Mesajı Okuyun
Old 27-03-2013, 13:51   #2
magistra175

 
Varsayılan

Kesinleşmeden icraya konulamayacak olan ilamlardaki yargılama giderlerine ilişkin hüküm fıkraları da, ancak ilamların kesinleşmesinden sonra icra edilebilir. Yargılama giderleri davayı kaybeden tarafa yükletileceğinden, ilam kesinleşmeden davayı kaybeden tarafın hangisi olacağı henüz kesinlik kazanmış değildir. Yargılama giderlerinden hangi tarafın sorumlu olacağı davanın esası hakkındaki hükmün kesinleşmesine bağlıdır.

Yargıtay
12. Hukuk Dairesi

Esas : 1990/9426
Karar : 1990/9443
Tarih : 02.10.1990

*İLAMLARIN YERİNE GETİRİLMESİ
*TAŞINMAZIN AYNINA İLİŞKİN İLAM

(1086 s. HUMK. m. 443/4) (2004 s. İİK. m. 26)

Özet : Taksime, bu nedenle taşınmazın aynına ilişkin ilam, kesinleşmeden yerine getirilemez. Bu kural, ilamın fer’ileri hakkında da uygulanır.

Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili ve borçlu tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 6.8.1990 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Takip dayanağı ilam; taksime, dolayısıyle gayrimenkulün aynına ilişkin bulunduğundan HUMK.nun 443/4. maddesi gereğince kesinleşmeden icra edilemez. Bu kural ilamın fer’ileri hakkında da uygulanır. Takip dayanağı, takip açıldığında karar düzeltme aşamasında olduğu ve bu suretle kesinleşmemiş bulunduğu anlaşıldığından şikayetin bu yönden kabulü ile takibin tümü ile iptaline karar vermek gerekirken yazılı biçimde karar verilmesi isabetsiz, borçlunun temyiz itirazı yerinde görülmekle merci kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklı vekilinin ve borçlunun sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 2.10.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak:{YKD. Mayıs-1991 s: 727}