Sene 2005, yer Beyoğlu Tapu Sicil Müdürlüğü.

Mirasçılar adına iştirak halindeki mülkiyeti müşterek mülkiyete çevirmek ve bir kısım mirasçının payının satışını gerçekleştirmek üzere bir vekil arkadaşımla sabahtan beri uğraşmaktayız.

Bir dolu aksilikten sonra, artık her şey tamam derken, tapuda falanca mahkemenin falanca ihtiyati tedbir kararı olduğunu görüyoruz. Adı Beyoğlu olan bir ticaret mahkemesinin aynı mahalde olacağı inancıyla önce endişelenmiyor,ama sonra taksiyle uzun bir İstanbul seyahatine çıkınca bu iş nasıl yetişecek diye kaygılanmaya başlıyorum. Nihayet tedbirin kaldırılması yazısını alıp (buralarda verdiğim savaşı da es geçiyorum) tapuya geri dönüyorum. Elektrikler kesildi, bilgisayar çalışmıyor diyorlar. Haklılar. Rica minnet ben Ayvalık'a döneceğim diyorum ve daktiloyla işlemleri yapmaya ikna oluyorlar. Yarı işlem yapılmışken elektrik geliyor. Müdür bey bir onbeş dk. falan sonra ve saat artık mesainin sonlarına yaklaşmakta iken, "duruunn!" diye geliyor. Yine ne oldu ki diye düşünürken, falanca vergi dairesinden, murisin falanca vergi borcu olduğu, bu nedenle satış işleminin yapılmamasına dair faks geldiğini söylüyor. (Bakın, haciz demiyorum, faksla gelen sadece "borcu var" yazısı)

Üzerinde haciz var mı , siz lütfen işleminizi yapın diyorum, sabrın son noktaları. Ne işe yarar?

Çaresiz geri döndüm, murisin vergi borcunu bir başka taşınmazına bölüştürdük, yarısını ödedik ve ilişik kesme yazısını alarak, yeniden İstanbul yollarına düştük.

***

Bir başka yer ve başka zaman, ilginç bir başka örnek, sizinki gibi belediye çöp vergisi borcu bulunan bir taşınmazın satışıyla ilgiliydi. Ben borç ödenmeden satışı yapamayız diye alıcıya satış bedelinden düşmek kaydıyla borcu ödetmeye çalışıyorum, alıcı ve belediyedeki memur ısrarla gerekmez diyor. Tapuya gidiyoruz, içimden memur şimdi borcu yoktur yazısı isteyecek, yine yollara düşeceğiz diyorum, alıcı kendinden emin, gerekmez de gerekmez diyor,ne demek gerekmez diyorum, sahiden gerekmiyor

***

Bu nedenle, sorunuzun cevabını BİLMİYORUM!