Mesajı Okuyun
Old 20-01-2012, 18:35   #85
Avukat Kamuran Emre

 
Varsayılan Her göz yaşı mağduriyet belirtisi değildir. Sizleri adalete çağırıyorum

Gün geçtikçe cebri icranın etkinliğini zayıflatan düzenlemeler yapılmaktadır. Emeklilerin maaşlarının haczedilmemesi, mal beyanı, taahhüdü ihlal gibi cebri icranın etkinliğini artıran ek yaptırımlar ve çek yasasındaki menfi düzenlemeler cebri icranın etkinliğini zayıflatmıştır. Borçlu lehine düzenlemeler adeta hukukun kuralı haline getirilmiştir.

Oysaki cebri icranın etkin bir şekilde yürütülmesi esastır. Cebri icranın etkin ve etkili bir şekilde yürütülmesi kamu düzenini sağlamaya yöneliktir. Kamu düzeninin sağlanması ve kamu otoritesinin korunması ancak etkin ve etkili bir cebri icra ile mümkündür. Aksi takdirde alacağına icra mekanizması ile yani kamu otoritesi aracılığıyla kavuşmayanlar, illegal yolara çek senet mafyası gibi örgütlere başvurma yolunu tercih etmek zorunda kalırlar. Bu durum ise “sosyal barışı” her hal ve cihette bozmuştur ve bozacaktır.

Borçlunun malları ve alacakları üzerinde cebri icra yoluyla alacağına kavuşamayanlar, oluşan bu güvensiz ortam nedeniyle ticari ve insani ilişki gerçekleştirmekten kaçınırlar. Bu da ekonomik hayatın bitmesine neden olur. Alacağını etkili bir icra mekanizması ile kavuşamayanlar, bir noktadan sonra ticari hayatlarını sonlandıracaklardır. Bu durumda da ekonomimiz kaybeder, ülkemiz kaybeder, huzur ve refah yok olur.

İnsani ve ticari ilişkinin bitmesi ile de “kamu düzeni” bozulur ve ”kamu otoritesi” sarsılır. Kamu düzeni; alacaklı ile borçlu menfaati karşı karşıya geldiğinde, alacaklı borçlu dengesi alacaklı yararına üstünlük tanımakla ancak sağlanabilir. Aksine borçlunun menfaatine üstünlük tanımakla kamu düzeni sağlanmaz. Kamu düzenin sağlanması, kamu otoritesinin korunması toplumun refah, huzur ve güvenliğinin sağlanması ile ancak mümkündür. Toplumun huzur ve güvenliğinin sağlanması, Anayasamızın 5. Maddesine göre devletin temel amaç ve görevlerindendir.

Alacaklı ile borçlu arasında, yasayla gözetilmesi gereken denge, borcun ödenmesi hususunun borçlunun arzu ve takdirine bırakılmayıp, cebri icra güvenceleri ile alacaklı yararına takdir edilmesidir. Anayasa mahkemesi kararları ve yargısal içtihatlar bu yöndedir. Ev eşyalarının haczinin kaldırılması, hapis gibi cebri icranın diğer yaptırımlarının kaldırılması, karşılıksız çeke bağlanan hapis cezasının kaldırılması, alacaklı ile borçlu arasındaki yukarıda zikredilen dengeyi bozacak, genelin menfaatini zedeleyecektir. Zaten emekli maaşlarının haczedilmezliğii bazı hapis cezalarının kaldırılması gibi düzenlemeler bu dengeyi çoktan bozmuştur.

Yargı yükü, mahkemelerin yoğunluğu gibi nedenler, kamu güvenliği ile yakından alakalı bir değişikliğe gidilmesinin bahanesi ve gerekçesi olamaz. Yargı yükü idari bir sorundur. Çözümü de idari sınırlar içersinde olmalıdır. Oysa her ihtilaf hukukun konusunu teşkil etmektedir. Bunun çözümü ise etkili bir yargıya mekanizması ile mümkündür. İhtilafa konu hakları büyük, küçük; önemli, önemsiz gibi kategorilere ayırmak ve bunlara bağlanan yaptırımları etkisizleştirmek zulümdür.

Karşılıksız çeklerde hapis cezasının kaldırılması,ev eşyalarının haczinin kaldırılıması borçluların ekonomik ve sosyal hayatını korumaktan öte, kamu düzenini bozacaktır. Zira borçlu ile alacaklı dengesi borçlu lehine bozulduğunda kamu düzeni bozulmuş olacaktır. Korunmaya değer olan, haklı olan, alacaklının menfaatidir. Kamu vicdanına uygun olan da budur. Böyle bir çalışmanın kanunlaşması halinde, hak kaybına uğrayan, mağdur olan ve alacağını alabileceği en önemli yollardan birinden mahrum kalan, alacaklı olacaktır.
Burada genelin menfaatinin korunması ve kamu düzeninin sürekliliğinin sağlanabilmesi esas olmalıdır. Mevcut bazı hapis, haciz ve benzeri yaptırımlar, kamu düzenini korumaya matuf olup, sosyal adalet ilkesini korumaya yöneliktir. Bu yaptırımlara aykırı veya bu yaptırımların kaldırılmasına dönük düzenlemeler, alacaklı borçlu dengesini borçlu lehine bozacaktır ve bozmuştur da. Borçlanma özendirilecek, cebri icranın etkinliğinin zayıflaması ile birlikte, borç ödememe alışkanlık haline gelecektir. Bu durum aynı zamanda sosyal adalet ilkesini de zedelemektedir. Esas olan, hakkaniyete, adalete, sosyal barışa uygun düzenlemeler yapmaktır. Her gözyaşı bir mağduriyet belirtisi değildi