Mesajı Okuyun
Old 19-11-2009, 21:58   #2
üye31284

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Kemosabe
İyi akşamlar değerli meslektaşlarım;ölünceye kadar bakma sözleşmeleri tenkise tabi tasarruflardan mıdır?Bu tür sözleşmelerin tenkise tabi olmaları veya olmamaları ile ile ilgili olarak yargıtay kararları arıyorum.İlgilenecek olan meslektaşlarıma şimididen çok teşekkür ediyorum.Saygılarımla.

Muvazaa söz konusuysa evet tenkise tabidir.

Madde 571 - Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.


T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/2838

K. 2003/3647

T. 17.3.2003

• SAĞLARARASI TASARRUF İŞLEMİ ( Murisin Yaptığı Ölünceye Kadar Bakma Akitleri Aksinin Kesin Bir Biçimde İspatlanamaması Halinde İvazlı Tasarruf Olarak Kabul Edilmesi ve Tenkis Edilememesi )

• TASARRUFUN TENKİSİ ŞARTLARI ( Murisin Yaptığı Ölünceye Kadar Bakma Akitleri Aksinin Kesin Bir Biçimde İspatlanamaması Halinde İvazlı Tasarruf Olarak Kabul Edilmesi ve Tenkis Edilememesi )

• ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ ( Murisin Yaptığı Ölünceye Kadar Bakma Akitleri Aksinin Kesin Bir Biçimde İspatlanamaması Halinde İvazlı Tasarruf Olarak Kabul Edilmesi ve Tenkis Edilememesi )

• NAFAKA ALACAKLISI ( Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmelerinin Özel Kişiler İle Yapılması Şartının Bulunmaması ve Nafaka Alacaklısı Olan Kişiyle Dahi Yapılabilmesinin Mümkün Olması )

• İSPAT ( Dava Konusu Olayda Davacıların 583 ve 580 Numaralı Parselin Satış Değil Bağış Olduğunu İspat Edemediklerinin Yerel Mahkemece Dikkate Alınmasının Gerekmesi )

• TENKİSE TABİ SAĞLARARASI TASARRUFLAR ( Murisin Hangi Sağlararası Tasarrufunun Tenkise Tabi Olduğunun Medeni Kanunda Belirlenmiş Olması )

ÖZET : 1-Kanundaki şartlar, kesin bir biçimde ispatlanmadıkça murisin yaptığı ölünceye kadar bakma akitleri ivazlı tasarruflardan olup, tenkisi istenemez.
2-Ölünceye kadar bakma sözleşmelerinde bakım alacaklısı için özel bir kişilik şartı getirilmemiş olup, nafaka alacaklısı olabilecek kişiyle bile ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapılabilir. Bakım borçlusunun ölünceye kadar bakma sözleşmesi sonrası çok kısa bir süre yaşamış olması dahi tek başına tenkise neden olamaz. 583 ve 580 numaralı parseller hakkındaki tenkise yönelik temyize gelince; toplanan delillerden bu iki taşınmazın 1975 senesinde yapılan tapulama sonucu davalı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Tapulama tutanağında miras bırakanın oğlu Dursun’a ( davalıya ) sattığına işaret edilmiştir. Davacılar bu iki parselin satış değil, bağış olduğunu da ispat edemediği gibi miras bırakının saklı paya tecavüz amacı ile de hareket ettiğini de kanıtlayamamışlardır.
Gerçekleşen bu durum karşısında davanın reddine karar verilmesi gerekir
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 4722 sayılı kanunun 1.maddesi hükmü de dikkate alındığında olaya 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin uygulanması gerekir.
1- Medeni Kanunun 507. maddesinde murisin hangi sağlar arası tasarrufları hakkında tenkis istenebileceği açıklanmıştır. Bu maddenin 4.fıkrasındaki şartlar, ( 4721 S. TMK. 565/4 )kesin bir biçimde ispatlanmadıkça murisin yaptığı ölünceye kadar bakma akitleri ivazlı tasarruflardan olup, tenkisi istenemez.Ölünceye kadar bakma akti, niteliği itibariyle güvence sağlayan bir akittir. Bakıp gözetme borcunun kapsamı ne aktin başında ne de devamı sırasında belli olmayıp, bakım alacaklısının hayatı boyunca oluşacak şartları tayin eder. Esasen ölünceye kadar bakma aktini hizmet aktinden ayıran unsurda bu yöndür.
Borçlar Kanununun 511. maddesi, bakım alacaklısı yönünden gerçek kişi olması dışında özel bir nitelik öngörmemiştir. Bakım alacaklılarının akit anında özel bakıma muhtaç durumda olmasını aramak kanunda bulunmayan bir unsur ilave etmek olur. Aksi kararlaştırılmadıkça aktin, bakım alacaklısına sağladığı menfeatler sosyal duruma uygun ikamet, beslenme ve giyinme, görüp gözetme gibi ihtiyaçlarının karşılanmasıdır[B.K.514]. Bu ihtiyaçların karşılanmasını sağlayacak maddi desteğin ne olacağını önceden kestirmek mümkün olamaz. Hayatın idamesi için gerekeli asgari şartları sağlayacak nafakaya borçlu olabilecek kimse ile ölünceye kadar bakma akti yapmayı engelleyen bir kanun hükmü yoktur.
Kaldı ki bu aktin hedefi nafaka veya ahlaki görevleri kadar bir maddi destek elde etmek değil, tarafların bilhassa bakım alacaklasının sosyal durumuna uygun bir bakım elde etmektir. Bu sebeplerle mirasçı olabilecek kimselerle yapılmış olan ölünceye kadar bakma aktinin in'ikadı sırasında özel bakıma muhtaç bulunmamak veya akitten sonra çok kısa yaşamak, bu aktin mahfuz hisse kurallarını bertaraf maksadına matuf olduğunu kabule yeterli değildir. Sözleşmesinin mahfuz hisse kurallarını bertarafa yönelik olduğu yönünde başka bir delil yokken 579 ve 657 numaralı parseller hakkında tenkise karar verilmesi doğru bulunmamıştır ( Y.H.G.K.16.3.1988 günlü ve 814-247 sayılı kararı ).
2-583 ve 580 numaralı parseller hakkındaki tenkise yönelik temyize gelince;
Toplanan delillerden bu iki taşınmazın 1975 senesinde yapılan tapulama sonucu davalı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Tapulama tutanağında miras bırakanın oğlu Dursun’a ( davalıya ) sattığına işaret edilmiştir. Davacılar bu iki parselin satış değil, bağış olduğunu da ispat edemediği gibi miras bırakının saklı paya tecavüz amacı ile de hareket ettiğini de kanıtlayamamışlardır.
Gerçekleşen bu durum karşısında davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliği ile karar verildi.
yarx

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 1976/3027

K. 1976/3280

T. 14.4.1976

• TENKİS

• SAVUNMANIN GENİŞLETİLMESİ

• ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA AKDİ ( Tenkis ) ZAMANAŞIMI ( Tenkis Davasında )


ÖZET : Zamanaşımı ilk itirazlardan olmadığı için cevap dilekçesinde yazılması zorunluğu yoktur. Ancak, cevap dilekçesinde dayanılmayan zamanaşımı, daha sonra ileri sürülürse davalı taraf savunmanın genişletilmesine karşı koyabilir. Bu takdirde zamanaşımı def'i incelenemez.
Mirasçı temlikî tasarrufu miras bırakanın sağlığında biliyorsa zamanaşımı ölüm gününde başlar.
Dava, zamanaşımı nedeniyle reddedilince uyuşmazlığın esası hakkında hüküm verilemez.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi karşılığı olan ( ivazlı ) sözleşmelerdendir.
DAVA : H.Çetin ile R. Çetin arasındaki tenkis davasının yapılan muhakemesi sonunda, davanın reddine dair verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1 - Zamanaşımı iptidaî ( ilk ) itirazlardan olmadığı için cevap layihasında yazılması zorunluğu yoktur. Ancak, cevap dilekçesinde dayanılmayan zamanaşımı, daha sonra ileri sürülürse davalı taraf savunmanın genişletilmesine karşı koyabilir. ( HUMK202 ) Bu takdirde zamanaşımı def'i incelenemez.
Kanunî cevap süresinde zamanaşımından söz edilmemiş olmakla beraber yargılamanın devamı sırasında davalı taraf def'ide bulunmuş, fakat davacı savunmanın genişletilmesine karşı koymamıştır. O halde zamanaşımı yönünden inceleme yapılmasına engel yoktur.
Mirasçı temliki tasarrufu miras bırakanın sağlığında biliyorsa zamanaşımı ölüm gününde başlar. ( M.K.513 ) Davaya konu yerin davalı tarafa temlik edildiğini, miras bırakanın sağlığında davacının bildiğinde uyuşmazlık yoktur. Öyle ise ölüm gününden başlayarak bir yıl içinde tenkis davası açabilir. Ölüm günü ile dava günü arasında bir yıldan çok az zaman geçmiştir. Şu durumda dava süresinde açılmış iken, temlik tarihi başlangıç sayılarak zamanaşımı sebebiyle davanın reddedilmesi bozmayı gerektirir.
2 - Dava zamanaşımı sebebiyle reddedilince uyuşmazlığın esası hakkında hüküm verilemez. Bu kurala uyulmamış olması da Usul ve Kanun’a aykırıdır.
3 - Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ivazlı ( Karşılığı olan sözleşmelerdendir. İvaz ( Karşı edim ) bakıp gözetmedir.
Bir kimsenin babasına, anasına, çocuk ve kardeşine veya başka yakın akrabasına bakıp gözetmesi ahlakî bir ödev olduğu kadar, şartları varsa kanunî görevidir. Ancak, bu görevin sınırı aşıldığı, bakım onlar için bir külfet ve sıkıntı haline geldiği zaman bu hizmete karşılık bir şey istenebilir. Bu takdirde sözleşme ivazlı olur. Örnek verirsek: Özel bakımı gerektiren kişiye bakılması amacı ile yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmesi geçerli olup bağış niteliğinde sayılamaz. Aksi halde böyle bir sözleşme karşılıksız olup, tenkisi gerekir.
Öte yandan bir kimse mal varlığının tümünü veya ona yakın kısmını ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile başkasına verirse bu davranış, saklı payı giderme kastının objektif delili olur.
Olayda miras bırakanın özel bakıma ihtiyacı olmadığı ve mal varlığının tümünü davalıya verdiği gözetildiği takdirde ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesinin saklı payı zedeleme amacına yönelik olduğunun kabulü gerekir. Buna rağmen kasıt bulunmadığından söz edilerek davanın reddedilmesi yanlıştır. Yapılacak iş, tenkis hükümleri çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılıp hüküm verilmesinden ibarettir. Bu yön gözetilmeden davanın reddedilmesi usul va kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple ( BOZULMASINA ) oybirliğiyle karar verildi.