Mesajı Okuyun
Old 29-11-2007, 18:45   #61
üye14540

 
Varsayılan

Haber konusu Yargıtay Başkanlığı Basın Bürosu'nun ilgili açıklamasının tam metni şöyle:

T.C.
YARGITAY
BASIN BÜROSU____________________________________________ __

Uzun süredir ve sıklıkla çeşitli basın organlarında konu edilen ve olayın hukuki niteliği ile ilgili yeterli bilgiden yoksun haberler nedeniyle aşağıdaki açıklamanın yapılması zorunlu görülmüştür.
Öncelikle ifade etmek isteriz ki yargı kararları, niteliği gereği teknik ve özel bilgi gerektirenler hariç, vatandaşlarımızın anlayabilecekleri şekilde kaleme alınmaktadır. Yine de basında yer verilmesi düşünülen kararların en azından ilgili basın kuruluşunun hukuk bürolarına danışılarak haber yapılmasında fayda vardır. Farklı algılamalar yada yanlış yorumlamalarla yapılacak bir haberin toplumu yanlış bilgilendireceği unutulmamalıdır. Köşe yazarlarının sorumluluğu ise daha da ağırdır. Bir konuyu değerlendiren yazarın, yorum ve eleştirisinde sağlıklı verilere, sağlam bilgilere dayanması ve bunları sağduyu süzgecinden geçirmesi zorunludur. Mahkeme kararı bazında konu irdelenecekse, kararın emsal teşkil edecek bir karar mı, yoksa somut olaya özgü bir hüküm mü olduğuna dikkat edilmelidir. Bu çizgi işin özünü teşkil eder. İçeriği iyice anlaşılmadan yazılan bir haber yada yapılan bir yorum, okuyanı farklı ve yanlış bilgiye ve kimi zaman da tepkiye yönlendirir. Basın mensuplarının bu hassas çizgiye özen gösterdiklerinden şüphemiz olmamakla birlikte, çizgiye basılması yada çizginin aşılması nadir de olsa görülmektedir.
Bu bağlamda;
Yargıtay Birinci Ceza Dairesinin bir kararının çarpıtılarak; ciddi ve üzücü bir olayın, magazin boyutuna indirgendiği gözlenmiştir. Sırf okurların merakını uyandırmak adına sergilendiğini düşündüğümüz bu sorumsuzluk; toplumun büyük kesimini rahatsız edeceği gibi, yargıyı da hafife almak olarak değerlendirilmiştir.
Haberin konusu, eşini öldüren sanığın cezasından yapılan indirimdir. Oysa manşete taşınan gerekçeyle sanık lehine indirim yapılmamış, ekte sunulan Daire kararında görüleceği üzere bu husus açıkça belirtilmiştir. Sözkonusu olayda, eşin cinsel birleşme talebini reddetmesinin indirim nedeni olmadığı net bir şekilde vurgulanmıştır. Sanığa hakaret etmesi, iteklemesi, yataktan atması lehine haksız tahrik olarak kabul edilmiştir. Uygulamadaki indirim, dosya kapsamına göre, yasal ve farklı gerekçeler taşımaktadır. Yukarda da açıklandığı gibi, sorumlu haberciliğin gereği bu konunun basın kuruluşunun hukuk bürosuna danışılarak yazılmasıdır. Duyarlı insanların infiale kapılmasına sebebiyet verecek boyuttaki sarsıcı manşet, ne olayla ne de verilen kararla örtüşmemektedir.
Basın kuruluşlarının ve habercilerin taşıdıkları ağır sorumluluğun bilincinde olmaları, bu sorumluluğa uygun davranmaları, kamuoyunu yanıltıcı ve yanlış yönlendirici haber ve yorum yapmamaları gerekmektedir. Yapılan her hatanın tekziple düzeltilmesi de mümkün değildir. İki gün sonra yapılacak düzeltmenin kaç kişinin dikkatini çekeceği, kaç bulanmış zihni berraklaştıracağı bilinemez. Önemli olan konuları çarpıtmamak ve zihinleri karıştırmamaktır.
İzah edildiği gibi hatalı tutum sergileyen bir kısım basından, işlevinin gereği olan ciddiyet ve sorumlu davranış beklenmektedir.
Yukarıdaki açıklama, kamuoyunun ve duyarlı basınımızın bilgilendirilmesi amacıyla yapılmıştır.


Saygıyla duyurulur.

Yargıtay Basın Bürosu

Habere konu Yargıtay kararı da aynen şöyle:

T.C.
Y A R G I T A Y

BİRİNCİ CEZA DAİRESİ

Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2006/4528
KARAR NO : 2007/6751
TEBLİĞNAME : 1-B/2006/72989

Karısı Ö Y'nu kasten öldürmekten ve izinsiz silah taşımaktan sanık Ü Y'nun yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin (KOCAELİ) Birinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 31.01.2006 gün ve 202/6 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi C. Savcısı, sanık müdafii ile müdahiller vekili taraflarından istenilmiş ve hüküm kısmen re'sen de temyize tabi bulunmuş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

TÜRK MİLLETİ ADINA

1- Maktulenin eşi olan sanıkla Antalya’ya gitmek istememesi ve cinsel birleşme talebini reddetmesi haksız tahrik teşkil etmiyor ise de; aksi kanıtlanamayan savunmaya göre olay gecesi cinsel ilişki teklif ettiği eşi olan maktülenin, kendisini iteklemesi, yataktan düşürmesi ve hakaret etmesinin sanık lehine haksız tahrik teşkil ettiği cihetle tebliğnamenin bu yöndeki bozma isteyen düşüncesi benimsenmemiştir.
2 - Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın kasten eşini öldürmek ve 6136 sayılı yasaya aykırılık suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, cezayı azaltıcı haksız tahrik sebebinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde düzeltme nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin suç kastına, haksız tahrikin ağır olduğuna, eksik incelemeye, takdire, müdahiller vekilinin suç vasfına, haksız tahrik indirimi uygulanamayacağına, cumhuriyet savcısının sanık lehine haksız tahrik indirimi uygulanamayacağına yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle,
5237 sayılı TCK nun 53. maddesi uyarınca belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılan sanık hakkında velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından getirilen kısıtlamanın 53/3 fıkrası uyarınca şartla tahliye tarihine
kadar geçerli olduğunun hüküm fıkrasının mahsus bölümüne eklenmesine karar vermek suretiyle CMUK 322 maddesindeki yetkiye istinaden DÜZELTİLEN kısmen resen de temyize tabi bulunan hükmün tebliğnamedeki düşünce hilafına ONANMASINA 24.09.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.