merhaba sevgili meslektaşlar,

atgv adlı vakıf adalet hizmetlerinin daha kaliteli bir şekilde verilebilmesi için 1981 yılında kurulmuş. kurulduktan sonra epeyce de hizmet yapmış. daha çok bir inşaat firması gibi çalışmış.

aslında amacın da belirlendiği vakıf senedinde yazanlara kimsenin itirazı olamaz. keşke aynı şey avukatlar için de yapılsa.

burada problem vakfın gelir elde etme yöntemlerinde. bir yandan piyasanın serbestleştirilmesi ve rekabete açılması konuşulurken diğer taraftan bazı kamu görevlilerinin barınak ihtiyaçlarının finansmanlarının doğrudan vatandaş tarafından yapılması akla mantığa aykırı ve bu ülke dışında olmayacak bir iş. ama işin tuhafı bu finansman modelinin bakanlık teşkilatı da dahil hiçbir bürokratı rahatsız etmiyor oluşu.

demek ki barınma sorununu halletme veriliyor, karşılığında aklı çalıştırmama alınıyor.

vakfın gelir elde etmek için başvurduğu temel yöntem araçları kullanan vatandaştan olabildiğince fazla para almak. vakfın sitesinde elde edilen gelirin ne kadarının sunulan hizmetlerden kaynaklandığına dair herhangi bir bilgi yok. bilgi verilmemesinden, sunulan hizmet denilen araç tahsis işleminden vakfın ne kadar büyük bir gelir elde ettiğini anlayabiliriz. bu gelirle her yıl onlarca ev satın alınmaktadır.

bu evler çeşitli kademelerdeki personele tahsis edilmektedir. çeşitli kademelerin hangi kademeler olduğu bilgi verilmediği için yine bilinemiyor.

bir zaman önce bakanlığa bilgi almak için yazmıştım. ama dikkate almamış olacaklar ki bilgi vermediler.

konudan fazla uzaklaşmadan kamu yönetiminde şeffaflık sağlanmadan demokrasiden nasıl bahsedeceğiz? eğer haksızlık yargı mensupları eliyle yapılıyorsa bunun önüne nasıl geçeceğiz? bunun cevabını verebilecek olan kişi var mı?