Mesajı Okuyun
Old 24-09-2006, 15:53   #19
ahmetsacit

 
Varsayılan

Anayasanın tamamen değiştirilmesi ve anayasanın sadece HSYK ve bunula ilişkili olarak hukuk devleti alanında değil diğer alanlar da da sınıfta kaldığına ilişkin bir görüş daha,

Alıntı:
Yargıtay Onursal Başkanı Doç. Dr. Sami Selçuk, hukukun üstünlüğünü de, gelişmeyi de sağlayacak temel unsurun düşünce özgürlüğü olduğunu belirterek, 'Türkiye'de ne üretim kurumlarında, ne de üniversitelerde hiç bir zaman düşünce özgürlüğü olmamıştır. Anayasa'yı tamamen değiştirmek gerekir.' dedi.
Memur-Sen Bilecik İl Temsilciliğinin 6 Eylül Kültür Merkezi'nde düzenlediği 'Hukukun üstünlüğü ve düşünce özgürlüğü' konulu konferansta konuşan, Yargıtay Onursal Başkanı Doç. Dr. Sami Selçuk, Türkiye'de devletin hukuku yapma tekelini elinde bulundurduğu için bireyle devletin eşitliğinden söz edilemeyeceğini, Anayasa'nın anayasa olma ruhuna aykırı yapıldığını kaydetti. Selçuk, 'Anayasa, güçlü devlet karşısında zayıf bireyi koruması gerekirken, devleti bireye karşı koruyor. Bu anayasa kavramına aykırı. Anayasa'da düzenlemek yapmak mümkün değil. Bir yerini düzeltiyorsunuz öbür tarafı bozuluyor. Tamamen değişmesi gerekir.' diye konuştu.

Bu konuyu bir örnekle anlatan Selçuk; 'Baba erenlere bir kadın, çarpılmış çocuğunu getirmiş, okumasını ve düzeltmesini istemiş. Baba eren bakmış bakmış çocuğun her tarafı çarpık ve düzelme imkanı yok. Demiş ki; 'biz okuyalım çocuk bir daha çarpılsın belki o zaman düzelir. Tıpkı bizim anayasa da öyle. Biz bu Anayasa ile demokrasiyi sittin sene düzeltemeyiz.' şeklinde konuştu.

Laikliğin, günümüzde barış ve din konusundaki önemli kavramların başında geldiğini, ancak tanımına uygun uygulanmadığını belirten Selçuk, laikliğin Fransa'dan aldığımızı ancak bugün bizdeki laiklikle oradaki laikliğin çok farklı olduğunu belirterek şöyle konuştu: 'Bu ilke, barış ve din konusundaki önemli ilkelerin başında geliyor. Ama doğrusunu yaptığımız zaman. Laiklik, vatandaşlık bilgisi ile tartışılacak kadar basit değil, çok bilinmeyenli bir denklemdir. Özünü bırakır, içini boşaltırsanız bu hale gelir. Bir de hepsi yetmiyormuş gibi kalkıp Fransa'ya laiklik dersi veriyoruz.'

Türkiye'de düşünen herkesin cezaevi gördüğünü, bu nedenle düşüncenin yer altına indiğini ve ya öcü ya da cazibe merkezi olduğunu kaydeden Sami Selçuk, 'En fazla özgürlüğe ihtiyacı olan yer üniversitedir. Bilim adamının düşüncesini yargıç değil ancak bir başka bilim adamı çürütebilir. Hukukun görevi bireyi alabildiğine özgürleştirmektir. Türkiye'de ne üretim kurumlarında, ne de üniversitelerde hiçbir zaman düşünce özgürlüğü olmamıştır. Beyinler hep yıkanmış, hep bir şeyler öğrenilmek zorunda kalınmıştır. Türkiye, düşünce özgürlüğü sürecini hala yaşayamadığı için sıkıntıdadır.' dedi.

Cihan Haber Ajansı