İpotek doğmuş, mevcut ve belirli bir borçtan dolayı kurulduğu için ana para ipoteğidir ve ilamlı takip yapılır. Yargıtay 12. H.D. ESAS NO: 2015/2083, KARAR NO: 2015/11349 nolu " İİK.nun 58/3.maddesi gereğince alacak bir belgeye dayanmakta ise, belge aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine verilmesi ve ayrıca Hukuk Genel Kurulu'nun 02.02.2000 tarih ve 2000/12-50 E., 2000/47 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere İİK.nun 61/1. maddesi 2. cümlesi gereğince de takip bir belgeye dayanıyorsa, belgenin onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesi zorunludur.Ancak; ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takiplerde, takip dayanağı belgenin, icra emri ile birlikte, borçluya gönderilmesi yönünde yasal bir zorunluluk bulunmamaktadır. " kararı gereği takibin ilamlı olması sebebiyle ipotek akit tablosu, resmi senet v.s.'nin icra emrine eklenmesi zorunluluğu yoktur. Ayrıca aşağıdaki Yargıtay kararı gereği 4 aylık sürenin bitiminden itibaren faiz talep edebilirsiniz. Kolay gelsin.


T.C.YARGITAY 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/23720
KARAR NO: 2009/4606
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
İcra takibinin dayanağı olan 22.12.2004 tarih ve 10601 yevmiye numaralı ipotek akit tablosunda; (…arsanın 4/100 hissesi Osman kızı TIRABOĞLU adına kayıtlı olup, bu kerre adı geçen bizzat hareketle maliki olduğu 4/100 hissesini Özcan PARLAK’dan almış olduğu 35.000.000.000. (Otuzbeşmilyar) TL si karşılığı borç para nedeniyle 1. dereceden 22 ay vadeli, bila faizli olarak ve 35.000.000.000 (Otuzbeşmilyar) TL’si bedelle kayıtsız şartsız kesin borç ipoteği tesis edilmesini istediğini,…) sözcüklerinin yazılı olduğu görülmektedir. Açıklanan bu şekliyle ipotek akdi kesin borç (karz) ipoteği olup, 22.12.2004 akit tarihinden başlamak üzere 22 aylık süre sonunda alacağın tahsili için takibe konulabileceğini ifade etmektedir. Akitteki vade (22.10.2006), faizin başlangıcını belirtmekte olup, anılan süre içerisinde, yani 22 ay için faiz istenemeyeceği, vadeden sonra faiz talep edilebileceği akit tablosundan anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 30.10.2006 tarihinde başlatılan takipte 22.10.2006 vade tarihinden itibaren faiz istenmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı tespit edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi yerine olaya uygun bulunmayan gerekçeyle yazılı şekilde şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 05.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.