Mesajı Okuyun
Old 07-08-2010, 11:26   #2
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Sayın Katılımcı,

Öncelikle ablanız ve çocukları şiddetten korunabilmek için aile mahkemesi yargıcına başvurarak koruma önlemi alınmasını isteyebilirler. Başvuruda hem kendisinin hem de çocuklarının şiddete maruz kaldığı belirtilmelidir. Yasaya göre şiddet uygulayan eş, ortak konuttan uzaklaştırılır, konut şiddet gören aile bireylerine özgülenir, şiddet uygulayan kişi evin geçimini sürdürmeye devam eder. Ayrıca bu süre için tedbir nafakası bağlanabilir. Yasaya göre koruma kararı alınması için darp raporuna gerek bulunmamaktadır. Ancak boşanma davasında kusurun kanıtlanması için darp raporu etkili bir kanıt olacağından üniversitelerin tıp fakültelerinin adli tıp anabilim dalına başvurarak şiddet nedeniyle darp raporu düzenlenmesini isteyebilir.

Ayrıca eşine ve çocuklarına şiddet uyguladığı için ve size tehditler savurduğu için savcılığa şikayette bulunabilirsiniz. Eşe ve çocuklara karşı uyguladığı şiddet şikayet dahi aranmadan kovuşturulması gereken bir suçtur.

Boşanma davasında onur kırıcı davranışları, psikolojik, fiziksel şiddeti kanıtlamak hem boşanma nedeninin varlığını hem de eşin kusurunu kanıtlamaya yarayacaktır. Bu aşamada çocukların, sizlerin, komşuların tanıklığı önemlidir. Ancak çocuklarla bu konuda konuşulmaması çocukların sağlığı için gereklidir diye düşünüyorum, çocukların görüşleri, duyguları aile mahkemelerinde çalışan sosyal hizmet çalışanları tarafından uygun bir yolla öğrenilmelidir.

Anne yani ablanız, çocukların velayetinin kendisine verilmesini istiyorsa şiddet nedeniyle koruma kararı almanız, tanıklarla bu olayları kanıtlamanız velayetin anneye verilmesi gerektiği konusunda yargıcı ikna edici nitelikte olacaktır.

2005 yılında alınan ev kimin adına kayıtlı, bilemiyorum. Ancak 2002'den sonra edinildiği için ayrı bir mal rejimi sözleşmesi yapılmadıysa edinilmiş mal niteliğindedir. Bunun anlamı ev kimin üzerine kayıtlı ise diğer eş, evin değerinin yarısı üzerinde alacak hakkına sahip olur. Ancak evin çalışma karşılığında edinilmesi, kredi borcunun da çalışarak ödenmesi gereklidir. Eğer bağışlarla, miras malıyla bir ödeme söz konusu ise durum biraz daha farklı olacaktır. Mal rejimi boşanma kararının kesinleşmesiyle sona ereceğinden mal rejiminin tasfiyesi için ayrı bir dava açmak gerekir. Bu dava boşanma davası karara bağlanıp kesinleştikten sonra görülür. Kredi borcu, evin değerinden düşülür ve kalan değer paylaştırılır. Kabaca anlattığımız tasfiye biçimi, başka malların varlığı ya da edinilme biçimine ya da ödenme biçimine göre değişebilecektir. Bu nedenle bir avukattan doğrudan destek alınması gereklidir.

Haklarınızı kullanırken bir avukattan destek almanızı, parasal gücünüz elverişli değilse bulunduğunuz yerdeki baronun adli yardım bürosuna başvurarak ücretsiz avukat atanmasını istemenizi öneriyoruz. Saygılarımla