Mesajı Okuyun
Old 27-03-2018, 14:59   #1
Baha Tepebaşı

 
Varsayılan 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu çerçevesinde uygulamadaki TASİŞ sorunu hakkında

Sevgili meslektaşlarım herkese tekrar merhaba. Size bugün kısaca Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı bir devlet kurumu olan Tasfiye Hizmetleri Genel Müdürlüğü (TASİŞ) taklit markalı ürünler ve tasarımlar ile ilgili uygulamada yaşanılan sıkıntıları özetle açıklamaya çalışacağım. Kısa ve bilinen ismiyle TASİŞ'ler 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve Tasfiye Yönetmeliğine bağlı olarak çalışır. Bu kurumun çalışma mantığı ise; Türk Ceza Kanunu, Kaçakçılık Kanunu ve diğer ilgili cezai yönetmelik ve genelgelerle verilen cezalara ilişkin devletin el koyduğu ürünlerle ilgili müsadere, tasfiye ve satış işlemlerini gerçekleştirir. Türkiye’nin tüm gümrüklerinde ayrı bir kurum olarak tasfiye hizmetleri bulunmaktadır. Şimdi bu noktaya kadar "eee ne var bunda, resmi bir kurum, kanun ve yönetmelik çerçevesinde çalışıyor" diyeceksiniz. Ama buz dağının bir de görünmeyen öteki yüzü bulunmaktadır. Çarpıcı bir ifade olacak belki ama, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, kanunların verdiği suç tipleriyle gümrükler nezdinde bir yandan taklit markalı ürünler ile mücadele verip, şikayet konusu olan ürünleri imha ederken, öte yandan ele geçirilen kaçak taklit markalı ürünleri piyasaya resmi satış ihaleleri ile geri sürmektedir. Bu konuda da sizlerden şu şekilde bir savunma gelebilir. Sonuç olarak ülkemizde sınai mülkiyet suçlarından sadece markalar bakımından cezai yaptırım bulunmaktadır. Bu yaptırımda şikayet sonucunda olmaktadır. Gümrüklerde el konulan ürünler bakımından şikayet yapıldığında bu ürünlere geçici olarak el konuluyor ve ceza davası sonucunda bu ürünler imha ediliyor. Fakat az önce de değindiğim gibi buz dağının öteki yüzüne baktığınızda, sizin kendi markanıza ait yapılan üretimin veyahut illegal gerçekleştirilen ticaretin kontrolünü yapamazsınız. Özellikle tekstil, otomotiv parçaları, elektronik eşya gibi kamu sağlığını da etkileyecek bir çok kaçak ürün yurda sokuluyor. Adet sayısı bakımından milyonları bulan bu taklit ve kaçak ürünler marka değerleri ve hakları hiçe sayılarak eğer var ise mahkeme kararları sonrasında tasfiye edilmek (satışa çıkarılmak) üzere iç piyasaya fatura karşılığı geri veriliyor. Taklit markalı ürünlerin satışının bilirkişi raporu alınmadan gerçekleştirilmesi kamu ve tüketici sağlığını dolayısıyla da ekonomiyi olumsuz etkiliyor. (TASİŞ ile ilgili internetten bir kaç haber linki;
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/d...cakma-27733499
http://www.milliyet.com.tr/gumrukten...undem-1361104/)
Kaçakçılıkla mücadele ile ele geçirilen taklit markalı ürünlerin (tekstil, deri ürünleri, kozmetik, aksesuar, elektronik, otomotiv) mahkeme kararları sonrasında tasfiye edilerek tekrar piyasa satışının yapılması marka haklarını ağır bir şekilde ihlal ediyor. Bir çok ünlü markanın daha önce vekilliğini yapmış biri olarak bu konuda TASİŞ kurumuyla 2014 yılından beridir verilen mücadeleler bir bakıma sonuç vermiş bulunmakta ve artık TASİŞ kurumu kendilerine (savcılık, emniyet vs gibi) kurumlardan teslim edilen ve taklit olduğu şüpheli markalı ürünleri sistemde kayıtlı marka vekillerine bildirmektedir. Bu bildirimler sonucunda ihtiyati tedbir alınması veya savcılık kanalıyla yapılan şikayetler sonucunda bu ürünlerin satışı durdurabilmektedir. Tüm meslektaşlarımıza saygılarımla.