Mesajı Okuyun
Old 06-12-2006, 16:28   #5
av.c_ergul

 
Varsayılan

merhabalar;
Borçlu vekili 11.000 YTL lik borcun 5.000 YTL lik kısmına itiraz etmiştir. Bundan sonraki aşamalarda (itirazın kaldırılması, itirazın iptali) borçlunun bu 5.000 YTL lik kısmın mevcut borçtan ödendiğini(illiyet bağı) ispat etmesi gerektiği kanısındayım.(anladığım kadarıyla bunu önceki haciz tutanağıyla ispat edebilir) böyle bir durumda borçlunun itirazı kabul edilecektir. Konuyla birebir örtüşmese de aşağıdaki yargıtay kararı bir ışık olabilir. saygılar

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2004/12-297
K. 2004/291
T. 12.5.2004
• BORCA İTİRAZ DAVASI ( Kambiyo Senetlerine Mahsus Takipte - Borçlunun Ödeme İddiasıyla İbraz Ettiği Makbuzun Çeklerin Teslimine İlişkin Olarak Düzenlenmiş Olması )
• KAMBİYO SENETLERİNE ÖZGÜ TAKİP ( Ödeme İddiasıyla Borca İtiraz Eden Davacı Borçlunun İbraz Ettiği Makbuzun Çeklerin Teslimine İlişkin Olarak Düzenlenmiş Olması )
• TEDİYE MAKBUZUNUN ÇEKLERİN TESLİMİNE İLİŞKİN Mİ YOKSA ÇEK KARŞILIKLARININ ÖDENDİĞİNE İLİŞKİN Mİ DÜZENLENDİĞİNİN TESBİTİ ( Kambiyo Senetlerine Mahsus Takipte Borçlunun Ödeme İddiasıyla Borca İtirazı )
• ÇEK KARŞILIĞI İÇİN YAPILAN TAKİPTE BORÇLUNUN ÖDEME İTİRAZI ( Borçlunun İbraz Ettiği Tediye Makbuzunun Çek Karşılığının Yatırıldığına Değil Çeklerin Alacaklıya Teslim Edildiğine İlişkin Olarak Düzenlenmiş Olması )
2004/m.68, 168
ÖZET avacı-borçlu vekili; Davalının kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla müvekkili aleyhine icra takibine giriştiğini, ancak, tarafların açık hesap usulü çalışmaları nedeniyle takip konusu iki adet çek karşılığının, keşide tarihlerinden önce ödendiğini ve alacaklıdan 7.2.2002 tarihli tahsilat makbuzunun alındığını ileri sürerek, borçlunun ödediği miktar yönünden takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı-alacaklı vekili; Borçlunun ödeme iddiasına kanıt olarak ibraz ettiği 7.2.2002 tarihli makbuzun, takibe konu çeklerin borçludan teslim alındığına dair bir belge niteliğinde olduğunu savunarak, itirazın reddine karar verilmesini istemiştir. Uyuşmazlık; Borçlunun ödeme iddiasına kanıt olarak ibraz ettiği 7.2.2002 tarihli makbuzun, borcun ödendiğine dair bir belge mi, yoksa icra takibine konu çeklerin alacaklıya teslimine dair bir belge mi olduğu, dolayısıyla ödeme iddiasının kabulünün gerekip gerekmediği noktasındadır. Somut olayda, borçlunun ödeme iddiasına kanıt olarak ibraz etmiş olduğu 7.2.2002 tarihli tahsilat makbuzunda takip konusu çeklerin keşide tarihleri ve numaraları gösterilmek suretiyle, makbuzun "çek" teslimine dair bölümü işaretlenmiş, "nakit" ödeme ile ilgili bölüm boş bırakılmıştır. Bu olgular birlikte değerlendirildiğinde; ileriki tarihli çek keşide eden borçlunun, bu çekleri 7.2.2002 tarihinde alacaklıya teslim ettiği ve çeklerin alındığına dair 7.2.2002 tarihli tahsilat makbuzunun düzenlendiği; anılan makbuzun takip konusu çek karşılıklarının ödendiğine dair bir belge olmadığı kuşku ve duraksamadan uzaktır. Hal böyle olunca borçlunun ödeme iddiasını ispat edemediği yönündeki isabetli teşhis ve tesbite dayalı olarak merciice verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, onanmalıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki "borca itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa 2.İcra Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 25.3.2003 gün ve 807-182 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesi'nin 31.10.2003 gün ve 17466-21291 sayılı ilamiyle; ( ...Borçlunun ödeme iddiasına kanıt olarak ibraz etmiş olduğu 7.2.2002 tarihli tahsilat makbuzlarında açıkça takip konusu çeklere keşide tarihleri ve numaraları gösterilmek suretiyle atıf yapıldığı görülmektedir. İleriki tarihli çek düzenlemesi mümkün bulunduğundan tahsilat makbuzunun tarihinin, çeklerin keşide tarihlerinde önceki tarihi taşıması ödeme iddiasının kabulüne engel teşkil etmez.Ancak alacaklı belgenin şirket yönünden bağlayıcı olmadığını iddia ettiğinden bu belgedeki imzanın 7.2.2002 tarihi itibariyle yetkili olan şirket yetkilisine ait olup olmadığı mercice belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar vermek gerekirken yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava borcun kısmen ödendiği iddiasına dayalı itirazdan ibarettir.

Davacı-borçlu vekili; Davalının kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla müvekkili aleyhine icra takibine giriştiğini, ancak, tarafların açık hesap usulü çalışmaları nedeniyle takip konusu iki adet çek karşılığının, keşide tarihlerinden önce ödendiğini ve alacaklıdan 7.2.2002 tarihli tahsilat makbuzunun alındığını ileri sürerek, borçlunun ödediği miktar yönünden takibin iptaline karar verilmesini istemiştir.

Davalı-alacaklı vekili; Borçlunun ödeme iddiasına kanıt olarak ibraz ettiği 7.2.2002 tarihli makbuzun, takibe konu çeklerin borçludan teslim alındığına dair bir belge niteliğinde olduğunu savunarak, itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.

Tetkik Mercii'nin; "çeklerin alacaklıya teslimine dair 7.2.2002 tarihli makbuzun, ödeme belgesi olarak kabulünün mümkün bulunmadığı" gerekçesiyle "borca itirazın reddine" dair verdiği karar, Özel Daire'ce yukarıda açıklanan gerekçesiyle bozulmuştur.

Uyuşmazlık; Borçlunun ödeme iddiasına kanıt olarak ibraz ettiği 7.2.2002 tarihli makbuzun, borcun ödendiğine dair bir belge mi, yoksa icra takibine konu çeklerin alacaklıya teslimine dair bir belge mi olduğu, dolayısıyla ödeme iddiasının kabulünün gerekip gerekmediği noktasındadır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 168 nci maddesinin 5.bendine göre, borçlu "borcu olmadığı veya borcun itfa edildiği veya mehil verildiği veya alacağın zamanaşımına uğradığı" iddiasında ise, bunu sebepleri ile birlikte beş günlük itiraz süresi içinde ayrıca ve açıkca bir dilekçe ile icra tetkik merciine bildirmek zorundadır.

Bu noktada borçlu, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini ( örneğin borcu ödediğini, borcu ile takas etmek istediği karşılık alacağını ) veya borcun ertelendiğini yalnız resmi veya imzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş bir belge ile ispat edebilir. ( İİK.m.68,I )

Tetkik mercii,borçlunun itiraz dilekçesine ekli bu delillerle bağlı olup, tanık dinlemek veya yemin verdirmek suretiyle karar veremez.

Somut olayda, borçlunun ödeme iddiasına kanıt olarak ibraz etmiş olduğu 7.2.2002 tarihli tahsilat makbuzunda takip konusu çeklerin keşide tarihleri ve numaraları gösterilmek suretiyle, makbuzun "çek" teslimine dair bölümü işaretlenmiş, "nakit" ödeme ile ilgili bölüm boş bırakılmıştır.

Bu olgular birlikte değerlendirildiğinde; ileriki tarihli çek keşide eden borçlunun, bu çekleri 7.2.2002 tarihinde alacaklıya teslim ettiği ve çeklerin alındığına dair 7.2.2002 tarihli tahsilat makbuzunun düzenlendiği; anılan makbuzun takip konusu çek karşılıklarının ödendiğine dair bir belge olmadığı kuşku ve duraksamadan uzaktır.

Hal böyle olunca borçlunun ödeme iddiasını ispat edemediği yönündeki isabetli teşhis ve tesbite dayalı olarak merciice verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, onanmalıdır.

SONUÇ : Davacı-Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 12.5.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.