Mesajı Okuyun
Old 01-02-2007, 18:41   #7
OLCAYK

 
Varsayılan Peşinatın iadesi

Sayın Libra,
İlk cevabımda verdiğim yargıtay kararınından aksi yönde ve yeni tarihli bir karar buldum.
T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/12176

K. 2003/3621

T. 28.3.2003

• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Davacının Davalıdan Harici Sözleşme İle Satın Aldığı Taşınmazın Davalı Tarafından Tapusunun ve Alım Bedelinin Verilmemesi Üzerine Başlatılan İcra Takibine Vaki İtiraz )

• İLAMSIZ İCRA TAKİBİ ( 2004 Sayılı Yasanın Hükümleri Gereği Olarak Bütün Para Alacakları İçin İlamsız İcra Takibi Yapılmasının Mümkün Olması )

• İCRA TAKİBİNE KONU ALACAK ( Takabe Konu Alacak İster Haksız Fiil İster Sebepsiz Zenginleşme Doğmuş Olsun İlamsız İcra Yoluna Başvurulabilmesinin Mümkün Olması )

HARİCEN GAYRIMENKUL SATIŞI ( Bu Tür Satışlarda Dahi İlamsız Takip Yapılmasının Mümkün Olması )

2004/m.42

ÖZET : İİK.nun 42 maddesi hükmüne göre hiçbir ayrım yapılmadan bütün para alacakları için ilamsız icra takibi yapılması mümkündür. Takibe konu alacak, ister haksız fiil ister sebepsiz iktisap sebebiyle doğmuş olsun elinde borç doğuran bir belge olsun veya olmasın ilamsız icra yolu ile takip yapılmasına engel olarak bir kanun hükmü mevcut değildir.Kural olarak Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararları konuları ile sınırlı gerekçeleri ile aydınlatıcı ve sonuçları ile bağlayıcıdır. Anılan İçtihada baktığımızda gerekçesinde " Gerçi Tetkik Mercii işleri de hakimler tarafından görülmekte ise de; bunlar takip hukukuna müteallik vazifeler olup esas ihtilafları halle selahiyyetleri yoktur" denilmiş olup sonuçta " haricen gayrimenkul satışına veya satış vaadine müteallik senetler hangi şekilde olursa olsun satış bedelinin istirdadı icra dairesinden talep edilmeyip mahkemeye ait ve bu gibi taleplerin tetkiki icra dairesinin vazifesi haricinde olduğuna.." karar verildiğine göre sözü edilen icra dairesinden muraden İcra Tetkik Mercii olarak anlamak gerekir.
Öyle ise haricen gayrimenkul satış veya satış vaadi hakkındaki senetlerde gösterilen paranın iadesi ile ilgili olarak ilamsız icra takibi yapı lmasına mani bir hükmü mevcut değildir. İcra takibi yapılır, itirazda vaki olursa İcra tetkik Merciinin itirazın kaldırılması bakımından selahiyetsiz sayılması, mahkemeden itirazın iptalini talep etmesine engel değildir.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, tapulu olan taşınmazı davalının 15.10.2001 tarihli harici sözleşme ile kendisine sattığı halde tapusunu vermediği gibi alım satım bedelini de iade etmediğini, bedelin tahsili için giriştiği icra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek itirazının iptali ile %40 icra inkar tazminatının tazminini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiş, geldiği ilk oturumda, davacıya taşınmaz satmadığı gibi bir bedelde almadığını, satımı oğlunun yapıp parasının da onun tarafından alındığını, taşınmazın devrinde anlaşmazlık çıkınca aralarına girip protokolü imzaladığını savunarak davanın reddini dilemişler.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
İİK.nun 42 maddesi hükmüne göre hiçbir ayrım yapılmadan bütün para alacakları için ilamsız icra takibi yapılması mümkündür. Takibe konu alacak, ister haksız fiil ister sebepsiz iktisap sebebiyle doğmuş olsun elinde borç doğuran bir belge olsun veya olmasın ilamsız icra yolu ile takip yapılmasına engel olarak bir kanun hükmü mevcut değildir. Zira alacaklı, takip talebinde muayyen bir para alacağı talebinde bulunduğu zaman, icra müdürü bu alacağın doğmuş bir alacak olup olmadığını araştırmaya girmeden ödeme emrini tanzim cihetine gider. Bundan sonra borçlunun ödeme emrine itiraz edip etmemesine kalır. Şayet borçlu ödeme emrine itirazda bulunmazsa ödeme emri kesinleşir. Bu durumda hem icra Tetkik merciine ve hem mahkemeye iş düşmemiş olur.
Mahkemenin davanın reddine gerekçe oluşturduğu Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 7.12.1955 gün ve 18 esas, 27 karar sayılı İçtihadı, haricen tanzim edilen gayrimenkul satış senetlerine müsteniden verilmiş olan paranın iadesi için icra dairesine mi, yoksa mahkemeye mi, müracaatın lazım geldiği hususunda Temyiz icra ve İflas dairesi kararları arasında mübayeret görülmüş olduğundan anılan ihtilafın çözümü için oluşmuştur. Kural olarak Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararları konuları ile sınırlı gerekçeleri ile aydınlatıcı ve sonuçları ile bağlayıcıdır. Anılan İçtihada baktığımızda gerekçesinde " Gerçi Tetkik Mercii işleri de hakimler tarafından görülmekte ise de; bunlar takip hukukuna müteallik vazifeler olup esas ihtilafları halle selahiyyetleri yoktur" denilmiş olup sonuçta " haricen gayrimenkul satışına veya satış vaadine müteallik senetler hangi şekilde olursa olsun satış bedelinin istirdadı icra dairesinden talep edilmeyip mahkemeye ait ve bu gibi taleplerin tetkiki icra dairesinin vazifesi haricinde olduğuna.." karar verildiğine göre sözü edilen icra dairesinden muraden İcra Tetkik Mercii olarak anlamak gerekir.
Öyle ise haricen gayrimenkul satış veya satış vaadi hakkındaki senetlerde gösterilen paranın iadesi ile ilgili olarak ilamsız icra takibi yapı lmasına mani bir hükmü mevcut değildir. İcra takibi yapılır, itirazda vaki olursa İcra tetkik Merciinin itirazın kaldırılması bakımından selahiyetsiz sayılması, mahkemeden itirazın iptalini talep etmesine engel değildir.
Durum böyle olunca işin esasına girilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan gerekçelere göre temyiz olunan kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.3.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Biraz olsun kendime vakit yarattım