Mesajı Okuyun
Old 05-01-2010, 13:03   #4
av.araf

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan miss_lawyer
Yargıtay 9. HD 1995/3521 E- 1995/14038 K- 04.05.1995 Tarih

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 1995/3521

K. 1995/14038

T. 25.4.1995

• İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI ( Taşeronu Sürekli Değişen İşte Çalışan İşçi )

• TAŞERON DEĞİŞTİĞİ HALDE ÇALIŞAN İŞÇİNİN HAKLARI ( Şirkete Ait İşyerinde Çalıştığı Süre İçin İşçilik Haklarını İstemesi )

• İŞÇİLİK HAKLARI ( Taşeron Değiştiği Halde Çalışan İşçinin Hakları )

• KANUNA KARŞI HİLE ( İşçi Sürekli Çalıştığı Halde Taşeronun Sürekli Değişmesi )

1475/m.13,14,1


ÖZET : İşyerinin çalışma düzeni ve işle ilgili talimatların işyeri sahibi davalı tarafından verildiği ancak hizmet aktinin taşeronla yapıldığı ve taşeron olarak görünen kişinin kısa sürelerle değişmesine karşın işçinin işine aynen ve aralıksız sürdürmesi durumu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarında işçinin asgari ücretle çalıştırılabilmesi için muarazalı ve işçinin toplu iş sözleşmesinden yararlanmasını engelleyici, kanuna karşı hile olarak kabul edilmiştir. DAVA : Taraflar arasındaki, ihbar ve kıdem tazminatıyla ücret farkı ve diğer sosyal yardım alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatınca istenilmesi ve davacı avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.4.1995/Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat Ü.T. ile karşı taraf adına Avukat Ç.G. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2 - Davacının temyizine gelince:
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının davalıya ait işyerinde sürekli işlerde uzun süredir çalıştığı anlaşılmaktadır. Ancak, hizmet akti davalı ile değil, taşeronla yapılmış ve kısa sürelerle taşeron olarak gönünen kişi değiştiği halde davacı işini aynen ve aralıksız olarak sürdürmüştür. Davalı ile taşeron adı verilen kişi arasında yapılan sözleşmelerde, işçinin işe alınması, nitelikleri, işten çıkartılması ve ücretlerinin belirlenmesi konularında tüm yetkiler davalı kuruma tanınmıştır. Aynı işyerinde doğrudan davalı tarafından çalıştırılan işçiler de bulunmakta ve işyerinin çalışma düzeni işle ilgili talimatlar doğrudan davalı tarafından verilmektedir. Bütün bu olgular, davacının gerçekte davalının işçisi olduğunu, asgari ücretle çalıştırılabilmesi için görünümde bir taşeronun aracı olarak gösterildiğini açıkça ortaya koymaktadır. Nitekim bu doğrultudaki uygulamalar, dairemizin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu`nun kararları ile muarazalı ve işçinin toplu iş sözleşmesinden yararlanmasını engelleyici, kanuna karşı hile olarak kabul edilmiştir.
Böyle olunca davacı, davalıya ait işyerinde çalıştığı tüm süre için, işçilik haklarını davalıdan isteyebilir. Keza, bu işyerinde uyulanan toplu iş sözleşmesine taraf işçi sendikalarına üye veya dayanışma aidatı ödemek suretiyle bu toplu iş sözleşmesinden yararlanmak için talepte bulunmuş ise, 2822 sayılı Yasa`nın 9. maddesi çerçevesinde toplu iş sözleşmesinden de yararlanması gerekir.
Mahkemece yukarıda açıklanan hükümler ve yerleşmiş Yargıtay içtihatları dikkate alınmadan aksine bazı düşüncelerle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, 25.4.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.
kazancı