Mesajı Okuyun
Old 24-01-2008, 18:35   #1
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan Sigortacı Uzman Bilirkişi

Sn Meslektaşlarım

Müvekkilimiz kaskolu aracıyla seyir halinde iken tek taraflı trafik kazası geçirmiştir. Ancak olay yerine intikal eden trafik ekipleri araç başında bulunmayan müvekkilimiz aleyhine kaza tespit tutanağı düzenleyerek kaza tespit tutanağında araç sürücüsü tarafımızdan tespit edilemedi şeklinde beyan düşmüşlerdir. Oysa müvekkilimizin çocuğu hasta olduğundan acilen aracı bırakıp eve yetismek üzere yola çıkmıştır, müvekkilin cocugu kücük bir baygınlık geçirmiş olduğundan müvekkil eve yetişene kadar çocuk ayılıyor. ve müvekkilimizde çocugu hastaneye götürmeye gerek duymadan tekrar olay yerine intikal ediyor. Bu esnada kaza tespit tutanağının düzenlendiğini ve kaza tespit tutanağında olay yerinde araç sürücüsünün bulunmadığı yönünde tutanak tutuluyor. Uzun sözü kısası kasko şirketi kaskolu araç sürücüsünün tespit edilememesini gerekçe göstererek ödeme yapmıyor. akabinde dava açılıyor hasar miktarı taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir, uyuşmazlık konusu müvekkilin olay yerini terketmiş olması. oysa yargıtay uygulamalarına göre olay yeri terkedilmiş olsa bile aracı kullanan şahsın savcılık tarafından yapılan soruşturma neticesinde tespit edilen şahıs olarak kabul görmesi gerektigi bu konudaki ceza soruşturmasının hukuk davasında kesin delil teşkil edeceğini belirten bir çok karar mevcut.

Olay bu şekilde cereyan etmekle benim asıl takıldıgım mevzu mahkeme söz konusu delil durumununda gözetilerek, hasar miktarının poliçe kapsamında değerlendiriliğ değerlendirilmeyeceğine yönelik dosyanın uzman bir sigortacı bilirkişiye tevdi edilmesi yönünde karar alıyor.

Uygulama da hakim üzerine düşmeyen teknik bilgi gerektiren durumlarda ancak bilirkişiye başvuru yapabilir. Oysa bu durumda hakimin yasa maddesini kasko poliçe şartlarını ve yüksek Yargıtay uygulamalarını esas alarak karar vermesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak yine de mahkeme dosyanın bilirkişiye gönderilmesine karar veriyor. Verilen bu ara kararın uygulamada yeri olduğunu düşünmüyorum. Zira sigortacı uzman bilirkişi söz konusu zararın talebinin poliçe kapsamında olup olmayacağını ve ayrıca bu talebin yasaya ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun olup olmadığı yönünde görüş beyan edemeyeceğini düşünüyorum...

Konu hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum...