evlat Edinen Tarafından Bir Yıl Süreyle Bakılmış ve Eğitilmiş Olması Koşuluna Bağlı Olduğu )

4721/m.305/1,316

ÖZET : 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 305. maddesinin 1. fıkrasına göre bir küçüğün evlat edinilmesi, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlıdır.
Dosya içeriğinden Kanada'da ikamet ettiği anlaşılan davacının küçükler Merve ve Mehmet'e bir yıl süre ile baktığı ve eğittiği konusunda herhangi bir delil bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, Türk Medeni Kanununun 305/1. maddesinde belirtilen bir yıl süreyle bakma ve eğitme şartının gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda araştırma yapılıp deliller toplanmadan, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 305. maddesinin 1. fıkrasına göre bir küçüğün evlat edinilmesi, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlıdır.
Dosya içeriğinden Kanada'da ikamet ettiği anlaşılan davacının küçükler Merve ve Mehmet'e bir yıl süre ile baktığı ve eğittiği konusunda herhangi bir delil bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, Türk Medeni Kanununun 305/1. maddesinde belirtilen bir yıl süreyle bakma ve eğitme şartının gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda araştırma yapılıp deliller toplanmadan, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Diğer taraftan aynı kanunun evlat edinme kararı verilmeden önce hakime araştırma yükümlülüğü getiren 316. maddesinde;
"Evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilir.
Araştırmada özellikle evlat edinen ve edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlat edinenin eğitme yeteneği, evlat edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir." hükmü mevcuttur.
Mahkemece, sözü edilen madde de öngörüldüğü şekilde kapsamlı bir araştırma yapılmaksızın evlat edinen ve evlat edinilenler dinlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması da doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 27.6.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(KAZANC I)