Mesajı Okuyun
Old 10-11-2008, 10:45   #4
Batu Han

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yargıç isa
Çevre hakkının öznesi çevrenin ta kendisi, nesneside insanlar olduğu kanatindeyim. Özne ortadan kalkarsa, nesnede haliyle diskalifiye olur. Anayasada da buna yönelik doğru bir düzenleme yapılmıştır. İnsanların temiz bir çevrede, insanca yaşaması devletin vatandaşına sağlaması gereken sosyal haklardandır ve vatandaşında çevreyi koruması devlete/topluma karşı bir ödevidir.

Başka ülkelerin anayasalarını, kendimizinkine kıyaslamak ne derece doğru bilmiyorum. Bizim vatandaşlarımızın ve yöneticilerimizin, çevre konusunda diğer batı ülkelerine kıyasen daha bilinçli ve dikkatli olduğunu zannetmiyorum. Bu yüzden uygulanması için anayasada düzenlemeye gerek görmeyebilirler ama bizim gibi çevrenin hiçe sayıldığı bir ülkede çevrenin korunması ile ilgili düzenlemenin en üst norm olan anayasada düzenlenmesini doğru buluyorum.
Anyı şekilde 169. madde de ormanların korunmasını düzenlemekte. Bu gibi hükümlerin anayasada yer alması belki,(1) değiştirilmesi zor norm olması, (2)siyasi iktidarın kararnamelerine bağlı olarak işine geldiği gibi çıkar amaçlı düzenleyemeyeceği nedeni ile birilerini rahatsız etmektedir.

Havadaki yüksek kükürt gazı nedeniyle ölen kişilerin yaşam hakkı ihlal edilmiyor mu?Peki Devlet bireylerin yaşam hakkını korumak zorunda mı? Bu hak hukuk devletinde anayasal hak değil mi?....

saygılarımla...

karşılaştırmalı hukuk bakımından ilginç bir uygulama var avrupa insan hakları mahkemesi'nde. avrupa insan hakları sözleşmesinde çevre hakkı düzenlenmediğinden bu koruma şikayetçinin evinin yakınında açılan ve çevreye zarar veren bir fabrikanın kapatılmasıyla ilgili davasında madde 8 in ihlali olarak değerlendirilerek korunmuştur.

bilindiği gibi 8. madde

Madde 8
Özel hayatın ve aile hayatının korunması

1. Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
2. Bu hakkın kullanılmasına bir kamu otoritesinin müdahalesi, ancak ulusal güvenlik, kamu emniyeti, ülkenin ekonomik refahı, dirlik ve düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için, demokratik bir toplumda, zorunlu olan ölçüde ve yasayla öngörülmüş olmak koşuluyla söz konusu olabilir.

der.

avrupa insan hakları mahkemesi işletmenin meydana getirdiği rahatsızlığın özel hayatı, konut dokunulmazlığını ve aile hayatını sekteye uğratabileceği gerekçesiyle yapılan başvuru üzerine fabrikayı kapamayan devleti mahkum etmiştir.