Mesajı Okuyun
Old 30-05-2018, 09:02   #6
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Tasarrufun iptali davalarında, bedelin ödenmiş olması tek başına savunmalarınızın ispatı için yeterli olmayacaktır. Özellikle de İİK m.278'de mevcut düzenlemeler gözetildiğinde...

Tasarrufun taraflarının yakın akraba olduğu da düşünülünce başka delil ve savunmalara da dayanmanız gerektiğini düşünüyorum.

Özellikle, tasarrufun iptali davası açılabilmesi için gerekli unsurların gerçekleşip gerçekleşmediğini Sayın hırs'ın da belirttiği gibi mutlaka gözden geçirin.

Bunun yanında bir iki önerim olacak :

1- Her ne kadar taraflar yakın akraba olsa dahi aralarında husumet olduğunu belirtmişsiniz. Bu durumda muhtemelen hiç görüşmüyorlardır ve dolayısıyla taşınmazı satın alan müvekkiliniz , kız kardeşin ve babanın böyle bir borcu olduğunu bilemeyebilir. Dolayısıyla da alacaklıya zarar verme kasdı ile hareket etmediğini bu şekilde kanıtlamaya çalışabilir. Taraflar arasındaki ilişkinin bu şekilde olduğu iddiası bir maddi olgudur ve maddi olgular tanık ile kanıtlanabilir. Bu nedenle dosyaya tanık delili de bildirmenizi ve tanıklarınızı taraflar arasındaki ilişki açısından dinleteceğinizi açıklamanızı öneririm. Bir ihtimal, size yardımcı olabilir. Özellikle tanıklarda da her iki tarafın yakın akrabalarından en azından 1-2 kişi bildirebilirseniz faydalı olabilir.

2- Senet neyin nesi, kız kardeş neden borçlanmış, borç gerçek bir borç mu, gerçek bir borç ise doğum tarihi ne (senetteki tarih her zaman borcun doğum tarihi olmayabilir), kız kardeş ve baba kendileri aleyhine başlatılan icra takibine itiraz etmiş mi yoksa takip itirazsız kesinleşmiş mi bu gibi her detay sizin lehinize dönebilir. O nedenle icra dosyasını çok iyi inceleyin derim.

3- Anladığım kadarı ile satış işlemi tamamlandıktan sonraki bir tarihte icra takibi başlatılmış. Bu durumda senedin geçmiş tarihli düzenlenmiş olma olasılığı yüksek. Alacaklı Şirket mi, şahıs mı? Şirketse senet ticari kayıtlarına hangi tarihte işlenmiş bu hususu irdeleyin. (borcun doğum tarihini ortaya çıkarmak açısından)

Bakın bir unvan hatası bile dava kazandırabilmiş, siz de detayları irdeleyin:

T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/19785
K. 2017/3247
T. 27.3.2017
DAVA : Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalı borçlu ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, davalı borçlunun üzerinde ipotek bulunan davaya konu taşınmazı alacaklılarından mal kaçırma amacıyla işyeri komşusunun oğluna sattığını belirterek, muvazaa sebebiyle tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tesciline, bu talebin kabul görmemesi halinde muvazaalı satışın iptali ile cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesini istemiştir.

Davalı borçlu ... vekili, aciz vesikası bulunmadığını, borcun tasarruf tarihinden sonra doğduğunu, davacının haksız menfaat sağlamak için senetlerin tanzim tarihini sonradan tasarruftan önceki bir tarih olarak doldurduğunu, borcun kaynağının 2011 yılı Ağustos ayındaki oto alım satımı olduğunu, hukuki yararın bulunmadığını, ekonomik sıkıntı yaşaması sebebiyle taşınmazı sattığını, satış bedeli dışında ipoteğin kaldırıldığını, ayrıca 3 adet araç ve diğer davalının annesine ait taşınmazın davacıya devredildiğini ve davacının vekalet yoluyla bu taşınmazı sattığını, senetlerde borçlu olarak adı geçen şirketin 04.03.2011 tarihinde kurulduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Davalı ... vekili, dava önkoşullarının bulunmadığını, davacı tarafından senetlerin tanzim tarihlerinin tasarruf tarihinden önceki bir tarih olarak sonradan doldurulduğunu, satışın gerçek satış olduğunu ve davalı borçluyu tanımadığını, ipotek borcunun bankaya ödendiğini, 3 adet araç ile müvekkilinin annesine ait taşınmazın davalı borçluya teslim edildiğini ve davalının müşteri bularak bu taşınmazı sattığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, alacağın kaynağı kambiyo senetlerinin tanzim tarihi 05/01/2011 olarak belirtilmişse de, kambiyo senetlerine dayanarak 10/06/2012 tarihinde icra takibi başlatıldığı, kambiyo senetlerinin keşide bölümünde borçlu davalı ...'nin adresi olarak basılan kaşedeki şirket unvanının 04/03/2011 tarihinde yapılan değişiklik sonucu alınan unvan olduğu, 05/01/2011 tarihinde KB ... ... İletişim Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi unvanı ile bir şirketin bulunmadığı, unvan değişikliğinin 04/03/2011 tarihinde yapıldığı, bu sebeple her zaman düzenlenmesi mümkün olan takibe dayanak sıralı ...'nin keşidecisi olduğu bonoların üzerinde mevcut 05/01/2011 keşide tarihinin doğru olmadığı, geçmişe yönelik olarak senetlerin tanzim edilip davalı ...'nin zarara uğratılması için düzenlendiği, bonoların üzerindeki tanzim tarihinin en eski tarih olarak unvan değişikliğinin yapıldığı 04/03/2011 olarak kabulü gerektiği, kabule göre borcun doğum tarihinin davaya konu taşınmazın mülkiyetinin davalı ... tarafından diğer davalı ...'ye devredildiği tarihten sonraki tarih olması nedeniyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava BK 19. maddesi gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

1-)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-)Dava ön koşul yokluğu sebebiyle reddedildiğinden AAÜT'nin 3/2 ve 7/2. maddeleri gereğince kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına red sebebi aynı olan davada tek maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken davalıların herbiri için ayrı ayrı nispi vekalet ücreti takdiri doğru değil bozma nedeni ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 Sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 Sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün vekalet ücretine dair 2. ve 3. paragraflarının tamamen hüküm fıkrasından çıkarılarak, yerine; “Vekil ile temsil edilen davalılar lehine AAÜT gereğince 1500 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine" ibaresinin yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde temyiz eden davacıya iadesine 27.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Kolaylıklar,