Mesajı Okuyun
Old 11-08-2011, 08:53   #6
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Onsekizinci Hukuk Dairesi
Esas No : 2005/9463
Karar No: 2005/11026
Tarih : 12.12.2005
ORTAK YERLERE ELATMANIN ÖNLENMESİ ( feragatin geçerliliği İçin Bunun Davalı ve/veya Mahkeme Tarafından Kabul Edilmesine Gerek Olmadığı )
KAL VE PROJEYE AYKIRILIKLARIN ESKİ HALE GETİRİLMESİ ( feragatin geçerliliği İçin Bunun Davalı ve/veya Mahkeme Tarafından Kabul Edilmesine Gerek Olmadığı )
DAVADAN FERAGAT ( Nedeniyle Davanın Reddine Karar Verilmemiş Olsa Bile Davacı Daha Sonra Bu Feragatten Dönemeyeceği )
PROJEYE AYKIRILIKLARIN ESKİ HALE GETİRİLMESİ ( feragatin geçerliliği İçin Bunun Davalı ve/veya Mahkeme Tarafından Kabul Edilmesine Gerek Olmadığı )
ÖZET :

feragatin niteliği gereği davacının mahkemeye karşı yapacağı tek yanlı açık bir irade beyanı ile dava konusu uyuşmazlık sona ermekte olup feragatin geçerliliği için bunun davalı ve/veya mahkeme tarafından kabul edilmesine de gerek yoktur. Feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmemiş olsa bile davacı daha sonra bu feragatten dönemez feragat ile bağlıdır.

DAVA :

Dava dilekçesinde ortak yerlere elatmanın önlenmesi, kal ve projeye aykırılıkların eski hale getirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın bir kısım davalılar yönünden kabulüne, diğerleri açısından atiye bırakılan dava hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR :

Dosyadaki yazılara kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak;

Davacı vekili Avukat B..'nun İ. 11. noterliğince düzenlenen 17.7.2002 gün 19580 yevmiye sayılı vekaletnamede kendisine tanınan feragat yetkisine dayanarak 6.7.2004 günlü hakim havalesi ile dosyaya sunduğu dilekçe ile davalılardan S. hakkındaki davadan feragat ettiği anlaşılmaktadır. HUMK'nun 91. maddesinde düzenlenen feragatin niteliği gereği davacının mahkemeye karşı yapacağı tek yanlı açık bir irade beyanı ile dava konusu uyuşmazlık sona ermekte olup feragatin geçerliliği için bunun davalı ve/veya mahkeme tarafından kabul edilmesine de gerek yoktur.

Feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmemiş olsa bile davacı daha sonra bu feragatten dönemez feragat ile bağlıdır. Somut olayda yukarıda açıklandığı üzere davacı vekili davalılardan S. B. hakkındaki davasından açıkça feragat ettiğine göre mahkemece bu feragate dayanılarak adı geçen davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken,davacı vekilinin söz konusu feragatten sonra yargılamanın 9.11.2004 günlü oturumda 26,27,28 ve 29 kapı nolu villalara ilişkin davayı atiye bıraktığını bildirmiş olması ve davalı S. 'ün oturduğu anlaşılan 28 nolu villanın da bu beyan kapsamında kalması daha önceden yapılan S. B. hakkındaki feragati ortadan kaldırmayacağı gözetilmeden bu davalı yönünden de davanın atiye bırakıldığı gerekçesiyle bir karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ :

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.