Mesajı Okuyun
Old 17-05-2007, 15:30   #3
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

5.2.1947 T. 20/6 ve 7.10.1953 tarih, 8/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararlarına göre,inançlı işlemlerin yazılı delille kanıtlanması mümkündür ve yazılı şekil yeterlidir. Sorunuza konu olay tipik bir inançlı işlemdir. Yazılı belgesi ve delili de mevcuttur. İnançlı işlem doğrultusunda ve kapsamına göre tapu iptal ve tescil davası açılması,yazılı belgeniz yazılı delil veya en azından yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilerek tanık delili ile desteklenebilecek ve ispata yeter bu delillerle davanın halli mümkün olabilecektir.(Olayınıza benzer konuda : 14. HD.,5.10.2001-2001/5299-6360;25.9.2001 T 2001/4734-5933;3.7.2001 T. 2001/4699-5077 ve aynı doğrultuda çok sayıda içtihat mevcuttur.Ancak, Yine Yargıtay 14. H.D. nin 14.3.1989 T. 1989 1474/2661 S içtihadına göre ,taraflar kardeş olduklarından HMUK m. 293 uyarınca inanç sözleşmesinin her türlü kanıtla kanıtlanması mümkündür. Yazılı delil başlangıcı sayılan bir belgeniz bulunduğuna göre tanık dahil her tür delil ile,kanıtlanması mümkün olacaktır. 1989 yılında kardeşler arasında yazılı belgeyi aramayan 14. HD. 5.10.2001 tarihli içtihadı ile kardeşler arasındaki inançlı işlemin yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı teşkil eden bir belge var ise tanık desteği ile ispatının mümkün olabileceğine,dolayısı ile kardeş olmaktan ötürü HMUK m. 293 hükmüne göre yazılı delil aranmayacağı görüşüne aykırı bir karar vermiştir. Konuya genel bir bakış açısı oluşturması açısından uygulamaya ait bu örneklerin birarada değerlendirilmesi faydalı olacaktır.