Konu: kesin süre
Mesajı Okuyun
Old 26-12-2012, 19:31   #30
Serhat Arasan

 
Varsayılan

6100 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU [ Madde 94 ]

KESİN SÜRE MADDE 94

(1) Kanunun belirlediği süreler kesindir.

(2) Hakim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi halde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez.

(3) Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.


T.C. YARGITAY
15.Hukuk Dairesi

Esas: 2010/7482
Karar: 2011/6735
Karar Tarihi: 22.11.2011

ÖZET: Dava konusu somut olayda, ... tarihli ara kararında mahallinde keşif yapılmasına,... TL bilirkişi ücreti ile keşif yolluğunun keşif gün ve saatine kadar davacı vekili tarafından yatırılması, keşif gün ve saatinde keşif heyetinin keşif yerine götürülmesi için davacı vekiline kesin mehil verilmesine, kesin mehil gereği yerine getirilmediği takdirde keşif delilinden vazgeçilmiş sayılacağından, davacı vekiline ihtarına yönünde ara kararı oluşturulmuş, ... tarihli oturumda ise, davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, kesin süreden söz edilebilmesi için ara kararında taraflarca yapılması gereken işler ayrıntılı bir şekilde belirlendikten sonra ara kararının yerine getirilmemesi durumunda ne gibi işlem yapılacağının da taraflara yöntemince anlatılması gerekir. Açıklanan olgular gözden uzak tutularak Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun ilgili maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.

(1086 S. K. m. 163) (6100 S. K. m. 94)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Dava, iş bedeli karşılığı olarak davalılara verildiği ileri sürülen bonolardan ötürü davalılara 5.000,00 TL borçlu olmadığının tesbiti; 3.000,00 TL maddi tazminat ile 1.200,00 TL icra takibinde yaptığı masraf ile ödendiği ileri sürülen bonoların bedelinin toplamı olan 5.000,00 TL’nin tahsili istemi ile açılmış; mahkemece davanın reddine karar verilmiş ve verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Mahkemece, HUMK’nın 163. maddesi gereğince, verilen kesin süre içinde yatırılmasına karar verilen keşif giderlerinin, davacı yanca yatırılmaması ve dolayısıyla verilen kesin süre içerisinde ara kararı gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle yeniden talepte bulunamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

HUMK’nın 163. maddesinde biri yasa öteki yargıç tarafından tanınan iki türlü sürenin varlığı kabul edilmiş ve bu sürelere uyulmayan hallerde karşılaşılacak sonuç açıklanmıştır. HMK’nın 94. maddesinde Kanun'un belirlediği sürelerin kesin olduğu, yargıcın tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verilebileceği, aksi halde belirlenen süreyi geçirmiş olan tarafın yeniden süre isteyebileceği, bu şekilde verilecek ikinci sürenin kesin olacağı ve yeniden süre verilemeyeceği, kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın o işlemi yapma hakkının ortadan kalkacağı hüküm altına alınmıştır.

Yukarıda sözü edilen maddelere göre yasal süre veya yargıç tarafından tanınan süre içinde yapılması gereken işlem, ilgili tarafça yapılmazsa hakkın düşeceği kabul edilmiştir.

Yasal süre içinde yapılması gereken şeyin ne olduğu yasalarda yazılmış ve gösterilmiştir. Yargıcın tanıdığı süre içinde yapılması istenen işlemin ne olduğu ise yargıcın bu yöne ilişkin bulunan ara kararında, herhalde açıklanmış olmalıdır. Yargıcın süreye ilişkin ara kararının tereddüt uyandırmayacak yorumu zorunlu kılmayacak, yanlış anlamayı önleyecek, ilgili tarafından kolaylıkla anlaşılacak derecede açık, sade ve sınırlı olması gereklidir. Daha açığı, yargıcın kesin süreye ilişkin ara kararında ilgili tarafın yapması gerekli görülen işler sade bir dil kullanılarak kolayca anlaşılabilir biçimde birer birer ve açıkça gösterilmiş ve anlatılmış olmalıdır.

Dava konusu somut olayda, 24.06.2010 tarihli ara kararında mahallinde 13.05.2010 günü saat 13:30’da keşif yapılmasına, beraberde bir inşaatçı ve bir mülkçü bilirkişi götürülmesine, 200’erden, 400,00 TL bilirkişi ücreti ile keşif yolluğunun keşif gün ve saatine kadar davacı vekili tarafından yatırılması, keşif gün ve saatinde keşif heyetinin keşif yerine götürülmesi için davacı vekiline kesin mehil verilmesine, kesin mehil gereği yerine getirilmediği takdirde keşif delilinden vazgeçilmiş sayılacağından, davacı vekiline ihtarına (ihtar edildi), yönünde ara kararı oluşturulmuş, 24.06.2010 tarihli oturumda ise, davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, yukarıda öngörülen yönleri kapsayan kesin süreden söz edilebilmesi için ara kararında taraflarca yapılması gereken işler ayrıntılı bir şekilde belirlendikten sonra ara kararının yerine getirilmemesi durumunda ne gibi işlem yapılacağının da taraflara yöntemince anlatılması gerekir.

Açıklanan olgular gözden uzak tutularak HUMK’nın 163. maddesi (HMK 94) uyarınca davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 22.11.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.