Mesajı Okuyun
Old 18-09-2011, 21:21   #8
Dr.DOGRAMACI

 
Varsayılan

Merhaba geçmiş olsun,

Öncelikle gerçekten çok ciddi ve araştırılması gereken bir konu. Bu sebeple yargısız infazlara kulak asmamanızı tavsiye ederim.

Kan ve kan ürünleri ile ilgili kısa bir bilgi vermek gerekirse;

Ülkemizde kan, kan ürünleri ve kan bankacılığı ile ilgili tüm iş ve işlemleri (temini, plan, kontrol vs) Sağlık Bakanlığı onayıyla Bölge Kan Merkezleri (BKM) yürütmektedir. Ancak ihtiyaç halinde acil durumlarda BKM'lerden kan temini yapılamazsa ya da Transfüzyon Merkezi (TM)'nde kan bulunmadığı takdirde yine BKM izni dahilinde TM tarafından donörlerden kan temini yapılabilmekte. Ülkemizde özel BKM kurulabilmesine imkan bulunmasına rağmen Kızılay bu konuda tekel konumundadır.

BKM'nin temin ettiği kanlar kendi laboratuvarlarında (ki bunlar aynı zamanda Sağlık Bakanlığı tarafından referans kabul edilen laboratuvarlardır) TM'den temin edilen kanlar da TM'nin bağlı olduğu kurum laboratuvarında kontrolden geçerler. Onaylanmış ürünlerin bilgileri (alfabetik ve sayısal olarak) üzerine etiketlenerek gerekli yerlere gönderilirler.

Buralarda uygulanan temel laboratuvar testleri:
1) ABO, Rh D kan grubu,
2) HBsAg,
3) Anti-HCV,
4) Anti-HIV 1/2,
5) Sifiliz taramasıdır.

Bu testler sonucu elde edilen verilerin elektronik ortamda 30 yıl saklanma zorunluluğu vardır. Ayrıca şahit numunelerin de en az 1 sene saklanması zorunludur. Bunlar üzerinde yetkili kişi dışında kimse düzeltme yapamaz, yaptığı takdirde düzeltme tarihi ve imzasını atmak durumundadır.

Laboratuvar cihazlarının kontrol ve kalibrasyonlarının ulusal ya da uluslar arası sistemle kalitelerinin güncellenmesi gerekmektedir.

Eğer buraya kadar anlattığım süreçlerle ilgili bir şüpheniz varsa (cihazların kontrollerinin tam olarak yapılmadığı, hatalı bilgi vs) ilgili BKM (Kızılay)ya da TM'nin laboratuvarının bulunduğu kurum hakkında dava açabilirsiniz.

Göz göre göre HIV pozitif kan alıcıya verilmişse burada kusurun ilk başta kanı temin eden kurum olmak üzere kan transfüzyonundan sorumlu hekim, hemşire vs tüm sağlık personelinin olduğu kanaatindeyim.

Testler sonucu HIV negatif kandan bulaş olduysa yukarıda da belirttiğim gibi kanı temin eden kurumun incelenmesi gerekir.

Sn. YILMAZ KAYAR'ın da belirttiği gibi yanlış negatif sonuçlar cihazların tüm kontrolleri yapılmış olsa da hastalıkların pencere fazı denilen laboratuvar imkanları ile tespit edilemeyen dönemine bağlı olarak ortaya çıkabiliyor.

Bu durumda ise ne yazık ki bunun kan transfüzyonuna bağlı komplikasyon olduğu kanaatindeyim. Çünkü modern tıbbin gereklilikleri yerine getirilmiş, kusur bulunmadan gereken özen gösterilmiş olmasına rağmen belirtildiği üzere hastalığın kendisine özgü niteliğinden dolayı yanlış negatif sonuçlar alınabilmekte.

Ne yapılabilir derseniz mevzuatımız gereği tıbbi uygulama hatası var ise tazminata karar verilebiliyor. Komplikasyonlara ise herhangi bir ödeme söz konusu değil. Bu sebeple sistem hasta-hekimi karşı karşıya getirip suçlu arayışına giriyor. Bu yüzden özellikle tıbbi uygulama hatalarına karşı değil de sosyal devletin gereği olarak genel tüm zarar gören hastalar için sigorta sistemleri geliştirilmeli. Böylece hem öncelikle dava süreci içerisinde hastaların mağduriyeti giderilmiş olur hem de direk bir suçlu arayışı içerisine girilmemiş olur. Sonrasında kamu davası ya da şikayet üzerine dava açılarak eğer ortada suçlu varsa suçlu hem cezasını çeker hem de rücu edilir.

Diğer taraftan hasta dosyasına gelir isek hasta dosyası zaten kuruma değil hastanın kendisine aittir. Kurumlar dosyaları hastanın kendisi için ve oluşabilecek sorunlar için saklarlar. Asılları olmasa da onaylı nüshalarını istenildiği an vermek zorundadırlar. Hatta hastaların bilgi alma hakkı nedeniyle istenmesine gerek kalmadan zaten birçok kurum bu bilgileri orjinaline bağlı kalarak onaylı özet şeklinde hastaya vermekte.

Resmi evrakta sahtecilik konusunda ise Sn. hukuksever_dr dediklerine büyük ölçüde katılıyorum. Resmi evrakta sahtecilik suç kapsamında olup tabi ki sadece sağlık kurumlarına değil mahkeme kayıtlarında, kolluk kuvvetleri kayıtlarında, tapu kayıtlarında vs (suçun niteliği sebebiyle) tüm resmi kurum kayıtlarında sahtecilik yapılabilir. Ama bu farklı bir konu olup ceza hukuku alanına girer.

Tüm bu durumlar teknik konular olup profesyonel hukuki destek almanızı öneririm.

Tekrar geçmiş olsun.