Mesajı Okuyun
Old 29-05-2011, 14:37   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Danıştay - Yorumsuz

T.C.
DANIŞTAY
4. DAİRE
E. 1998/4783
K. 1999/3374
T. 7.10.1999
USULSÜZ TEBLİGAT ( Tebligat İşleminin Tek Başına İptalinin Dava Konusu Edilememesi )

ÖZET : Tebligat işlemlerinin ilgililerine duyurulmalarına aracılık ettikleri asıl idari işlemlerden ayrılarak tek başlarına idari davaya konu edilmeleri sözkonusu olamaz.

Temyiz Eden : ...

İstemin Özeti : Davacının ortağı olduğu ileri sürülen ... Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait 1996 yılı kurumlar vergisi beyannamesinin verilmemesi nedeniyle re'sen takdir edilen matrah üzerinden salınan kurumlar vergisi, kurum ( stopaj ) vergisi ve hesaplanan fon payı ile kesilen ağır kusur cezasına ilişkin vergi ve ceza ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiği belirtilerek tebliğ işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır. ... Vergi Mahkemesi'nin 23.9.1998 günlü ve E: 1998/239, K: 1998/536 sayılı kararıyla; olayda, davacının ortağı olduğu şirketteki payını, 3.11.1995 tarihinde devrettiğini, uyuşmazlık döneminde şirketle ilgisinin bulunmadığını, bu nedenle kendisine tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnamesinin usulsüz olduğunu ileri sürmesine karşın, hisse devrinin sadece noter senediyle yapıldığı, Türk Ticaret Kanunu Hükümlerine göre Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlanmadığı, bu durumda davacının yükümlülüğü ortadan kalkmadığından tebligat işleminde usulsüzlük söz konusu olmadığı, ayrıca takdir komisyonu kararının fahiş olduğu yolunda herhangi bir iddia da ileri sürülmediğinden yapılan tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı re'sen yapılan tarhiyatı değil tebliğ işleminin usulsüzlüğünün dava konusu ettiğini, tebligatın şirketin bilinen adresine yapılması gerekirken ev adresine yapıldığını, hissesini 3.11.1995 tarihinde noter devir senedi ile devrettiğini, ancak ticaret siciline yeni ortaklar tarafından tescil ettirilmediğinden bu konuda açılan davanın halen derdest olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.

Savunmanın Özeti: Yasal dayanağı bulunmayan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Savcısı ...'nın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Tetkik Hakimi ...'in Düşüncesi: Uyuşmazlık konusu olayda, tarh edilen vergiler ve kesilen ceza dava konusu edilmeden tebligat işleminin iptali istemiyle dava açılmış ise de, tebligat işlemi kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğinde olmadığından idari davaya konu edilmesine olanak bulunmamaktadır.

Bu nedenle dava konusu edilmeyen tarhiyatı onayarak davanın reddine karar veren mahkeme kararının sonucu itibariyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14 üncü maddesinin 3/d bendinde, dilekçelerin İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı yönünden inceleneceği, kesin ve yürütmesi gereken bir işleme karşı dava açılmamışsa aynı Kanun'un 15 inci maddesinin 1/b bendi uyarınca davanın reddine karar verileceği belirtilmiştir.

İdari işlemlerin ilgililerine duyurulması amacıyla yapılan tebligat işlemleri usuli işlemler olduğundan bu işlemlerdeki noksanlıklar ancak idari işleme karşı yargı yoluna başvurulması hallerinde ve idari işlemi kusurlandırmak için ileri sürülebilir. Bu nedenle tebligat işlemlerinin ilgililerine duyurulmalarına aracılık ettikleri asıl idari işlemlerden ayrılarak tek başlarına idari davaya konu edilmeleri sözkonusu olamaz. Zira hukuki sakatlıklar taşıyan tebligat işlemlerinin ilgilileri açısından hukuki sonuçlar doğurabilmesi olanağı bulunmamaktadır.

Olayda davacının ortağı bulunduğu Limited Şirket adına 1996 yılı için yapılan tarhiyata ilişkin olarak düzenlenen ihbarname davacının eşine tebliğ edilmiş ise de, uyuşmazlık konusu dönemde şirketin ortağı olmadığı anlaşılan davacının hukukunu etkilemeyen tebligat işleminin idari davaya konu edilecek nitelikte kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olarak kabulü mümkün değildir.

Bu nedenle temyiz isteminin reddine 7.10.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/3721
K. 2002/4247
T. 25.3.2002
TEBLİĞ MEMURUNUN SORUMLULUĞU ( Muhatabın Bulunamaması Durumunda Sebepleriyle Birlikte Tutanakta Belirtilmesinin Gerekmesi )
7201/m.20,21
ÖZET : Muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan her biri gösterilen adreste bulunmaz iseler tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek, beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekir. Gösterilen şekil geçerlilik koşuludur. Olayımızda muhatabın ne sebeple adreste bulunmadığı tevsik edilmemiştir. Bu hali ile tebligat geçersizdir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-Davalıya yapılan tebligatta kapıcının imzası bulunmamaktadır.

Tebligat yasasının 20,21 ve özellikle tüzüğün 28. maddesi uyarınca muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan her biri gösterilen adreste bulunmaz iseler tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek, beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekir. Gösterilen şekil geçerlilik koşuludur. ( Y.H.G.K.nun 29.12.1993 tarihli 1993/18-778-876 sayılı kararı ) Olayımızda muhatabın ne sebeple adreste bulunmadığı tevsik edilmemiştir. Bu hali ile tebligat geçersizdir.

2-Kabule göre de, Taraflara tensip kararı ile delillerini bildirmek karşı tarafa tebliğ etmek, tanık bildirilmesi halinde tanık ücreti ve tanık celbi için gerekli masrafları yatırmak üzere kesin mehil verilemez. ( Y.2.H.D.nin 12.2.1998 T. 11394-1445 S.K. ) Bu yön gözetilmeden tensiple yazılı şekilde önel verilmesi de doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Temyiz olunan hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
E. 2008/20258
K. 2009/4797
T. 16.3.2009

5237/m.257
KHK-399/m.11/6
7201/m.52
5326/m.32

ÖZET : Posta dağıtıcısı sanığın, 399 sayılı KHK ve 7201 sayılı Yasa kapsamında görevini yapması nedeniyle, anılan Yasa'nın 52. maddesi uyarınca memur gibi cezalandırılması gerekir.
xxx

KANUN NO: 4483
MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN

Kabul Tarihi: 2 Aralık 1999
Resmi Gazete ile Neşir ve İlânı: 4 Aralık 1999 - Sayı: 23896

TEBLİGATIN YAPILMASI
7201 s.K.MADDE 1 - (Değişik: 6099 - 11.1.2011 / m.1 / Yürürlük / m.18/a ) Kazaî merciler, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idareler, (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar, (IV) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları ile il özel idareleri, belediyeler, köy hükmî şahsiyetleri, barolar ve noterler tarafından yapılacak elektronik ortam da dâhil tüm tebligat, bu Kanun hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılır.

KANUNU TATBİK İLE MÜKELLEF OLANLARIN İŞLEYECEKLERİ SUÇLAR
7201 s.K.m.52 - (Değişik 1. fıkra: 5728 - 23.1.2008 / m.251) Bu Kanun'un tatbikinde vazifeli bulunan memur ve hizmetliler ile mahalle, köy muhtar ve ihtiyar heyeti ve meclisi azaları işledikleri suçlar ile kendilerine karşı işlenen suçlardan dolayı, Türk Ceza Kanunu'nun kamu görevlisine ilişkin hükümlerine göre cezalandırılır
Yukarıdaki fıkra hükmüne yapılacak takibat inzibatı ceza tatbikine mani değildir.


Kahve molası...