Mesajı Okuyun
Old 04-05-2012, 14:38   #4
yılmazkan

 
Varsayılan

Sahte vekaletname ile yapılan satışlarda iyiniyet korunur mu? Bu sorunun cevabına göre tapu iptal ve tescİl davası açarak taşınmazı müvekkilinize tekrar kazandırabilirsiniz. Fikrimce sahte vekaletname ile satış yapılması halinde iyiniyet söz konusu olmaz. Çünkü Medeni Kanununnun tapuda yapılan işlemlerde iyiniyeti koruduğu hal tapu kaydındaki yolsuz tescile güvenerek taşınmazı iyiniyetle edinmektir. Sahte vekaletname iyiniyetin korunduğu yolsuz tescil hali değildir.Pek tabii taşınmaz hala taşınmazı ilk satın alan kişi adına kayıtlı olmak ya da ondan da satın alan kişilerin kötü niyeti ispatlanmak şartıyla. Bu nedenle tercih size ait olmak üzere sadece tazminat davası açacaksanız hem hazineyi hem de sahte vekaleti düzenleyen kişiyi, noteri ve satın alan kişiyi sorumlu tutabilirsiniz. Konuya ilişkin Yargıtay kararları aşağıdadır:
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi

Esas : 2007/58
Karar : 2007/586
Tarih : 25.01.2007

ÖZET : Çekişme konusu taşınmazın davalıya temlikinin sahte işlemlerle gerçekleştirildiği saptandığına ve davalı ilk el olduğuna Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı gözetilerek ve yolsuz nitelikteki sicil kaydının iptal edilmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

(4721 s. MK. m. 3, 683, 1023, 1024, 1025)

KARAR METNİ :
YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, kayden maliki bulunduğu 286 ada 187 parsel sayılı taşınmazdaki 26 no'lu bağımsız bölümün sahte nüfus cüzdanı ile davalıya satıldığını öğrendiğini, tapu kaydındaki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürüp tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

Davalı, dava konusu dükkanı gazete ilanı sonucu irtibat kurduğu ve Ahmet Aydoğdu sandığı kişiden 67.000,00. YTL bedelle ve iyiniyetle satın aldığını, taşınmazı satın aldıktan 45 gün sonra davacı ve eşinin arayarak dükkan satışı yapmadıklarını bildirmeleri üzerine dükkanı dolandırıldığını anlayarak savcılığa şikayette bulunduğunu bildirip davanın reddini savunmuş, davanın kabulü halinde taşınmaz bedelinin ödenmesini istemiştir.

Mahkemece, sahte nüfus cüzdanı ibrazı ile işlemin gerçekleştirildiğinin sabit olduğu, davalının ilk el olması nedeniyle Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinden yararlanamayacağı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Senem Altınbulak'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR

Dosya içeriğine, toplanan delillere hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle çekişme konusu taşınmazın davalıya temlikinin sahte işlemlerle gerçekleştirildiği saptandığına ve davalı ilk el olduğuna Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı gözetilerek ve yolsuz nitelikteki sicil kaydının iptal edilmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 25.1.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak : Corpus Arşiv


T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi

Esas : 1996/1944
Karar : 1996/2275
Tarih : 12.03.1996

ÖZET : Kazandırıcı muamelenin (mülkiyeti nakleden muamele) sıhhati sebebe ilişkin muamelenin sıhhatına bağlıdır. İktisabın korunması için iyiniyet ve zilyetliğin varlığı yanında, geçerli bir sebebin varlığı da gerekir. Bu sebeple sahte vekaletname karşısında iyi niyet savunmasına itibar edilemez.

(743 sayılı MK. m. 3, 634)

KARAR METNİ :
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı sebeplerden dolayı Şemsettin Kurt hakkındaki davanın reddine, sair davalılara yöneltilen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davacı ve davalılardan Mustafa Köksal avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu.

KARAR

Davacı, davalı Zeynel Abidin’e aracını kiraladığını bu davalının sahte nüfus cüzdanı kullanarak Noterden davalı Şemsettin Kurt’a satıldığını öne sürerek satışın iptali ile aracın teslimine olmadığı takdirde karşılığı 143.000.000 TL.nın tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı Zeynel Abidin Uyan davaya cevap vermemiştir, sair davalılar iyi niyetli olduğunu savunmuşlar davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece, davalı Şemsettin Kurt’un suiniyetli olduğu kanıtlanamadığından aleyhine açılan davanın reddine, 143.000.000 TL.nın sair davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Karar davacı ve davalı Mustafa Köksal tarafından temyiz olunmuştur.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Davacıya ilişkin aracın davalılardan Zeynel Abidin Uyan tarafından davalı Noter Mustafa Köksal aracılığı ile düzenlenen sahte vekaletname ile davalı Şemsettin Kurt’a satıldığı ve aracın halen davalı Şemsettin Kurt elinde olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Bu yön Mahkemenin de kabulü altındadır. Şu halde satış muamelesinin sahte vekaletnameye dayalı olarak vücut bulduğunun kabulü kaçınılmazdır. Hemen belirtelim ki, kazandırıcı muamelenin (mülkiyeti nakleden muamele) sıhhati sebebe ilişkin muamelenin sıhhatına bağlıdır. Sair bir anlatımla iktisabın korunması için iyiniyet ve zilyetliğin varlığı yanında, geçerli bir sebebin varlığı da gerekir. Oysa olayımızda olduğu gibi sahte vekaletname sebebi ile temsil yetkisinden yoksun bir kimsenin, başkasını temsilen, iyi niyetli III. kişi ile geçerli bir sözleşme yapması mümkün değildir. O sebeple sahte vekaletname karşısında iyi niyet savunmasına itibar edilemez ve hukuken korunamaz. Mahkemece anlatılan hukuk kuralları gözden kaçırılarak ve hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülmesi sonucu davalı Şemsettin Kurt’un iyi niyetle aracı satın aldığından bahisle yazılı biçimde hüküm kurulması usule ve kanuna aykırıdır. Bozma nedenidir.

SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan sebeplerle davalı Mustafa Köksal’ın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan sebeplerle temyiz edilen kararın davacı ve davalı Mustafa Köksal yararına BOZULMASINA, istem halinde peşin harcın iadesine, 12.3.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak : Corpus