Bir konuda görüşlerinizden faydalanmak istiyorum...

A(Erkek) ve B(Bayan) şahısları evli olmakla birlikte çocukları bulunmuyor. A, geçirdiği bir rahatsızlık sonucu vefat ediyor.Evlilik ilişkisinden çocuk olmadığından miras eşe yani B' ye ve A' nın hayattaki annesine ve kardeşlerine kalıyor.B mirasın yarısına sahip.

Ölen A' nın annesi ve kardeşleri izale-i şuyuu davası açarak müşterek yaşanılan ev ve sair gayrimenkullerin satışına karar verdiriyor.

Ancak A, hayatta iken rahatsızlığı nedeni iğle uzun yıllar çalışamıyor ve belli bir kazancı bulunmuyor. Müşterek yaşanılan evin ahşap halden betonarme hale getirilmesi ve güzelleştirilmesi dahil satışa konu gayrimenkullerden bir tanesinin bedelinin ödenmesi gibi masrafları B yapıyor. B aynı zamanda Vergi dairesine kayıtlı olarak ticaretle uğraşıyor ve kimi zaman da ailesinden aldığı yardımlarla bu bedelleri ödüyor.Ancak bütün gayrimenkuller ölen eş A üzerine göründüğünden dolayı, bütün bu malların yarısı ölen A'nın annesi ve kardeşlerinin olacak.
İzalei şuyu davaları karara bağlanmış. Şu durumda:
1- Bu hakkımızı nasıl ispat eder ve alırız ?

2-Miras bir kül halinde geçtiğine göre yukarıdaki anlatımlarda diğer mirasçılar, muris A' nın değil de mirasçı eş B' nin kendi harcamaları ile ziyadeleşen terekedeki farka da mirasçı olacaklardır.Mirasçı eş B' açısından değerlendirildiğinde diğer mirasçılar için bu bir sebepsiz zenginleşme midir?(Eğer mirasçı eş B, anlatıldığı şekilde harcama yapmamış olsaydı tereke atıyorum 10.000YTL olacaksa, halihazırda durum 20.000YTL'dir.V ediğer mirasçılar hiç katkıları olmadıkları halde bu son tutar üzerinden miras haklarına sahipler.)

3-Sebepsiz zenginleşme ise zenginleşme anı ölümle mirasın açılması anı mıdır?

Kısacası sıkıntılı bir durum, görüşleriniz için şimdiden teşekkür ederim...