Mesajı Okuyun
Old 22-04-2007, 13:31   #6
Av.Görkem TURGUT

 
Karar "Kota Koymak Devletin Anayasal Görevidir"

Sayın Hekimbaşı;

Uzun zamandır kendi açtığım konuya bakma imkanım olmamıştı,o yüzden yazımın biraz geç kaldığının farkındayım.

Siz kadınların temsilci olarak seçilememesinin nedenlerini büyük ölçüde kadınlarımızın sosyo-ekonomik durumuna bağlamışsınız.Ancak ben bu fikrinize katılamayacağım.Kadınlarımızın toplumdaki ekonomik durumundan çok sadece "böyle gelmiştir,böyle gider"zihniyetinden dolayı kurum ve kuruluşların yönetiminde yer bulamadığını düşünüyorum.Kadın avukatlarımızın baro başkanlığı seçimlerinde arka planda kalması bunun en açık örneklerinden biridir.Sizce kadın avukatlarımız erkek meslektaşlarından-ki kendileri aynı zamanda dört sene beraber okudukları sınıf arkadaşlarıdır-daha eğitimsiz,daha donanımsız ve ekonomik açıdan daha zayıf mıdır ki bu kadroda da yok sayılmışlardır?

Sizinde belirttiğiniz gibi;kimlerin meclise gireceği,kimlerin yönetimde yer bulacağı aşağı yukarı bellidir,ve seçim sistemi bu şekilde devam ettiği müddetçe kadınlarımız tabiri caizse"ağzıyla kuş tutsa"bile meclise giremeyeceklerdir.Milletvekilleri,eğitim almış,ekonomik bağımsızlığı olan,kendilerine güvenen insanlardır-en azından olmalıdır-.Bu özelliklere sahip bir kadın grubu yok değildir,sadece bu özelliklere haiz erkeklere oranla sayıları daha azdır(bu azlığın sebebi de ayrı bir tartışma konusudur)

Konuya bakıldığında seçim dönemlerinde aday listeleri hazırlanırken-listeli seçim sistemi adaletsizliğin bir diğer boyutudur-adayların ekonomik durumlarına,eğitim durumlarına bakıldığını düşünmek insanı en azından oy verirken vicdani olarak rahatlatabilir.Ancak sizde biliyorsunuz ki ülkemiz gibi demokrasi bilincinin tam olarak yerleşemediği ülkelerde listeler hazırlanırken başka özelliklerde önem kazanıyor.Bu durumda devletin en etkin ve en önemli kurumunun başına,hiçbir niteliğe haiz olmayan insanlar gelebiliyor.

Siz kota konulmasından çok-bundan 250 sene sonra bile olsa-kadının meclisteki yerini doğal oluşumlarla almasını savunmuşsunuz.Ancak gereken şartlar sağlanana kadar önlemler almak devletin anayasal bir görevidir ve devlet fiili eşitsizliği hukuki yolları kullanarak gidermek zorundadır.Kadın erkek eşitliğinin kağıt üzerinde kaldığı bir ülkede demokrasiden ve bireysel haklardan söz edilemez.

Kota sebebiyle yeterli düzeyde kadın vekil bulunan bir meclisin ancak darbe meclisleri kadar faydalı olabileceği görüşüne de katılmıyorum.Kadın vekillerin süs niteliğinde ve kota nedeniyle değil,hak ettikleri için o mecliste bulunacağına inanıyorum.Bu ülkenin eğitimli,aydın,ülkesini seven birçok kadını,onlar gibi olmak isteyen birçok genç bayanı var.Onları yönetimden uzak tutmaya çalışmak ne onlara,ne hemcinslerine,ne karşı cinslerine,ne de bu ülkeye herhangi bir fayda getirmeyecektir.Aksine kadınlara yol açmak faydalarını düşünerek bu fikrin arkasında duran benim gibi insanların bile aklına gelmeyecek bir çok fayda sağlayacaktır.

Kota elbette siyasi temsil sorununu kökünden çözmeyecek,ancak bize bu kısır döngüde yeni bir açılım kazandıracaktır.Çözülmesi gereken sorunların bir boyutu olarak kota hep gündemde kalacak ve şu anda yaptığımız gibi bu sorunlar hep tartışılacaktır.Bir an evvel kotadan kurtulup kadın erkek temsili eşitliğini doğal yollardan sağlama ihtiyacını bize hatırlatacaktır.Kota sonucu meclise giren vekiller de bu olguların üzerine eğilerek,bunun çözülmesi için en büyük çabayı gösterecekler.

Ayrıca devletin en yüce makamı olan Cumhurbaşkanlığı makamında,gerçekten bu görevi hak edebilecek bir hemcinsimizi görmek,hepimizin en büyük arzusudur.Umarım Cumhuriyet tarihimizde bir ilk gerçekleşir.


Saygılarımla.......