Mesajı Okuyun
Old 29-07-2007, 21:14   #45
calikusu_kamuran

 
Acil

Alıntı:
Yazan Av.Denizhan Erbek
Olması gereken hukuk aslında bir yerde dünya ülkelerinde yaşayan halkların varacağı bir mutluluk/huzurdur.Her coğrafyaya göre olması gerekenlerin kriterleri,modelleri elbette ki farklılık gösterecektir.Gerek gelenek-görenekler,gerekse de coğrafyanın vermiş olduğu fiziksel yaşayış biçimi kriterlerin belirlenmesinde önceliklidir.O yüzdendir ki olması gereken açısından hukuk'un tespiti coğrafyadan coğrafyaya toplumdan topluma değişecektir.Genel-geçer bir olması gerekenin yaratılması eşyanın doğasına aykırı olmakla beraber,gene-geçer değerler olan özgürlük,eşitlik,eğitim ve sağlık hakkı vs. ise her coğrafyada olması gerkenin içinde olması gereken ve de genelde olan değerlerdir.Bizler ne zamanki gerçek anlamda toplumun özüne inen,çıkarsız ve samimi bir yönetenlerle karşılaşısak o zaman olması gereken değerlere kavuşacağız.Ayrıca olması gereken değerlerden olana doğru gidip o değer olan olursa o zaman olması gerekenden çıkacak ve o olanın bir de uygulanabilirliliği sorunu ortaya çıkacaktır.meğer ki;çıkarlar çatışmasına konu olmasın.Olayları çok soyut boyutlarla anlatma yoluna da gidilmemeli bazen hatalar da yapıyoruz farkında olmadan..Teşekkürler

İnanın insan aklına yepyeni teşekküller getirmek adına mükemmel(kamil) bir yazı yazmışsınız. Teşekkürler Saygıdeğer meslektaşım.

Çok basit bir şekilde katkımı (umarım katkımız olur) tasvir etmek istiyorum.

(A,B,C,D,E) gibi değerler/varlıklar, parantez içinde yer almaktadır ve bu değerler parantez(kalkan) tarafından korunmaktadır. Şu halde insan kavramı içeriğindeki değerler/varlıklar biliniyor mu ki biz de kalkanımızı(koruyucu şeyi) ona göre oluşturalım. Ve ayrıyeten, insan denilen şeydeki(varlık olarak algılayalım lütfen) "içeriği" dış dünyanın gereklerine göre mi var edeceksiniz yoksa dış dünyayı insan denilen şeyin içeriğinin gereklerine göre mi var edeceksiniz? Yani öncelikle dış dünyayı mı vardı kabul edeceksiniz ki bu halde insan sonradan devreye girdiği için dış dünyaya o ayak uydurmak zorunda kalacaktır. Yoksa önce insan vardı deyip dış dünya, insanı korumak adına insana mı ayak uyduracaktır.

Şimdi önceye neyi koyacağımız yani ney neyin varlığını korumaya kalkan olacaktır meselesinin çözülmesi gerektiğini tasvir ettikten sonra, diğer şeylere geçmek isterim. İnsan içerik(korunan) olacaktır, dış dünya ise koruyan(kalkan) olacaktır denilecektir kanaatindeyim, çünkü her varlık esasta kendini var kılmak korumakla zaruri sorumlu kılınmıştır. Bu konuda her varlığa adeta bir cebir vardır.

Geçelim diğer meselelere: Bu sefer insanın unsurları nelerdir ki onları koruyalım, bu tam olarak bilinmekte midir? Görmekteyiz ki her geçen zaman insan kavramı içine yeni unsurları ilave ettiğimizi göstermektedir. Asıl büyük mesele işte budur. İnsan henüz tam unsurları bilinmeyen bir varlıktır.

Bakınız, yazınızda hukuk coğrafyadan coğrafyaya değişmektedir denilmiştir, hayır esasta değişen İNSANDAKİ UNSURLAR DEĞİLDİR, aksine sabit olarak her insanda var olan unsurların korunması yöntemleri değişmektedir ki örneğin soğuktan İNSANI korumak ile sıcaktan İNSANI korumak elbet farklı yöntemi gerektirir çünkü DIŞ ETKİ değişmiştir ve dış dünya karşısında KORUYUCU mekanizma zorunlu değişmelidir. Fakat KORUNAN DEĞER(insanı var eden unsurlar) hakikatte sabittir. Biz bunun neler olduğunu bilmeyebiliriz ve bu yüzden koruyan KALKAN hakkında hatalar yapabiliriz ve unsurlarımıza zararlar verebiliriz ve hatta İNSAN UNSURLARI kıyamete dek evrimleşerek varlık kazanıyor da olabilir, işte bunları bilmiyoruz henüz. Yani esasta içerik, ya sabit olarak vardır ve yine neler olduğu tam bilinmiyor henüz veya zaman içinde evrimle unsurlar kazanma durumu da var olabilir ki bu sefer KORUYUCU KALKANI bulma işi çok çok daha zordur. Yani sorunlar inanın çok fazla, bizim cevap/çözüm olarak gördüklerimiz çoğu zaman GÜNÜ KURTARMA olarak nitelenebilecek durumlardan ibarettir.

SAYGI VE SEVGİLERİMLE.(Yazımda bir dağınıklık bir anlaşılmazlık varsa şimdiden özür dilerim. Genelde var deniyor da.)