Mesajı Okuyun
Old 19-02-2015, 15:05   #4
Av. Zeynep TÜFEKÇİ

 
Varsayılan

Yargıtay Altıncı Hukuk Dairesi E: 2006/1338K: 2006/3354 sayılı ilamına göre:
6570 sayılı Yasanın 7/b ve c maddeleri uyarınca ihtiyaç iddiasına dayalı olarak açılacak davalarda dava hakkı kural olarak kiralayana aittir. Ancak, kiralayan durumunda olmayan malikin de bu davaları açabileceği içtihaden kabul edilmiştir. Kiralanan, paylı mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği halinde mülkiyete konu teşkil ediyorsa tüm ortakların davaya katılmaları gerekir. Bu koşullar, birlikte dava açma şeklinde gerçekleşebileceği gibi bir paydaş tarafından açılan davaya sonradan diğer paydaşların onaylarının alınması şeklinde de sağlanabilir.

Yargıtay 6. H.D 22.05.2012 Tarihli Kararı
Olayımıza gelince; davacılar kiralanan taşınmaza elbirliği halinde malik bulunmaktadırlar. Elbirliği halinde mülkiyetin söz konusu olduğu hallerde tüm mirasçıların birlikte ihtar gönderip birlikte dava açmaları gerekir. Elbirliği halinde maliklerin tümü tarafından gönderilmeyen temerrüt ihtarnamesi tahliye yönünden hukuki sonuç doğurmaz. Bu nedenle temerrüde esas alınamaz. İhtarnamedeki bu noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün değildir. Bu durumda temerrüt ihtarının hukuki sonuç doğurmayacağı göz önüne alınarak, mahkemece tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tahliye kararı verilmesi doğru değildir. Ayrıca davacılar kira alacağı talebinde bulunduklarından davada tüm mirasçıların yer alması gerekmektedir. Bu nedenle mahkemece, davada yer almayan diğer mirasçıların davaya muvafakatlarının sağlanması ya da terekeye temsilci atanmak suretiyle taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra alacağın esasının incelenmesi gerekirken alacağın tahsiline de karar verilmesi hatalı olmuştur. Yine karşı davacı miras bırakan kiralayanın borcu sebebiyle alacak davası açtığına göre, mirasçıları arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, diğer mirasçıların öncelikle davaya dahil edilmesi ve taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.

T.C
YARGITAY
6.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO:2013-5815
KARAR NO:2013-8887
KARAR TARİHİ:20.05.2013


> Yeniden İmar ve İhya Nedeniyle Tahliye

> Dava Açma Süresi

> İhtarnamenin Paydaşlar tarafından Birlikte Keşide Edilmemesi

Özet:

Kiralanan yerin inşa ve imar amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi için açılacak davaların belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde Türk Borçlar Kanununun fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açılması gerekir. Kiraya veren daha önce veya en geç davanın açılması için öngörülen sürede dava açacağını kiracıya yazılı olarak bildirmişse dava, bildirimim takip eden uzayan bir kira yılı sonuna kadar açılabilir. dava açma süresi kamu düzenine ilişkin olup, davalı ileri sürmese bile mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulmalıdır.

Kira sözleşmesi üç yıl süreli yapılmış, taşınmaz daha sonra üzerinde 1/2 hisse sahibi davacıların mülkiyetine geçmiştir. Esaslı tamir, tadil nedenine dayalı davada paydaşlardan birinini keşide ettiği ihtarnamenin kira sözleşmesini fesih edici niteliği bulunmamaktadır.

İhtarname, bir bildirimden ibaret olup, süre koruyucu özelliktedir. davacı tarafından sözleşme sona ermeden önce sözleşmenin yenilenmeyeceğine ilişkin tahliye iradesi kiracıya bildirildiğinden, bu bildirimi takip eden dönem sonuna kadar dava açılabilir.


Sayın Meslektaşım,

Sizin örneğinizle ilgili bire bir bir Yargıtay kararına rastlamadım, ancak yukarıdaki örneklere dayanarak risk almamak adına ihtarnameyi de birlikte keşide ederdim.