Mesajı Okuyun
Old 07-02-2012, 19:49   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Değerli meslektaşlarım,

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?p=537376 adresindeki soru ve verilen yanıtlar bir tartışma doğurdu. Tartışmanın Usul Hukuku ile ilgili olması nedeniyle burada yapılmasının uygun olacağını düşündüm.

Tartışma konusu şu:
1- Davanın kabulüne karar verilmiş.
2- Taraflar kararı temyiz etmişler.
3- Daha sonra davacı yerel mahkemeye verdiği dilekçe ile davadan feragat etmiş.
4- Dosya Yargıtay'a gönderildikten sonra her iki taraf da temyizden feragat etmişler.

Bu durumda Yargıtay, temyizden feragate rağmen dosyayı inceleyebilir mi?


Ben, inceleyemeyeceğini düşünüyorum. Bu düşüncemin temelinde "Temyiz bir davadır" saptaması var. Temyiz bir dava ise, hele de temyiz davasının konusu yerel mahkemenin kararı ise, temyizden (temyiz davasından) feragat halinde Yargıtay'ın dosyayı incelememesi, temyizden feragat nedeni ile temyiz dilekçesini reddetmesi gerekir.

Bir başka deyişle:
Temyiz incelemesinin yapılabilmesi için;
1- Yerel mahkemece bir karar verilmiş olmalı,
2- Taraflardan en az biri kararı temyiz etmelidir.
Bu iki şartın her ikisi de var ise Yargıtay dosyayı inceleyebilir. Yargıtay, henüz yerel mahkeme karar vermeden, tarafların temyiz incelemesi olsa bile inceleme yapamayacağı gibi; taraflardan en az birinin temyiz talebi olmadan da dosyayı inceleyip bir karar veremez. Temyizden feragat, yukarıdaki 2. şartın yokluğu anlamına gelir. Temyiz talebi yok ise ya da sonradan bundan feragat edilmiş ise Yargıtay'ın dosyayı inceleyip bir karar vermesi yasaya (HUMK 72, HMK 24) aykırıdır.


Oysa Yargıtay'ın bu konudaki tutumu, benim düşüncemden farklı ve kendi içinde çelişkilidir.

Bir kararı inceleyelim:



(Yukarıdaki karar THS Şerhi'ne Av.Nevra Öksüz tarafından eklenmiştir. http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=13029)

Görüldüğü gibi Yargıtay, temyizin bir dava olduğunu, hem de yerel mahkeme kararının doğruluğu/yanlışlığı konusunda bir dava olduğunu, Yargıtay'ın tarafların temyiz talebi ile bağlı bulunduğunu hiç dikkate almadan, temyizden feragate rağmen bir karar vermiştir. Oysa temyiz dilekçesinin reddi ile yetinilmeliydi.

Aşağıdaki kararda muhalefet şerhine dikkat çekmek istiyorum:



Görüldüğü gibi muhalif üye yasayı doğru değerlendirmekte ve "talep olmadan karar verilemeyeceğini" vurgulamaktadır.

Tartışmamız siz değerli üyelerin katkılarıyla zenginleşecektir, katılımınızı bekliyoruz.

HMK.24'a aykırı bir durumun olmadığını düşünüyorum. Ortada feragatin hükme bağlanması istemli bir taraf dilekçesi vardır. Hüküm ile mahkeme davadan el çektiği için, bu istemin ancak Yargıtay tarafından değerlendirebileceğine dair Yargıtayın ve doktrinin yerleşik ortak kanaati de mevcuttur. Bu itibarla (HMK.24 hükmü nedeniyle) talep olmadan mahkeme (Yargıtay) karar veremez diyemeyiz diye düşünüyorum.

Diğer yandan feragattan dönülemeyeceğine dair yine bir başka yerleşik yargı uygulaması mevcuttur. Davadan feragatten dönmek anlamına gelecek temyizden feragat dilekçesinin de bu kabul nedeniyle hüküm ifade etmeyeceğini düşünmek de yargının ve doktrinin yerleşik kanaati ile tutarlı olacaktır.