Mesajı Okuyun
Old 15-08-2014, 15:39   #5
ekinheval

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan k.karatas
vekalet ücretinin eda hükmünde olduğunu söyleyen karara da denk geldim .

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/16924
K. 2010/29087
T. 7.12.2010
• ŞİKAYET ( İlamın Esası Kesinleşmeden Eda Hükmü İçeren Feri Niteliğindeki Vekalet Ücreti Alacağının İnfaz Edilebileceği - Şikayetin İlam Vekalet Ücreti Alacağı Dışındaki Kısımlar Yönünden Kabulü Yerine Tümden Kabulüne Karar Verilmesinin İsabetsiz Olduğu )
• İLAMLI TAKİBE KONU OLABİLEN HÜKÜMLER ( Şikayet/Menfi Tespit Davası Sonunda Davanın Reddine Hükme Bağlayan Bölümü Tespit Niteliğinde Olduğundan Ayrıca Takip Konusu Yapılamayacağı - Alınan İlamda Alacaklı Yararına Hükmedilen Vekalet Ücretine İlişkin Bölüm Eda Hükmü Niteliğinde Olduğundan Takibe Konu Yapılmasının Mümkün Olduğu )
• İCRASI İÇİN KESİNLEŞME ŞARTI ARANMAYAN İLAMLAR ( Şikayet - İlamın Esası Kesinleşmeden Eda Hükmü İçeren Feri Niteliğindeki Vekalet Ücreti Alacağının İnfaz Edilebileceği/İstemin İlam Vekalet Ücreti Alacağı Dışındaki Kısımlar Yönünden Kabulü Gerektiği )
• VEKALET ÜCRETİ ( İlamlı İcra Takibinde İlamın Kesinleşmesi Gerektiği Yönünde Şikayet - Menfi Tespit Davası Sonunda Davanın Reddine Hükme Bağlayan Bölümü Tespit Niteliğinde Olduğundan Ayrıca Takip Konusu Yapılamayacağı/Alınan İlamda Alacaklı Yararına Hükmedilen Vekalet Ücretine İlişkin Bölüm Eda Hükmü Niteliğinde Olduğundan Takibe Konu Yapılabileceği )
2004/m.16,72/5
ÖZET : Dava, ilamlı icra takibinde ilamın kesinleşmesi gerektiği yönünde şikayete ilişkindir. Borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı olumsuz tespit davası sonunda davanın reddine hükme bağlayan bölümü tespit niteliğinde olduğundan ayrıca takip konusu yapılamaz. Ancak, alınan ilamda alacaklı yararına hükmedilen vekalet ücretine ilişkin bölüm eda hükmü niteliğinde olduğundan, ilamlı takibe konu yapılması mümkündür. İİK'nun 72/5. maddesinde, borçlunun menfi tespit davasının kabulü halinde işin esası ile ilgili olarak icranın kısmen veya tamamen eski hale iadesi ilamın kesinleşmesine bağlanmıştır. Menfi tespit davasının reddi, durumun da kesinleşme şartı düzenlenmemiştir. Bu nedenle ilamın esası kesinleşmeden eda hükmü içeren fer'i niteliğindeki vekalet ücreti alacağı infaz edilebilir, hükmün kesinleşmesi gerekmez. O halde mahkemenin, şikayetin ilam vekalet ücreti alacağı dışındaki kısımlar yönünden kabulü yerine tümden kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

İcra takibinin dayanağı olan İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 27.12.2007 tarih ve 2007/23 Esas, 2007/851 Karar sayılı ilamı, takip borçlularının takip alacaklısına borçlu olmadıklarının tespiti talebinin reddine ilişkindir. Alacaklı, ilamda öngörülen avukatlık ücreti ile öngörülmeyen alacak ve işlemiş faizin tahsili için de takip başlatmıştır.

Borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı olumsuz tespit davası sonunda davanın reddine ( alacaklıya borçlu olmadığının tespiti talebinin reddini ) hükme bağlayan bölümü tespit niteliğinde olduğundan ayrıca takip konusu yapılamaz. Ancak, alınan ilamda alacaklı yararına hükmedilen vekalet ücretine ilişkin bölüm ( ilamda yazılı miktarın davalıdan alınmasına ilişkin ) eda hükmü niteliğinde olduğundan, ilamlı takibe konu yapılması mümkündür.

İİK'nun 72/5. maddesinde, borçlunun menfi tespit davasının kabulü halinde işin esası ile ilgili olarak icranın kısmen veya tamamen eski hale iadesi ilamın kesinleşmesine bağlanmıştır. Menfi tespit davasının reddi, ( borçlu aleyhinde sonuçlanması ) durumu da kesinleşme şartı düzenlenmemiştir. Bu nedenle ilamın esası kesinleşmeden eda hükmü içeren fer'i niteliğindeki vekalet ücreti alacağı infaz edilebilir, hükmün kesinleşmesi gerekmez.

O halde mahkemenin, şikayetin ilam vekalet ücreti alacağı dışındaki kısımlar yönünden kabulü yerine tümden kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 07.12.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.


Aksi yöndeki görüş için linki inceleyiniz
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=57965