Mesajı Okuyun
Old 27-04-2018, 14:20   #3
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Meslektaşım,

Siz burada dava dosyasının yetkili yere gönderilmesini talep edemezsiniz zira Mahkemece aslında takip yetkisiz yerde yapıldığından, ortada geçerli bir takip bulunmadığından verilmiş bir yetkisizlik kararı söz konusudur. Karar, davanın yetkisiz yerde açılmış olması değil; en başından itibaren takibin yetkisiz yerde başlatılmış olmasından kaynaklanmaktadır.

Burada Mahkeme öncelikle ilgili takibin, yetkili icra dairesinde yapılıp yapılmadığını gözeterek karar verir. Zira itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle takip hukuku kuralları çerçevesinde başlatılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Sizin durumunuzda yetkili yerde açılmış bir icra takibi yok ise itirazın iptali davasında da yetkili yer gösterilip dosyanın oraya gönderilmesinin talep edilmesi de zaten mümkün olamaz.

Eğer icra takibi yetkisiz icra dairesinde başlatılmış ise itirazın iptali davasında verilen karara karşı istinafa başvurmak ile vakit kaybetmeden, yetkili icra dairesinde yeni bir icra takibi başlatmanızı öneririm.

Mahkemece verilen kararın nedeni aşağıdaki Yargıtay HGK kararında net şekilde açıklanmıştır.


T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2004/19-410
K. 2004/471
T. 6.10.2004
• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Görülebilmesi İçin Ortada Takip Hukuku Kuralları Çerçevesinde Yapılmış Geçerli Bir İcra Takibinin Bulunması Gereği - İcra Dairesinin Yetkisine İtirazın Sonuçlandırılmaması )
• İCRA DAİRESİNİN YETKİSİNE İTİRAZ ( Mahkemenin Öncelikle Bu İtirazı İncelemesi Zorunluluğu - İtirazın İptali Davasının Görülebilmesi Koşulu )
• YETKİLİ İCRA DAİRESİ ( İtirazın İptali Davası - İcra Dairesinin Yetkisine İtiraz/Mahkemenin Öncelikle Bu İtirazı İncelemesi Zorunluluğu )
• TAKİP ( İcra Dairesinin Yetkisine İtiraz - İtirazın İptali Davasının Görülebilmesi İçin Mahkemenin Öncelikle Bu İtirazı İncelemesi Zorunluluğu )
2004/m. 67
818/m. 73
1086/m. 10
ÖZET : İtirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle, ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış, geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Bir icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise, bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece, açıklanan nitelikte bir icra takibinin varlığından söz edilemez. Eş söyleyişle, ilgili icra müdürlüğünün yetkisiz olduğu yönünde itiraza uğramış olan bir icra takibi, bu itiraz yöntemince karara bağlanmadıkça, hukuken geçerli bir takip niteliğine kavuşamaz.

Bu nedenle, itirazın iptali davasını gören mahkeme, öncelikle bu yönü inceleyip karara bağlamalıdır. Esasen, itirazın iptali davasına bakma yetkisi takibin yapıldığı yer mahkemesine ait olduğundan, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi zorunludur; mahkeme bu inceleme sonucunda kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. Yine, mahkemenin açıklanan yönde yapacağı inceleme ve değerlendirme bakımından, kendi yetkisine yönelik bir itirazın bulunup bulunmaması da önem taşımaz. Kısaca, itirazın iptali davasını gören mahkeme, kendi yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemek ve sonuçlandırmakla yükümlüdür.

DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Adana Asliye 3. Hukuk Mahkemesince dava dilekçesinin yetki yönünden reddine ( Mahkemenin yetkisizliğine ) dair verilen 11.12.2002 gün ve 2002/103-923 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 17.4.2003 gün ve 2003/1930-4103 sayılı ilamı ile; ( "...Dava, İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali istemine ilişkindir.

Davacı tarafından girişilen ilamsız icra takibine karşı davalı borçlu, icra dairesinin yetkisine itirazla birlikte borcun esasına da itiraz etmiştir. Bu itiraz üzerine duran takibin devamı için açılan itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığı üzerinde durularak bir karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile mahkemenin yetkisiz olduğuna karar verilmesi isabetsizdir..." ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.

Davacı vekili, dekorasyon işi yapan davacı şirketin, davalı şirketçe işletilen İskenderun'daki H. Oteli'ne döşenecek halıları temin ve teslim ettiğini, bu iş nedeniyle düzenlediği fatura bedelinin davalı tarafından ödenmediğini, alacağın tahsili için Adana 5. İcra Müdürlüğünde icra takibi yapıldığını, ancak, davalının hem borca ve hem de icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğini; para borçlarının B.K.nun 73. maddesi uyarınca alacaklının ikametgahında ödenmesi gerektiğini, dolayısıyla para alacağına ilişkin icra takibinin alacaklının bulunduğu yer icra dairesinde yapılabileceğini, esasa yönelik itirazların da yerinde olmadığını ileri sürerek, itirazın iptaline, asgari %40 oranında inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, uyuşmazlıkta Adana İcra Müdürlüklerinin ve Mahkemelerinin yetkili olmadıklarını, HUMK.nun 9. ve 10.maddelerinin bu konuda açık hükümler taşıdığını; B.K.nun 73.maddesinin ancak hukuken geçerli sözleşmelerde uygulanabileceğini, taraflar arasında her hangi bir sözleşme bulunmadığını, davalının otel dekorasyonu için Adana'daki dava dışı L. Endüstriyel Dekorasyon Mobilya ve Yapı Malzemeleri Pazarlama Sanayii Ticaret A.Ş. ile anlaşma yaptığını, anlaşma çerçevesinde de halılar için bu şirkete ödemelerde bulunduğunu, davacının sözleşme ilişkisinin davalı ile değil, dava dışı L. Endüstriyel Dekorasyon Mobilya ve Yapı Malzemeleri Pazarlama Sanayii Ticaret A.Ş. ile kurulduğunu, dolayısıyla davacının bir alacağı varsa bu şirketten istemesi gerektiğini; öte yandan, malların teslim yerinin de, davalı firmanın ikametgahının bulunduğu İskenderun olduğunu, bu durumda B.K.nun 73. maddesinin olayda uygulanamayacağını, dolayısıyla İskenderun İcra Müdürlükleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu savunarak; öncelikle, Adana İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkisizliklerine, İskenderun İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduklarına, aksi takdirde davanın esastan reddine ve haksız takip nedeniyle asgari %40 oranında tazminata karar verilmesini istemiştir.

Yerel Mahkemece verilen; davalı şirketin İskenderun'da faaliyet gösterdiği, gönderildiği iddia olunan malların da İskenderun'da teslim alındığı, bu durumda davaya bakma yetkisinin HUMK.nun 10. maddesindeki özel yetki kuralı uyarınca sözleşmenin yerine getirildiği yer olan İskenderun mahkemesine ait bulunduğu, davalının ikametgahı İskenderun'da olduğundan, genel yetki kuralına göre de aynı Mahkemenin yetkili olacağı gerekçesine dayalı yetkisizlik kararı, Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuştur.

Davacı tarafından, Adana 5. İcra Müdürlüğü'nün 2001/17598 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan icra takibinde, borçlu davalının hem icra dairesinin yetkisine ve hem de borca itiraz ettiği, anılan dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.

Görülmekte olan davada da, davalı borçlu tarafından icra dairesinin yetkisizliği iddiası tekrarlanmış, aynı gerekçeye dayalı olarak mahkemenin de yetkisiz olduğu ileri sürülmüştür.

Hemen belirtilmelidir ki, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle, ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış, geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Bir icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise, bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece, açıklanan nitelikte bir icra takibinin varlığından söz edilemez. Eş söyleyişle, ilgili icra müdürlüğünün yetkisiz olduğu yönünde itiraza uğramış olan bir icra takibi, bu itiraz yöntemince karara bağlanmadıkça, hukuken geçerli bir takip niteliğine kavuşamaz.

Bu nedenle, itirazın iptali davasını gören mahkeme, öncelikle bu yönü inceleyip karara bağlamalıdır. Esasen, itirazın iptali davasına bakma yetkisi takibin yapıldığı yer mahkemesine ait olduğundan, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi zorunludur; mahkeme bu inceleme sonucunda kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. Yine, mahkemenin açıklanan yönde yapacağı inceleme ve değerlendirme bakımından, kendi yetkisine yönelik bir itirazın bulunup bulunmaması da önem taşımaz. Kısaca, itirazın iptali davasını gören mahkeme, kendi yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemek ve sonuçlandırmakla yükümlüdür.

Somut olayda, Yerel Mahkeme, icra dairesinin yetkisiz bulunduğu yönündeki davalı itirazı hakkında herhangi bir değerlendirme yapmaksızın; sadece, kendi yetkisine ilişkin itirazı incelemek suretiyle sonuca varmıştır.

SONUÇ : Hal böyle olunca; aynı yöne işaret eden Özel Daire bozma kararına uyması gereken Yerel Mahkemenin önceki kararda direnmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 06.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.





T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/14763
K. 2017/7720
T. 4.12.2017
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR : Davacı vekili, davalı aleyhine ... 12. İcra Müdürlüğünün 2015/7285 esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalının yetkiye ve borca itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalı borçlunun yetki itirazının yerinde olmadığını, itirazın iptaline , %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, davaya cevap vermemiştir.

Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin varlığı hususunda ihtilaf olmadığı,ihtilafın davacı tarafın icra takibini yetkili icra dairesinde yapıp yapmadığı konusunda olduğu , davalının icra takibine süresi içinde itiraz ettiği ve itirazında icra dairesinin yetkili olmadığı, yetkili icra dairesinin ... İcra Daireleri olduğunu açıkça belirttiği ve yetki itirazının usule uygun olarak yapıldığı, ... Esnaf Sanatkarlar Odaları Birliği'nin yazı cevabına göre davacının ikametgahının ... olduğu, takibin ... İcra Müdürlüğünde yapılması gerekirken yetkisiz icra dairesinde takip yaptığı gerekçeleriyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

SONUÇ : Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle itirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra müdürlüğünde takip yapılmasının bir dava şartı olmasına ve iş bu davada dava şartının gerçekleşmemiş olmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 04/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak: Kazancı İçtihat Bankası