Mesajı Okuyun
Old 18-01-2008, 13:02   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Karar sonrası dosyayı incelemem esnasında karşı tarafın 3 ay sonra yani karardan 1 gün önce beyanlarını verdiklerini gördüm. Bu durum hukuki açıdan mümkün müdür?
- Mümkündür. Beyanda bulunmak mecburiyeti de yoktur. Hakim dinlenen tanıkların ifadelerini vicdani kanaatine göre değerlendirecektir.

Alıntı:
Oğlum 3,5 yaşında velayeti bana verildi. Ayın belli haftalarında yatılı, yaz tatilinde 1 ay süre ile babası ile kişisel ilişki kurmasına karar verildi. Ama oğlum babasını tanımıyor bile. Yaptığım okumalardan kişisel ilişkinin zaman göre değişebileceğini biliyorum. Temyiz dilekçesinde en azından oğlumun belli bi yaşa gelene kadar yaz aylarındaki sürenin kısaltılmasını talep edebilir miyim?

- Talep edebilirsiniz. Ancak çocuk için olası bir olumsuzluk olsaydı zaten dava safahatında dile getirileceğini düşünmekteyim. Bu nedenle Yargıtay’daki incelemede bu hususta lehinize bir değişiklik olacağını zannetmiyorum. Ancak kararın kesinleşmesinden sonra ,kişisel ilişki kurulmasından ötürü somut olumsuzlar saptanırsa, bu hususta yeni bir düzenleme talep edilebilir.



Alıntı:
Çalışan bir anneyim ve ancak temmuz, ağustos aylarında izin alabiliyorum. Ağustos ayında babada kalırsa, temmuz ayında benle tatil yapacağı ayda da hafta sonu kişisel ilişki kurması benim velayet hakkımı kısıtlamaz mı? Buna dair elinizde örnek bir karar var mıdır?

- Velayet hakkınız kısıtlanmış olmaz. Yasa ve uygulama ebeveynden önce çocuğun üstün yararını düşünmektedir. Aksine Yargıtay kararı bulabileceğinizi zannetmiyorum.

Alıntı:
Bir de bu kişisel ilişki kurma durumu boşanma kararı kesinleştikten sonra mı oluyor? Velayet boşanmanın eki niteliğinde kabul ediliyor ama bu kesinleşme durumu benim kişisel ilişki yönlerini de temyiz edersem temyiz kararı sonrasında mı oluyor?



- Yerel mahkeme kararında kişisel ilişki ile ilgili tedbiren karar verilmiş ve bu tedbirin karar kesinleşmesine kadar devam edileceği hüküm altına alınmışsa temyiz aşamasında da kişisel ilişki kurulmalıdır. Değilse, velayete ilişkin hükümler kesinleştikten sonra icraya konu edilebilirler. Kişisel ilişkiye yönelik temyiz başvurusunda da bulunacağınıza göre sorun bulunmamaktadır.

Alıntı:
Haklı olduğum bi davada haksız konuma düştüm. Hem de tamamen kusurlu gösterildim. (deliller olmamasına rağmen, kan bağı olan tanıklarla tkarşı dava dilekçesindeki beyanlar doğrultusunda). Temyizde tazminatlar konusu ve velayet konusuna itiraz edeceğiz. Avukatım kusur olaylarına da değinirsek boşanma kararı reddedilebilir diyor.
- Kan bağı olması başlı başına tanıkların yalan beyanda bulunduğuna karine oluşturmaz. Hakim iki tarafın tanıklarını dinledikten sonra eşinizin tanıklarına itibar etmiş görünmektedir. Tanık ifadelerini okuma imkanımız olmadığı için bu konuda beyanda bulunmamız mümkün değildir. Ancak yerel mahkemenin bu konudaki takdirinde hata varsa, Yargıtay kararı bozacaktır. Kusur durumu da değişeceği için avukatınıza katılmaktayım.


Alıntı:
Temyiz dilekçesi detaylı yazılırsa okunmaz diye bir yargı varmıdır gerçekte? (dava içeriğini genişletmemek kaydı ile)
- Maalesef böyle bir tevatür dolaşmaktadır. Ancak biz buna katılmamaktayız. Bozulması istenilen hangi hususlar bulunmaktaysa tek tek ve dayanaklı olarak yazılmalıdır. Amaç yerel mahkemenin gözünden kaçan hususları Yargıtay’ın dikkatine sunmaktır.

Sizin de kabul ettiğiniz gibi uzun yazıp çok soru sormuşsunuz. Önümüzde dava dosyası olmadığı için, sizin beyanınıza göre ve sadece genel bilgiler yazabilmekteyiz. Dosyaya vakıf olan avukatınızdır. Avukatınıza güvenin ve onun yönlendirmesine göre hareket edin.

Saygılarımla