Mesajı Okuyun
Old 22-05-2012, 08:22   #2
özfn_34

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
Bu durumda kefil ahmet 2011 yılında yapılan takipteki vekalet ücreti masraflar ve müvekkil bankanın alacağından sorumlu olmaz mı ? Yani kefil Ahmet in borcu 2011 yılındaki takip değeri olan 27000 değilmidir ?Çünkü temerrüt faizi kefil Ahmet içinde işlemez mi ?

Bu durumda ne yapmam gerekiyor. Kefil Ahmet Sadedece ve sadece 2012 takibindeki miktardan mı sorumlu olur yoksa 2011 yılındaki miktardan sorumlu olur. Çünkü banka muacceliyet ihbarnamesini 2011 yılında hem tüketici kredisinin kefili ahmet hemde asıl borçlu ali için göndermiştir.

Benim düşüncemi göre Ali 2011 deki 27000 TL lik miktardan sorumludur . Siz değerli meslektaşlarımın görüşlerini alırsam çok sevinirim. Teşekkürler...

Yargıtay 19. HD.

Esas :2009/11980
Karar:2010/7018
Tarih:07.06.2010
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelndi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, davalının dava dışı asıl borçlu N. U. müvekkili banka arasında akdedilen 30.10.2006 tarihli kredi sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, kredi sözleşmesine ilişkin olarak hesap özeti ve kat ihtarının tebliğine rağmen borcun ödenmemesi üzerine başlattıkları, takibin davalının itirazı nedeniyle durduğunu bildirerek itirazın iptaliyle takibin devamına, %40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve DAVA ETMİŞTİR.
Davalı, davacı bankaca asıl borçlu N.U’ya verilen tüketici kredisine kefil olduğunu, ancak artı hesap sözleşmesinde imzasının bulunmadığını, bankanın menkul rehni ve ipotek uygulamasında bulunduğunu bildirerek davanın reddi, %40 tazminatın davacıdan TAHSİLİNİ İSTEMİŞTİR.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davalının N.U’nun davacı bankadan aldığı krediye kefil olduğu, borç ödenmediğinden müşteri ve kefiller aleyhine icra takibine girişildiği, borç ödenmediği ve güvence altına alınmadığı halde davalının borca itiraz ederek takibin kendisi yönünden durmasına sebebiyet verdiği, söz konusu borcun hesap kat özetinin davalıya tebliği ve itiraz edilmemekle muaccel olduğu, davalının borcun tamamından müşterek ve müteselsil sorumlu olduğu halde kötüniyetle borca itiraz ettiği gerekçeleriyle davanın kabulüyle hüküm altına alınan 4.436,60 TL asıl alacağın %40’ı oranında inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının REDDİ GEREKMİŞTİR.
2-BK’nun 484 üncü maddesine göre, kefil, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumludur. Dava konusu kredi sözleşmesinde kredi limiti 4000 TL olarak gösterildiğine göre, mahkemece kredi limitinin aynı zamanda kefalet sorumluluğunu belirlediği gözetilmeli, kefilin sorumluluğu bu miktar ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarıyla SINIRLI OLMALIDIR. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin kefalet limitini aşar biçimde hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınması DOĞRU GÖRÜLMEMİŞTİR.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.06.2010 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.