Mesajı Okuyun
Old 10-03-2012, 18:44   #22
cikan

 
Varsayılan

1- Sn. Av. Nevra Öksüz, evet söz ettiğim davada temyiz eden taraf, temyizden feragat etti. Davadan feragat etmedi. Benim pazartesi sunacak olduğum içtihat da sizin gönderdiklerinizin bir benzeridir. Ben ilk soruyu yanlış anladım galiba.

Davacının temyizden feragat ile birlikte davasından feragat etmesinin, onun temyiz isteğini güçlendirdiğini düşünüyorum. Yani temyiz edenin asıl söylemek istediği “kararı bozun” dur. Sonuçta davasını (istemini) ortaya koymak taraflara, davanın ne davası olduğunu belirlemek (davanın adını ve hukuki niteliğini belirlemek) görevi hakime (örneğimizde Yargıtay’a) düşer. Yargıtay da yukarıda değerlendirdiğim gibi temyizden feragatle birlikte davadan feragati "hükmün bozulması isteği" yani temyiz isteği şeklinde yorumlayacaktır ve sunulan içtihattaki gibi kararı bozacaktır diye düşünüyorum.

Bir diğer ihtimalde de davadan ve temyizden feragati Yargıtay, “temyizden ve hükmün infazından feragat” olarak yorumlayabilir. Bu durumda temyiz dilekçesi reddedilecek ancak verilen hükmün infaz kabiliyeti kalmayacaktır. Yargıtay’ın görüşü, Sn. Av. İlknur Temel’in gönderdiği içtihattan anlaşıldığı gibi, bir önceki paragrafta sözünü ettiğim şekilde.

2-Sn. Av. İlknur Temel, temyiz aşamasında temyiz edilen davadan feragat edilmesi halinde davanın kendiliğinden ortadan kalkmasının mümkün olmadığını düşünüyorum. Verilmiş bir mahkeme hükmü (ilamı) olduğu ortadadır. Bu da kesinleştiğinde şekli anlamda kesin hüküm teşkil eder. Şekli anlamda kesin hükmün de infaz kabiliyeti vardır. Yargıtay temyiz incelemesi yaparak şekli anlamdaki kesin hükmü bozacaktır diye düşünüyorum.