Mesajı Okuyun
Old 06-01-2014, 16:18   #32
son yolcu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Her davanın durumu ve özellikleri farklıdır. Neticede biz burada dosyayı okuyoruz ama karar veren hakim tarafları bizzat görüyor ve dinliyor. Demek ki, hakim müştekiye inanmış, sanığa ise inanmamış. Tarafları dinlemedim ama dosyayı okuduğumda ben de müştekiye inandım ve onu arz ettim.

Şahitsiz sadece müştekinin beyanına dayalı olarak ceza davalarında ceza verilsin demiyorum ve böyle bir genellemeyi de kendi adıma doğru bulmuyorum. Ama şahitsiz sadece müştekinin beyanına dayalı ceza davalarında mutlaka beraat verilmelidir denmesini de aynı oranda hatalı bir genelleme olarak değerlendiriyorum.

Her ceza yargılaması özeldir ve bu yargılamayı bizzat yapan, tarafları kulağı ile dinleyen, gözüyle gören, dellilleri toplayan hakimin vicdani kanaati ise bazı durumlarda bu tip genellenmiş kurallardan, yerleşik içtihatlardan vs. çok daha doğru ve adil olacaktır.

Eğer ceza yargılamasını "telefonla hakaret suçu - şahit = beraat" formülüne dönüştürsek o yargılamayı yapmak için hakime hatta "insana" ihtiyacımız kalmaz, bu yazıyı yazdığım bilgisayar da her dosyayı karara bağlayabilir. Ceza yargılamasında insan faktörüne HALA ihtiyacımız var diye düşünüyorum ve bana sorarsanız bu dosya da bunun güzel bir örneği.

"hakimin vicdani kanaati" sn admin; sizden hakimlerin vicdani kanati ve taktiri konularında açıklayıcı bir yorum alabilirmiyim...zira kanaat TDK ya göre "Kanma ve inanma" olarakta açıklanır. Zıt anlam penceresi"İnandırma ve Kandırma"ya açılıyor...