Mesajı Okuyun
Old 28-09-2006, 02:27   #2
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

**************
ALACAK DAVASI - FATURA TEBLİĞİNE RAĞMEN ÖDENMEYEN HİZMET BEDELİ - YEMİN
KAYIT NO : 79735
**************
Esas Yılı : 2005
Esas No : 4753
Karar Yılı : 2005
Karar No : 10381
Karar Tarihi : 20.06.2005
Daire No : 13
Daire : HD
**************
ÖZET : Davacılar, davalı klubün oyuncu ve yetkililerinin sahibi oldukları otelde konakladıklarını ancak fatura tebliğine rağmen bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, 9.877.265.000 TL.nın ödetilmesini istemiştir.
Davacıların teklif ettiği yemin üzerine davalı klüp temsilcisi beyanında 4-5 yıl öncesinde davacıların otelinde konaklandığını ancak o dönemdeki otel masraflarını maden-iş sendikasının ödemeyi üstlendiğini, rezervasyonu yaptıranın da sendika olduğunu bu nedenle klubün borcunun bulunmadığını açıklamış ve yemini bu şekilde eda etmiştir. Davalının eda ettiği yeminin içeriğine göre, davalının faturaya konu hizmeti aldıklarını kabul ettiği ve bedele de bir itirazının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre , hizmet bedelinin ödenmediği anlaşıldığına göre, davanın kabulü gerekirken, yanlış değerlendirme ile reddi bozmayı gerektirir.
**************
(1086 S. K. m. 337)
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü:
KARAR : Davacılar, davalı klubün oyuncu ve yetkililerinin sahibi oldukları otelde konakladıklarını ancak fatura tebliğine rağmen bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, 9.877.265.000 TL.nın ödetilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin verilen karar dairemizin 19.9.2002 tarihli ilamı ile, "davacıların fatura içeriği hizmeti davalıya verdiklerini yazılı delil ile ispatlamaları gerekir, davacıya yemin dahil tüm delilleri sorularak sonucuna uygun bir karar verilmelidir." gerekçesi ile bozulmuş, ve mahkemece bozmaya uyularak yapılan yemine göre davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, davacıların teklif ettiği yemin üzerine, davalı klüp temsilcisi beyanında 4-5 yıl öncesinde davacıların otelinde konaklandığını ancak o dönemdeki otel masraflarını maden-iş sendikasının ödemeyi üstlendiğini, rezervasyonu yaptıranın da sendika olduğunu bu nedenle klubün borcunun bulunmadığını açıklamış ve yemini bu şekilde eda etmiştir. Davalının eda ettiği yeminin içeriğine göre, davalının faturaya konu hizmeti aldıklarını kabul ettiği ve bedele de bir itirazının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre , hizmet bedelinin ödenmediği anlaşıldığına göre, davanın kabulü gerekirken, yanlış değerlendirme ile reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcı istek halinde iadesine, 20.06.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)

**************
.: CopyRight by Sinerji A.Ş. :.

**************
TİCARİ İŞLETME/ TİCARİ DEFTERLER
KAYIT NO : 21009
**************
Esas Yılı : 1992
Esas No : 3864
Karar Yılı : 1993
Karar No : 5040
Karar Tarihi : 08.07.1993
Daire No : 11
Daire : HD
**************

**************
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Asliye 5. Ticaret Mahkemesince verilen 8.4.1992 tarih ve 40-374 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 6.7.1993 gününde taraflar avukatları tebligata rağmen gelmediğinden tetkikitan evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin Hotel Village House adlı otelin işletmecisi olduğunu, telefonla yapılan rezervasyonlarla davalının müvekkiline ait otele muhtelif tarihlerde turist grupları gönderdiğini, müvekkilince gerekli hizmetin verilmesine rağmen davalının bedelini ödemediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla fatura bedeli olan (32.392.800) TL.nin Turizm İşletmelerinin Bakanlıkla, birbirleriyle ve müşterileriyle ilişkileri hakkındaki yönetmeliğin 18,29 ve 40 maddeleri uyarınca 8.8.1989 tarihinden itibaren aylık % 10 faiz ve % 5 masrafla birlikte; bu olmadığı takdirde iskonto faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı - karşı davacı vekili cevabında, davacının müvekkiline çektiği 8.8.1989 tarihli telgraftan da anlaşılacağı üzere davacının muhatabını müvekkili değil, dava dışı Seren Turizm ve Ticaret A.Ş. olduğunu, müvekkili değil, dava dışı Seren Turizm ve Ticaret A.Ş. olduğunu, müvekkili ile davacı arasında hiç bir anlaşma olmadığını, müvekkiline ait müşterileri davalıya ait otelde Seren Turizm ve Ticaret A.Ş. ye rezervasyon ettiğini, seren ... A.Ş.nin de turistlere ve turizm acentalarına rezervasyon ettiğini, uygulamada turizm acentalarının birbirine karşı sorumlu olduğunu, bu itibarla davanın Seren... A.Ş.ye ihbarın isteyerek davanın reddi talebinde bulunmuş; karşı davasında ise; davacının Ankara 2. İcra Müdürlüğünün 1989/9306 takip sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine giriştiği icra takibine süresinde itiraz edilememesi nedeniyle davacı-karşı davalıya (11.394.860) TL. ödenmek zorunda kaldığını, anılan borcun da aynı nedenle Seren ... A.Ş.nin borcu olduğunu ileri sürerek, (11.394.860) TL. nin 28.12.1989 tarihinden itibaren aylık % 10 faiz ve % 5 masrafla birlikte davacı karşı davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere, bilirkişi raporuna ve TTK.nun 83. maddesi uyarınca davacı şirket temsilcisine yaptırılan ve yerine getirilen yemine göre, davacının otel konaklama hizmetinden dolayı davalı - karşı davacıdan (32.392.800) TL. alacaklı olduğu, davalının telgrafla temerrüde düşmesinin söz konusu olmaması davacının yönetmelik hükümleri uyarınca faiz istemesinin mümkün olmadığı keza istirdat isteminin yerinde bulunmadığı gerekçesiyle karşı davanın reddine, davanın kabulüyle (32.392.800) TL.nin kararda gösterilen nisbetlerdeki reeskont faiziyle birlikte davalı-karşı davacıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
1 - TTK.nun 82 vd. maddeleri uyarınca ticari defterlerin kesin delil olarak kabul edilebilmesi için maddelerde öngörülen diğer şartların yanısıra ticari defterlerdeki kayıtların birbirlerini doğrulaması defterlerin kanuna uygun bir şekilde tutulmuş olması ve defterler lehe delil olarak kabul edildiği takdirde sahibine tamamlayıcı yemin yaptırılması gerekir.
Bu genel açıklamadan sonra dava konusu olaya dönersek; hükme dayanak yapılan bilirkişiler raporunda da açıkça belirtildiği üzere davacının tasdike tabi olan defterlerinin kapanış tasdiki bulunmadığı gibi karşı tarafın defterlerin de dava konusu edilen meblağlarla ilgili bir kayıt mevcut değildir. O halde davada defterler tek başına delil kabul edilemez ve koşullarının oluşmaması nedeniyle yaptırılan tamamlayıcı yemin de sonuca etkili olmaz.
Mahkemece, davacının 8.8.189 tarihli telgraf metninde yer alan faturaların daha önce Serez ... A.Ş.ye kesildiğine ilişkin beyanı nazara alınarak, davacı temsilcisinden neden daha önce faturaların Serez .. A.Ş.ye kesildiği sorulmak, bilahare de davalının savunması üzerinde durularak talep veçhile davalının Serez... A.Ş.ye ödeme yapıp yapmadığı hususunda davalı ve serez ... A.Ş. defterleri üzerinde, aralarında turizm alanında uzman bir bilirkişinin de yer aldığı yeni bir heyet vasıtasıyla inceleme yaptırılmak, bu çerçevede davaya dayanak yapılan kaldı belgelerinin işlevinin ne olduğu hususunda bilirkişilerden mütalaa alınmak, gerektiğinde davalı şirket temsilcisinden sorulmak suretiyle bu belgelerin davacı eline nasıl geçtiği tesbit olunmak ve sonucuna göre dava ve karşı dava yönünden bir hüküm kurulmak gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davalı (karşı davacı) yararına bozulması gerekmiştir.
2 - Davacı yönünden yapılan temyiz incelemesine gelince; davacı davada yönetmelik hükümlerine göre faiz talebinde bulunduğuna göre mahkemece bilirkişilerden yönetmelik hükümlerine göre tarafların sıfatlarının ne olduğu hususunda mütalaa alınarak faiz hususunda sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, TTK.nun 20/3. maddesinin açık hükmüne rağmen telgrafla temerrüde düşürülemeyeceğinden bahisle reeskont oranına göre faize hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, bir an için davalının davadan önce temerrüde düşürülmediği kabul edilse dahi dava tarihinden itibaren neden yönetmelik hükümlerine göre faize hükmedilemeyeceğinin gerekçesine yer verilmemesi de doğru olmamış, hükmün bu nedenle de davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Hükmün (1) nolu bendde yazılı nedenlerle davalı (karşı davacı) Çelebi ... A.Ş. yararına, (2) nolu bendde yazılı nedenlerle ise davacı (karşı davalı) Ar-Tur... Ltd.Şti. yararına BOZULMASINA, taraf vekilleri duruşmaya gelmediğinden taraflar yararına duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 8.7.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
**************
.: CopyRight by Sinerji A.Ş. :.

Bir fikir vermesi açısından bu iki kararı sundum. Zaten açık fatura deyince ilk akla gelen ticari defterlerin incelenmesidir. Öte yandan ikinci kararda belirtilen bir yönetmelik var anladığım kadarı ile bu %10 ve %5'lik faizler buradan gelen bir alışkanlık olsa gerek.. Ayrıca e-mail ve faks çıktısı olan belgelerin de tur operatörü şirketten sadır olduğu ispatlanırsa yazılı delil başlangıcı hükmünde kabul edilebileceği yine ilk akla gelen olgulardan biri.. Fatura teslim tutanağında tur şirketinin imzası bulunması da dayanılabilecek bir diğer nokta bence, zira her iki taraf da tacir ve ihtirazi kayıt konulmaksızın faturanın kabulü noktasından hareket edilebilir. Ayrıca faturaya itiraz süresinde mi? Bu da önemli.. İlk aklıma gelenler bunlar oldu.. Öncelikle şu yönetmeliği bulduğumuzda orada bir şeyler var gibi sanki...