Mesajı Okuyun
Old 14-02-2009, 20:17   #1
duyurucu1

 
Mesaj Seni seviyorum! Aşkım!

1-“SENİ SEVİYORUM! AŞKIM!”

“Seni seviyorum aşkım” dedi telefondaki kadın.Erkek de “Bende seni seviyorum hayatım” dedi.Sonra telefonu kapattılar.

Bu gün “Sevgiler Günü”ydü.Erkek ve kadın toplumsal şartlanma sonucu zorunlu olarak bir fırsatını bulup telefonla birbirlerine duygularını ifade etmişlerdi.Eğer erkek kadını aramasa kadın büyük bir olasılıkla küsecekti.Çünkü herkesin sevgilisi ararda kendi sevgilisi aramazsa olmazdı.Bu nedenle önce kaçamak bir mesaj göndermiş,erkek de mesajı alınca daha önce kararlaştırdıkları gibi duygularını ifade etmişti.Zaten hediyesini de “sevgililer günü”n den bir süre önce peşin olarak almıştı.Sevgililer Gününde buluşamazlardı.Çünkü ilişkileri meşru değildi.

**

“ŞU YÜZÜKLERDEN BİRİNİ BEĞEN!”

Erkek pejmürde kılıklıydı.35-40 yaşlarındaydı.Yanındaki kadın ise alımlı çalımlı ,son model giyinmişti.O da herhalde 25-30 undaydı.Yanlarında iki tane çocuk vardı.Bir kız bir oğlan.Kız 7-8 yaşlarındaydı.Oğlan çocuğu ise henüz okula gitmiyordu.O da 5-6 yaşlarındaydı.Büyük bir alış veriş merkezinin içerisindeydiler.Bir kuyumcu dükkanının önünden geçerlerken erkek kadına;”Gel bak buradaki yüzüklerden bir tane seç de sana alayım”dedi.

Kadın biraz aşağılayıcı bir tavırla ve kızgın ve az yüksek ses tonuyla;”Beni öyle yüzükle falan kandıramazsın!Ben çocuk muyum!”

Erkek hiçte sevgi gösterisinde bulunmadan kuru bir ses tonuyla;”Bak gel şunlardan bir tane beğen diyorum.Benim ancak bunlara gücüm yeter.Fazla param yok!”

Kadın,dönüp bakmadı bile ve yürüdü.Ardından erkekte alışveriş sepetini sürüye sürüye ve yanında çocuklarla alışveriş merkezinden içeri girdiler.
**

DAHA İKİSİ DE ÇOCUKTU

Daha ikisi de çocuk denecek yaştaydılar.Belli ki lisede okuyorlardı.Dershaneden kaçmışlardı.Ellerinde ders kitapları vardı.Sahilde kayalıklarda el ele ,sarmaş dolaş oturuyorlardı.Az ilerde amatör balıkçılar balık tutmaya çalışıyorlardı.Kız çocuğunun elinde bir gül vardı.Biraz önce sahilde el ele gezen aşıklara gül satmak için fır dönen bisikletli gülcüden almışlardı.Oğlan çocuğunun fazla parası yoktu.Zar zor harçlığından biriktirip 20TL’ye kıza bir kolye almıştı.Kızda hemen kolyeyi takmıştı.Belki de hayatının en değerli takısıydı bu.Yaşamının daha sonraki yıllarında belki çok daha değerli takılar takacaktı ama onların değeri bu gün kayalıklarda sevgilisinin aldığı 20TL’lik takının değerinde olmayacaklardı.Kendisi de belki sonraki yaşamında başka erkeklere sarılacaktı ama hiçbir sarılmadan, bu gün kayalıklarda hafif üşüten rüzgarlı ve fakat güneşli bir 14 Şubat gününden aldığı hazzı alamayacaktı.Bu dershanedeki sevgilisinin kollarının kanatlarının arasına sokulduğu kadar haz alamayacaktı.
**
DÜNYANIN EN GÜZEL KOKUSU

Kadının üçüncü çocuğuydu.Biri 18 inde gelinlik çağda diğeri 12 sindeydi.Son çocukları ise yeni doğmuştu.Henüz 2 yaşındaydı.Kadın altına pisleyen en küçük çocuğun altını değiştiriyordu.Pislenmiş bez ile itinayla çocuğun kıçını sildi.Sonra ıslak mendil ile tekrar sildi.Sonra kuru hazır bezi çocuğun kıçına bağladı.Bu işlemleri yaparken zerre kadar tiksinti duymuyordu.Tam tersi “Aşkım benim.Sevgilim”diye mırıldanıyor ve memnuniyetini belirtiyordu.

Çocuğu temizleyip yatırdı ve yanına buruşturup koyduğu içi çocuğun pislik dolu hazır bezini aldı çöpe götürürken burnuna tuttu ve kokladı.”Ohh”dedi.”Aşkımın pisliği mis gibi kokuyor.En güzel esanslardan daha güzel kokuyor”dedi.Bir daha kokladı ve çöpe attı.Tekrar çocuğunun yanında döndü.Çocuğunu “Aşkım!Sevgilim!Bir tanem!”diye sevmeye devam etti

**

Maalesef toplumumuzda ve hele 14 şubatların yoğun propagandasının da etkisiyle “aşk” ve “sevgilim” kavramları doğru olarak kullanılmıyor.

Kimdir sevgili?

Kimdir aşık?

Aşk nedir?

Bu kavramları irdelemekte ve akıl süzgecinden geçirmekte yarar var.Yoksa elmalarla armutlar ve hatta kayısılar ve domatesler birbirine karışır.(DEVAM EDECEK)