Mesajı Okuyun
Old 20-03-2013, 09:50   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

11.Hukuk Dairesi
Esas: 2011/10191
Karar: 2011/10603
Karar Tarihi: 20.09.2011


TECAVÜZÜN MENİ VE MADDİ MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİ - ROMANDA BAHSEDİLEN KİŞİNİN DAVACIYLA İLGİSİNİN BULUNDUĞU - ROMANDA YAZILAN HUSUSLARIN KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI OLUP OLMADIĞININ BELİRLENMESİ - DAVANIN REDDİNİN İSABETSİZ OLUŞU - HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Olayda, davaya konu romanı okuyan ve davacıyı tanıyan kişilerin romanda Mişon olarak adı geçen kişinin davacı olduğu kanaatine vardıkları göz önüne alındığında matufiyet unsurunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Bu itibarla, mahkemece, romanda bahsedilen kişinin davacıyla ilgisinin bulunduğunun kabulüyle romanda yazılan hususların davacının kişilik haklarına saldırı olup olmadığının belirlenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.

(818 S. K. m. 49) (4721 S. K. m. 24, 25)

Dava: Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 28.4.2009 tarih ve 2006/639-2009/128 Sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve katılma yoluyla davalı F. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi İ… A… tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkilinin tanınmış bir müzisyen ve ressam olduğunu, davalı F.'ın yazdığı ve diğer davalının yayınladığı zaman geriye dönmez isimli romanda davacının hayatının anlatıldığını, davacının yayınlamak üzere kaleme aldığı anılarına dair notların davalı F. tarafından bir şekilde ele geçirilerek roman yazıldığını, ancak bu romanda müvekkili hakkında küçük düşürücü gerçekte olmayan olayların anlatıldığını, bu sebeple müvekkilinin kişilik haklarına saldırı olduğunu ileri sürerek, davalının tecavüzünün refini, romanın toplatılmasını, 1.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminatın temerrüt faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı F. vekili temyiz etmiştir.

1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2) Dava, davalı F.'ın davacıya ait günlüklerden yararlanarak davacının hayatını roman olarak yazdığı ve bu romanda davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu iddiasına dayalı tecavüzün men'i ile maddi ve manevi tazminat istemlerine dair olup, mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davaya konu romanın davacıya ait anılardan esinlenerek yazıldığının ispat edilemediği, kaldı ki bu anıların eser niteliğinde bulunmadığı, bu sebeple 5846 sayılı FSEK kapsamında korunamayacağı, davacının herkes tarafından tanınan bir kişi olmaması sebebiyle romanı okuyan herkesçe davacı olduğunun bilinmediği gerekçesiyle, yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir.

Ancak, davacı taraf davaya konu <Zaman Geriye Dönmez> isimli romanda, oturduğu evin konumu, evin alt katında bulunan bakkal ve terziyle babasının adı ve yaşadığı bir kısım olayların anlatıldığını, kendisinin kullandığı (Mişon) müstear adın romanda aynen yer aldığını, romanda kendisinin cinsel yaşantısına dair yanlış bilgiler verildiğini, paranoyak, şiddet yanlısı ve cinsel sapmaları olan biri gibi tanıtıldığını, bunun kişilik haklarına tecavüz olduğunu da ileri sürmüş, davacı tanıkları da romanda bahsedilen kişinin davacı olduğunu, ona ait özel bilgilerin açıklandığını beyan etmişlerdir.

Bu durumda, davaya konu romanı okuyan ve davacıyı tanıyan kişilerin romanda Mişon olarak adı geçen kişinin davacı olduğu kanaatine vardıkları göz önüne alındığında matufiyet unsurunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Bu itibarla, mahkemece, bu hususlar gözetilerek, romanda bahsedilen kişinin davacıyla ilgisinin bulunduğunun kabulüyle romanda yazılan hususların davacının kişilik haklarına saldırı olup olmadığının belirlenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.

3) Bozma sebep ve şekline göre davacı vekiliyle mümeyyiz davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 3 numaralı bentte açıklanan sebeplerle vekalet ücretine yönelik davacı vekiliyle mümeyyiz davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek bulunmadığına, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20.09.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı