Mesajı Okuyun
Old 22-06-2006, 20:22   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Basın yayın organlarından da takip edildiği üzere pek çok suç ve faili bazen şikayet ettiğimiz bu kameralar neticesinde ortaya çıkmakta ve adaletin yerini bulmasında önemli bir rol oynamaktadır.Örneğin bir otobanda aşırı sürat nedeniyle pek çok cana mal olan bir sürücünün,bir bankaya yahut işyerine hırsızlık amaçlı giren bir insanın kimliği bu kameralarla tespit edilmektedir.


Sayın delmar,

Yanıtım gecikti. Çünkü konuya katılanların daha fazla olacağını tahmin etmiş ve değişik görüşler olabilir diye beklemiştim.Ancak büyük bir çoğunluk durumdan rahatsız görünmemektedir.(Anket sonuçlarına göre)

Ben sözünü ettiğim kameralardan dolayı, ne otobanda kazaya neden olan birinin tespit edildiğini, ne de hırsızlık failinin yakalandığını görmedim, duymadım. Örnek veren olursa sevinirim. Otobanlarda kim vurduya giden o kadar insan oluyor ki..İşyerlerindeki hırsızlık olayları da o işyerinin kamerası ile çözülmekte gördüğüm kadarıyla...

Sözünü ettiğim anketteki Sosyoloji tez öğrencisinin diğer bir sorusu ise, "bankalarla telefonda konuşurken güvenliğiniz için konuşmalarınız kayda alınmaktadır. Bunun sakıncası var mı?" şeklindeydi. Hepimizin başına gelmektedir. Banka görevlisi ile konuşurken aynen tırnak içindeki konuşma devreye girmekte ancak size kabul edip etmediğiniz sorulmamaktadır. Daha sonra ise, annenizin kızlık soyadı, cep telefon numaranız filan alınmaktadır. Bu kayıtların ne olduğu/olacağı belli değildir. Görüntümüz kaydedilmekte, sesimiz kaydedilmekte vs. İlköğretim okullarına kameralar konulmakta, yollara konulmakta, plajlara konulmakta, alışveriş merkezlerine konulmakta, sıradan işyerlerine konulmakta vs.vs. Her gün görüntümüz ve sesimiz kaydedilmektedir. Ve hiçbirimize iznimizin olup olmadığı sorulmamaktadır.Ankete katılanlardan çoğu, güvenlik için gerekli demiş.Bir çok kişi de ben zaten kaygı duyulacak şeyler yapmıyorum demiş. Herşey normal gibi. Ama bu bize göre böyle...Yani herşey iyiyken belki de sakıncası olmayabilir. Ancak 12 Eylül darbesinden sonra binlerce öğretim görevlisi, kamu görevlisi işten atıldı. Kamuoyunda 1402' lik diye bilinirler. Binlerce insanın ne yaptığı, ne düşündüğü kısa sürede araştırılıp öğrenilemez. O halde ne yapılmıştır. O zamanki teknoloji ile bir yerlerde biriktirilen bilgiler kullanılmıştır. Sorgu sual olmaksızın binlerce insan işinden edilmiştir. Hele yedi göbek ötenden birisi toplumsal olaylara karışmışsa hiç şansınız yoktur. Size bizim köyde gerçekleşen bir olayı anlatayım. 12 Eylülün hemen sonrası, listede (diyelim ki) Ahmet Yılmaz var, köye gelip Ahmet Yılmaz'ın birisini aldılar. Ama köyde iki tane Ahmet Yılmaz vardı. Yanlış A.Yılmaz'ı aldıklarını öğrenince "diğerini getirin bunu alın" dediler. Pekiyi diyelim ki o flu kamera görüntülerinden sizi bir örgüt üyesine benzettiler, içeri aldılar.(genç arkadaşlar bilmezler belki o zaman gözaltı süresi 90 gün idi. Girişiniz yapıldıysa böyleydi tabi. 130 gün kalan da vardı) Diyelim ki böyle bir rejim geldi ve 90 gün içeride kaldınız.(sadece benzerlik nedeniyle) Ne düşünürdünüz? Olmaz demeyin burası Türkiye. Yanlış anımsamıyorsam açılan siyasi davalardan mahkumiyet oranı %10-20 civarındadır. Uzun oldu, belki devam ederim.

Saygılarımla...