Mesajı Okuyun
Old 19-12-2006, 11:51   #12
Ayşegül Kanat

 
Varsayılan

Marilyn French'den bir alıntıyla Sayın Yılmaz ve Ergin'e katıldığımı söylemek istiyorum:

"Savaş vardı elbette ama savaş ilan eden kadınlar değil erkeklerdi, binlerce yıl önce. Kadınların geçersizliğini ilan ettiler ve bu geçersizliği yasalara işlediler, hatta insan soyunun düşlerine. Ayrım, yapısı kalıplaşmış, güç düşkünü, hiyerarşi tutkunu, ataerkil, doğayı ezen, hırslı, sanayileşmiş dünyamızın temelinde yatıyor. Ama kadınlar ateşe ateşle karşılık vermeye başlayınca erkekler dehşete kapılarak ellerini havaya kaldırıyor ve 'erkeklerden nefret eden kadınlar' diye bağırıyor korkuyla."

".... herhangi bir şeyden ötürü erkekleri ya da ataerkil toplumu suçlayan kadın kaçık sayılır; kaçık, dar görüşlü, cadının biri, bir Amazon, erkeği erkekliğinden eden huysuz, suratsız bir devanası.

Ve o kadın sesini duyurmak için bağırmak zorunda olduğundan, onu dinleyenler çok uzaklarda ve sayılı olduğundan sesi "TİZ"dir ve "KULAK TIRMALAYICI"dır, sinir bozucudur."

"Kadınların sömürülmesinden yarar sağlayan, herhangi bir şekilde kazançlı çıkan her erkek kadınların sömürülmesinden sorumluluğu olan birisidir." (Kanayan Yürekler, French M. E Yayınları, 1980)

Bana göre Feminizm geniş bir yelpazedir. Penis Kesenler'le başlayıp, Sosyalist Feministlerle biten bir ideoloji. Kendini Feminist olarak gören her kadın bu yelpazenin herhangi bir dalında yerini alır.

Biri çıkar der ki: Bir kadının erkeğe olan ihtiyacı, bir balığın bisiklete duyduğu ihtiyaç kadardır.

Bir başkası "bütün kadınlar lezbiyendir, yarısı bunun farkında değildir" der.

Bir başkası da çıkar "kadın erkek elele, özgür günlere"yi savunur. Saygılar.