Mesajı Okuyun
Old 03-12-2009, 13:08   #2
elevent

 
Varsayılan

Konunuzu detaylı bilemediğim için aşağıdaki kararları gönderiyorum. Umarım işinize yarar.

Esas : 1999/14867
Karar : 1999/17648
Tarih : 22.11.1999

Yerel mahkeme, isteği Kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

Davacı işçinin çalıştığı işyeri 1992 tarihinde özelleştirilmiş olup bundan önce muvazzaf askerlikte geçen hizmet süresini 28.12.1988 tarihinde borçlanmıştır. 29.4.1998 tarihinde emekli olurken kendisine borçlanılan süre dikkate alınmaksızın kıdem tazminatı ödendiğinden, bu dava ile fark tazminat isteğinde bulunmaktadır. Davacı isçi, emekli olduğu tarihte çalıştığı işyerinin özelleştirme sonucu kamu kurumu niteliğini yitirdiği tartışmasızdır. Bu durumda borçlanılan muvazzaf askerlik süresinin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün değildir. Böyle olunca davanın reddine karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.11.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Esas : 2001/13152
Karar : 2001/18926
Tarih : 04.12.2001

Taraflar arasındaki, kıdem tazminatının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 4/12/2001 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti.Duruşma günü davalı adına Avukat Arife Arslan ile karşı taraf adına Asil Yavuz Bedir geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

YARGITAY KARARI

1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Hükme esas alınan bilirkişi tarafından davacının 1 yıl 8 ay askerlik borçlanması süresi de dikkate alınarak fark kıdem tazminatı belirlenmiş, mahkemece anılan rapora itibar edilerek kıdem tazminatı isteğinin kabulüne karar verilmiştir. Nevar ki dosya içinde bulunan kıdem tazminatı tahakkuk bordrosu ve hizmet cetvelinden anlaşıldığı üzere 1 yıl 8 ay olan askerlik borçlanması davacıya daha önce ödenen kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmıştır. Böyle olunca askerlik borçlanmasıyla ilgili olarak davacının mükerrer yararlanmasına yol açacak şekilde karar verilmesi hatalıdır.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 97.500.000 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 04.12.2001 gününde oybirliği karar verildi.


Esas : 2005/12123
Karar : 2005/37718
Tarih : 01.12.2005

Davacı, fark kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı, 15.09.1987 tarihinde hizmet aktine göre çalışırken kendi arzusu ile imtihana girerek 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre sözleşmeli personel statüsüne geçtiği anlaşılmaktadır. Hizmet aktinin 1475 sayılı Yasanın 16. madde koşulları gerçekleşmeden sona erdiren davacı 15.09.1987 tarihinden önceki çalışmaları ile ilgili kıdem tazminatına hak kazanamaz. Bu nedenle bu tarihten önceki çalışmalara göre fark kıdem tazminatı hesaplanarak hüküm altına alınması hatalıdır.

Askerlik borçlanması dönemi ile ilgili fark kıdem tazminatı isteğine gelince: Davacı son kez 15.12.2004 tarihinde emekli olmak suretiyle işyerinden ayrılarak hizmet aktini feshettiğinden askerlik borçlanma süresinin kıdem tazminatına esas sürenin hesabında nazara alınması gerekir. Ancak, Askerlik borçlanma süresi ile ilgili olarak Emekli Sandığınca emekli ikramiyesi ödenmiş ise, ödenen bu miktarın askerlik süresi ile ilgili hesaplanacak kıdem tazminatından düşürülerek bakiyesinin hüküm altına alınması gerekir. Yukarıda açıklanan esaslara göre bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuç doğrultusunda karar verilmelidir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.12.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.


Esas : 2002/2542
Karar : 2002/3006
Tarih : 02.04.2002

Davacı, 22.05.1963 - 08.06,1965 tarihleri arasında yapmış olduğu 720 günlük askerlik borçlanması işleminin geçerli olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.

Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Necla Yıldırım tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

Dosya kapsamında davacının 25.04.1995 tarihinde askerlik borçlanması için davalı Kuruma başvurduğu, bu talebin Kurumca 02.05.1995 tarihli yazı ile kabul edildiği ve davacının yasal süre içinde borç miktarını Kuruma yatırdığı anlaşılmaktadır.

Her ne kadar borçlanma talep tarihinde davacının Bağ-Kur sigortalısı olduğu açık ise de ve bu haliyle talebin 506 sayılı Kanunun 60/F bendi 2.cümlesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği düşünülse bile gerek borçlanmanın Kurumca kabul tarihi ve gerekse borcun ödendiği tarih itibariyle davacının Bağ-Kur´la ilişkisinin bulunmadığı dikkate alındığında sigortalının geçerli borçlanma yaptığı sonucuna varılması gerekir.

Şu hale göre Mahkemenin yukarıda açıklanan nedenlerle davayı kabul etmesi gerekirken reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.04.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Esas : 2006/16826
Karar : 2007/5339
Tarih : 05.04.2007

Davacı, murisi Şahin'in askerlik borçlanma talebini takip eden aybaşı olan 01.03.2005 tarihinden itibaren, mümkün görülmediği takdirde askerlik borçlanmasını takip eden aybaşından itibaren ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.

Hükmün, taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Dava dilekçesinin istem sonucu bölümünde "davacının 14.02.2005 tarihli askerlik borçlanma talebini takip eden aybaşı olan 01.03.2005 tarihinden itibaren, mümkün görülmediği takdirde askerlik borçlanmasını yatırdığı tarihi takip eden aybaşından itibaren davacının ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespiti" istenmektedir. Bu ifadeden davacının ölüm aylığı tahsisi konusunda iki ayrı talepte bulunduğu, önce 01.03.2005 tarihinden itibaren aylık bağlanmasını istediği, bu mümkün görülmediği takdirde ise yardımcı talep olarak askerlik borçlanmasına imkan tanınmasını ve borçlanma bedelini yatırdığı tarihi takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanmasına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Bu yönüyle dava terditli nitelikte bir eda davasıdır.

Hal böyle olunca, mahkemenin her bir talep yönünden sırasıyla ayrı ayrı inceleme yapması gerekirken, askerlik borçlanma bedelinin ödenmediğinden bahisle geçerli prim ödeme gün sayısı bulunmayan davacının davasının tümden reddine karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur.

Mahkemenin, askerlik borçlanma bedelinin ödenmediği yönündeki kabulü yerinde olduğundan, buna dayalı olarak 01.03.2005 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanmasına dair talebin reddine karar vermesi isabetli ise de, borçlanmanın yatırıldığı tarihi takip eden aybaşı itibariyle aylık bağlanma hakkındaki istek askerlik borçlanması talebini de içerdiğinden öncelikle, 506 sayılı Kanun'un 60/F maddesi uyarınca davacının ileri sürdüğü askerlik borçlanma talebinin yerinde olup olmadığı irdelenmelidir.

506 sayılı Kanun'un 60/F maddesi hak sahiplerine de askerlik borçlanması imkanı tanıdığından, dava dilekçesindeki talep dikkate alınarak, davacıya mehil verilmesi ve borçlanma bedelinin ödenmesi halinde bunun geçerliliğine, ayrıca, tahsis talebi yönünden askerlik borçlanma süresi ile beraber toplam sigortalılık süresi gözetilerek 66. maddede yazılı şartların gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmalı ve varılacak sonuca göre karar verilmelidir.

Mahkemenin yukarıda yazılı esaslara göre yargılama yaparak hüküm kurması gerekirken, yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 05.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.