Mesajı Okuyun
Old 06-02-2009, 19:28   #66
oceans17

 
Karar

Avukat olduğu iddasında bulunan bazı kişiler -kimilerine göre hepsi- adaletin terazini bir şekilde bir yerinden bir gün yakalayınca her nedense! terazinin kantarını bozabilmek adına elinden geleni geri bırakmıyor ve bunu yıllarca süren meşakatli eğitimin + stajın arkasından belki de binbir zorlukla aldığı ruhsatnamesine dayarak, avukat sıfatını kullanarak yapıyor.

Yüzbin türlü prosedür ve usuli işlem gerektiren konularda yeri geldiğinde şeklin esasın önüne geçtiğini söylemek nasıl bir meslek gereği ise, kasten cana kıyan birini pirüpak göstermeye çalışmakta öyle bir meslek rezaletidir.

Oysa kendisi de bilmektedir ki; avukat yargının sacayaklarından birisidir. Maddi gerçeği ortaya çıkarmada-hele ki kamu yararı gözetilen durumlarda- hakim ve savcının gayedaşıdır. Nitekim okuduğu okullarının giderleri, yattığı yatağın bedeli hep bu mazlum ve sefil halkın- ki her ne kadar bu rezaleti çıkartmayı maddi manevi onlar istesede- kursağından geçmeyen vergiler oluşturmaktadır.

Meslek buyüklerinden Rousse'a ölmeden önce talebeleri neden bu kadar bilgili ve yetenekliyken sefalet içinde yaşadığını sorduklarında:" Önüme keselerce altın attılar." " Ama almak için eğilmek gerekirdi" yanıtını vermiştir.

Müvekkilin savunma hakkının kutsal olduğu tartışma konusu dahi edilemez, edilmemelidir. Tıpkı avukatlarında özel uyuşmazlıklarda vekil, ceza uyuşmazlıklarında yardımcı-ki vekilden apayrı bir kavramdır- oldukları gibi.
Avukat suç ortağı veya müvekklilin menfaat ortağı değildir.

Eğer bu toplumda hep beraber yaşıyorsak, özellikle biz aydınlar sorumluklarımızı üzerimizden atarak refah günlere ulaşamayız. En saygın meslek grubu mensuplarının dahi birbirinin gözüne güvenmeden baktıkları bir ülkede hangi kutsal değerden hangi ahlak anlayışından bahsedilebilir.

Eleştrilerim aynı zamanda kendime de. Ama kendini bilmek gereğini unutmadan ve unutturmamak üzere.

Saygılarımla.