Mesajı Okuyun
Old 05-09-2003, 12:17   #14
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Önemli Bekaret...21.yy....Hala Tabu....

Geleneksel anlamda bakirelik cinsel deneyimi olmamayı ifade ediyor. Bu tanım her iki cins için söz konusu olsa da toplum bekareti yalnızca kadına yönelik olarak kutsallaştırmış.

Erkeğin bekaretini kaybetmesi erkekliğe atılan bir adım olarak algılanırken, kadının bekareti ancak evlendiği erkeğe sunulacak bir hediye olarak kabul ediliyor. Bu inanış doğrultusunda çoğu toplumda evlilik öncesi cinsel ilişkiye bir sınırlama getirilmiş. Üstelik bekareti daha da kutsallaştırmak için çoğu kez bekaret hakkında konuşmamak yeğlenmiş. Dolayısıyla 21. yüzyılda bekaret hâlâ bir tabu olma özelliğini koruyor.


Bugün birçok aile için çocuklarının cinsel yönden sağlıklı olup olmadıkları, güvenli ve sağlıklı seks yapıp yapmadıklarından daha önemli olan şey, onların bakire olup olmadığı. Bu tavır özellikle kız çocuklarının ailelerinde daha yoğun bir biçimde sergileniyor. Oysa gençler cinsellik hakkında en sağlıklı bilgilere ancak aileleriyle konuşarak ulaşabilir.

Ancak çok geniş bir kesimin mesajı her zaman “Bakire kal!” şeklinde olduğu için, bu iletişim ya hiç başlamaz ya da bu kesin mesajla sona erer.

Geleneksel yapının bakirelik hakkındaki bu kesin yargısına karşılık popüler kültür, özellikle de medya kadının cinsel yönden aktif olduğuna ilişkin bir tavır sergiliyor. Gerek şarkı sözlerinde, gerek basındaki fotoğraflarda, gerekse TV'de yer alan popüler isimlerin yer alış biçiminde cinsel figürler ön planda. Bu sebeple cinsellik ekranın arkasındakiler için giderek daha fazla bir baskı oluşturuyor.

Bekaretin toplum tarafından tabu haline getirilmesi, özellikle cinselliğini henüz yeni keşfedenlerde fiziksel ve ruhsal birtakım sorunların çıkmasına sebep oluyor. Kadınların en büyük kabusu olan “gerdek gecesi sendromu”, yine bekaretin bu kadar kutsal olduğuna dair bir şartlanmadan ileri geliyor. Hatta kimi kadınlarda bu sendrom giderek daha büyük bir sorun olup, frijitliğe kadar varabiliyor.


Türkiye ve gelişmekte olan ülkelerde bekaret sebebiyle işlenen cinayetlerin sayısı hiç de azımsanmayacak ölçüde. Özellikle bakire olmadığı için kızını, kardeşini ya da akrabasını öldüren, öldürmeye teşebbüs eden birçok kişi var. Üstelik bu cinayetler töreler tarafından da onaylanmakta ve toplum tarafından meşru görülmekte.

Bakirelik hakkındaki bu görüşler kadının ister istemez bekarete karşı çekimser bir tavır sergilemesini beraberinde getiriyor.

Kadınların korkulu rüyalarından biri de, bir sonraki ilişkilerinde beraber oldukları erkeğin bakire olmadıkları için kendilerinden ayrılabilecekleri ya da birlikte olmak istemeyeceklerini düşünmeleri. Aslında bu düşünce pek de yanlış sayılmaz. Çünkü birçok erkek birlikte olduğu kadının bakire olup olmadığını çok fazla önemsiyor.

Erkeklerin, toplumun, ailenin ve törelerin bakış açısı ne olursa olsun kadınlar bedeninden ve davranışlarından yalnızca kendisi sorumludur.. Bu yüzden kadın kendisi için en doğru kararı verip, cinsel ilişkiye girmek ya da girmemek özgürlüğüne sahip olmalıdır. Birlikte olmaya ve bu birlikteliği kiminle yaşayacağına karar vermek, kadının bedenine ve geleceğine sahip çıkmanın aşamalarından biri. Bu sebeple sağlıklı birliktelikler kurmak ve kadının kendisi ile barışık olması için, tercihler; toplumsal töreler, tabular ve değer yargılarının esiri olmaksızın özgür iradeyle yaşanmalıdır .




----------------------------------------------------------------------------------

Ne dersiniz?